'Can suyu' ile kurumaktan kurtarılan Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti eski günlerine dönüyor

-
Aa
+
a
a
a

Kars'ın Arpaçay ilçesinde, 'can suyu' ile kurumaktan kurtarılan Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti eski günlerine dönüyor.

Fotoğraf: KuzeyDoğa Derneği
Gezegenin Geleceği: 1 Haziran 2020
 

Gezegenin Geleceği: 1 Haziran 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Kars'ın Arpaçay ilçesinde, 'can suyu' ile kurumaktan kurtarılan Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti eski günlerine dönüyor. Yaklaşık 9 ay önce başlatılan çalışmalar sonucunda günde 16 saat süre ile saniyede 27 litre can suyu Kuyucuk Gölü ile buluştu. Son haftalarda yağan yağmurların da etkisiyle yavaş yavaş eski haline dönen Kuyucuk Gölü'ne bir haftada 57 türden 3 bin 178 kuş geldi. Göle özel olarak kurulan meteoroloji istasyonu ile göldeki iklim değişikliği de takip ediliyor.

Her bölgede ani hava değişimi

Tarım gazetecisi Ali Ekber Yıldırım’ın tarımdunyasi.net isimli internet sitesindeki yazısına göre 10 günde yaşanan ani hava değişimi nedeniyle bazı bölgelerde aşırı sıcaktan, bazı bölgelerde ise aşırı soğuk, don, dolu ve fırtınadan tarım ürünleri büyük zarar gördü. Yıldırım, “Hemen her bölgede ürünler ani hava değişimi ve yağışlardan zarar görürken en çok etkilenen ürünler arasında erkenci portakal, erkenci mandalina çeşitleri, bazı limon çeşitleri, çiçeklenme dönemindeki zeytin ağaçları, Antep fıstığı, tarla bitkilerinden ise mısır, patates, ayçiçeği, domates, salatalık, biber, kabak, buğday ilk sıralarda yer aldı” dedi. Adana Ziraat Mühendisleri Odasından Semih Karademir, erkenci portakal ve mandalina çeşitlerinde sıcaklığa bağlı olarak çok büyük zarar meydana geldiğini, bu yıl bu ürünlerde üretimin çok az olacağını söyledi. Yıldırım yazısında Konya Ovası ve İç Anadolu’da soğuk hava nedeniyle başaklanma döneminde olan buğdayda verim kaybı endişesi yaşandığını, birçok bölgede rüzgar nedeniyle yan yatan buğdaylarda da verim kaybı olabileceğinin uyarısında bulundu. Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesinden Prof. Dr. Süleyman Soylu ise Yıldırım’a yaptığı açıklamada çiftçilerin zarar gören tarlayı hemen sürmemesi gerektiğini belirterek: “Ürünlerinde soğuk zararı semptomları olanlar acele karar vermesinler, gereksiz masraf yapmasınlar. Bazı çiftçilerimiz bitkiyi morarmış görünce hemen tarlayı sürüp ekim yapıyor. Bu doğru değil. Birkaç gün beklendikten sonra bitki kendini toparlar ve gelişmeye devam eder. Geçmişte bunu gördük. Verim kaybı bile olmadan üretici ürünü aldı. Bu nedenle bir kaç gün çok önemli acele etmeden bitki durumuna göre, ölüp ölmediğine baktıktan sonra yeni ekim yapılıp yapılmayacağına karar verilmeli” dedi.

Şili'de Bocamina kömürlü termik santralı kapatılıyor

Şili’nin Coronel şehrindeki iki üniteli Bocamina kömürlü termik santrali 2022 ortasında kapanıyor. Santralin sahibi Şirket, İtalya ve İspanya’daki kömür faaliyetlerini ise en geç 2025’te durdurmayı planlıyor. Şirketin şaşırtıcı kararı; kömür yakıtlı elektrik santrallarının ekonomik kayıplara yol açması, Şili’de yenilenebilirlere yatırım yapmanın hem karbonsuzlaşmaya teşvik hem de iklim değişikliği taahhütleri açısından akılcı olması gerekçelerine dayandırılıyor.

Avustralya'da en büyük risk sıcaklık

Avustralyalı bir grup sağlık uzmanına göre sıcaklık, iklim krizinin ülkede yarattığı en büyük risk. Dünyadaki emisyonlar aynı kalsa bile 2080 yılında Avustralya sadece artan sıcaklıklar nedeniyle ölüm oranlarında dört kat artış yaşayabilir. Avustralya Ulusal Üniversitesi’nden fizikçi Arnagretta Hunter, “İklim krizi öldürüyor ancak ölüm kayıtlarında bunu belirtmiyoruz” diyor. Lancet Planetary Health’de yayımlanan yeni bir çalışmada Hunter ve diğer dört halk sağlığı uzmanına göre, Avustralya’nın ölüm kayıtları aşırı sıcaklardan kaynaklanan ölümleri önemli ölçüde eksik bildiriyor. Uzmanlara göre en az 50 kat eksik raporlanıyor. Avustralya’daki ölüm belgelerinde önceden mevcut koşullar ve diğer faktörler için bir bölüm olsa da, dış iklim koşulları nadiren dikkate alınıyor. Hunter, “Yaz yangınlarının aşırı sıcaklıklar ve kuraklığın bir sonucu olduğunu biliyoruz. Yangınlar sırasında hayatını kaybedenler sadece yangınlarla mücadele etmiyordu. Birçok Avustralyalı dumana maruz kaldığı için hayatını kaybetti. Astım krizi geçirip yoğun dumana maruz kalarak hayatınızı kaybediyorsanız bunun ölüm kaydında belirtilmesi gerekir” dedi. Yazarlar, “İklim değişikliği birçok insan için endişe edici. Ancak aşırı sıcaklıklar kayda geçmez ise, tam etkisini asla öğrenemeyiz. Ölüm kayıtlarında dolaylı nedenler de rapor edilmeli. Tüm ölüm kayıtları ölüme neden olan harici faktörleri içermeli ve bu verilerin, etki değerlendirmelerinin yapılabilmesi için büyük ölçekli çevresel veri kümeleriyle birleştirilmesi gerekiyor” diyorlar.

Tuz Gölü'nü bu yıl turistler ziyaret etmedi

Tuz Gölü'nü koronavirüs salgını nedeniyle bu yıl yerli ve yabancı turistler ziyaret edemedi. Algler, sıcaklığın ve tuzluluğun arttığı yaz dönemlerinde kırmızı renkli beta-karoten madde üreterek güneş ışınlarının zararlı etkilerinden kendisini koruyor. Yine bu dönemde halo bakteriler ise fazla ürediği için gölün rengi pembe veya kırmızı renge bürünüyor. Sıcaklık azalınca veya yağmurlu dönem başlayınca göl tekrar eski haline kavuşuyor. Tuz Gölü’nün pembe renge bürünmesiyle ilgili bilimsel açıklamalarda bulunan Aksaray Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Cemal Darılmaz, “Tuz Gölü zaman içerisinde pembemsi ve kırmızımsı renklere bürünüyor. Bu rengi veren ise Artemia salina adını verdiğimiz tuzcul bir omurgasız. Aynı zamanda bazı bakteriler de var. Artemia salina flamingolarında besini olduğu içinde flamingoların kanatlarındaki renklere neden olan beslenme. Flamingolar renklerini tuz gölünden alıyorlar” dedi.