Büyük çaplı yaşlı ağaçlar, küçük ağaçlara kıyasla daha fazla karbon depoluyor

-
Aa
+
a
a
a

Amerika Birleşik Devletleri’nde ağaçlar üzerine yapılan yeni bir çalışma daha büyük çaplı yaşlı ağaçların küçük ağaçlara kıyasla çok daha büyük miktarda karbon depolayabildiğini ortaya koydu.

Gezegenin Geleceği: 10 Kasım 2020
 

Gezegenin Geleceği: 10 Kasım 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Yeşil Gazete’ce yayınlanan bir haberde Amerika Birleşik Devletleri’nde ağaçlar üzerine yapılan yeni bir çalışma daha büyük çaplı yaşlı ağaçların küçük ağaçlara kıyasla çok daha büyük miktarda karbon depolayabildiğini ortaya koydu. Araştırmacılar Frontiers Dergisi’nde bu bilginin iklim acil durumuyla mücadele kapsamında sera gazı emisyonlarını azaltmak için kullanılabileceğini belirtiyor. ZME Science’ın aktardığına göre küresel çapta ormanlar ile canlı ve ölü bitki örtüsü yaklaşık 862 gigaton karbon depoluyor. Bu nedenle de ormanlar karbon yutağı vazifesiyle iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarının azaltılmasında kilit bir rol oynuyor. Washington ve Oregon’daki ağaçları inceleyen araştırmacılar çapı 53,5 santimetreden fazla olan ağaçların yer üstündeki karbon depolarına baktı. Bulgular orman popülasyonunun yalnızca yüzde 3’ünü oluşturan ağaçların ormanın toplam karbon deposunun yüzde 42’sini karşıladığını gösteriyor. Nitekim ABD’nin Pasifik Kuzeybatı bölgesinde, 53,3 santimetre çap kuralı koyarak ulusal ormanlarda büyük ve yaşlı ağaçların kaybını yavaşlatmak için 1994 yılında bir kural getirildi. Ancak sonradan önerilen bir değişiklikle sınır ölçüsü 76 santimetre olarak güncellendi. Araştırma ağaçların kesilmesi için uygulanan önceki 53,3 santimetre kuralının ne kadar yerinde ve gerekli olduğunu gösteriyor.

Karbon sıfır uçaklar geliştiriliyor

Özel bir uçak firması, havacılık endüstrisine ait ticari uçakların, helikopterlerin, uyduların karbondiyoksit salımlarını azaltmak için elektrik, hidrojen ve / veya güneş teknolojisiyle çalışan alternatif sistemleri geliştirmeye, inşa etmeye ve test etmeye başlayacağını duyurdu. Jet yakıtı yerine hidrojen kullanılması ile egzostan yayılan zararlı gazların sıfıra indirilmesi planlanıyor. Kısa mesafeler için tanıtılan, pervaneli hidrojenli uçağın 100 kişilik kapasiteye ve yaklaşık 1700 kilometre menzile sahip olacağı açıklandı. Tanıtımda en çok dikkat çeken öğe ise geniş gövdeli yolcu uçağı tasarımı oldu. Bu tasarımın sıfır emisyonun yanı sıra, yakıt tüketimini de yüzde 20 azaltacağı ifade ediliyor. Uçakların 2035'te hizmete girmesi planlanıyor. Küçük ölçekli ilk modellerin ise önümüzdeki yılda denemelere başlaması bekleniyor.

Havayı sıvılaştırıp enerji depoluyorlar

İngiltere'de üretim fazlası elektriği, tüketimin yüksek olduğu saatlerde kullanmak üzere havayı sıvılaştırarak depolayan bir enerji santrali için çalışmalara başlandı. Santral bu yöntemle çalışan ilk büyük enerji santrali olacak. Geceleri rüzgar türbinlerinin ürettiği elektriği kullanacak santral, havayı -196 dereceye kadar soğutacak. Hava o derecelerde sıvılaşıyor. Gündüz elektriğe talep arttığında ise sıvı hava ısıtılacak ve genişleyen hava bir türbinin içinden geçirilerek elektrik üretmesi sağlanacak Manchester yakınlarındaki tesiste 50 bin evin beş saatlik ihtiyacını karşılayacak kadar enerji depolanabilecek. BBC News'e konuşan sistemşn mucidi Peter Dearman "Çok heyecanlıyım. Farklı enerji depolama araçlarına ihtiyacımız var ve sıvılaştırılmış havanın da onlardan biri olacağına inanıyorum" dedi. Dearman icadının yüzde 60-70 arası verimlilikle çalıştığını söyledi. Enerjiyi pilde depolamanın daha verimli olduğunu fakat havayı sıvılaştırarak depolamanın da maliyetinin çok düşük olduğunu belirten Dearman "Piller kısa vadeli depolama için çok iyi. Fakat uzun vadeli depolama için çok pahalılar. Sıvılaştırılmış hava da burada devreye giriyor" dedi. Pil yerine hava kullanmak, piller için ihtiyaç duyulan nadir metallerin de tükenmesinin önüne geçiyor.

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali 19-22 Kasım'da

Sürdürülebilir Yaşam Film Festivali, içinden geçtiğimiz olağanüstü dönemde gezegenimizin değişim çağrısına kulak vermek üzere 19-22 Kasım tarihlerinde İstanbul’da Pera Müzesi’nde izleyicilerle buluşacak. SYFF2020 seçkisi, sürdürülebilir yaşamın ancak gezegendeki tüm canlıların yaşam ortamı ve koşulları sürdürülebilir olduğunda mümkün olduğunu; iyi olmamız için mevsimin, havanın, suyun, toprağın, yabanın, çiftçinin, tohumun, ormanın, böceğin, domatesin, komşunun iyi olması gerektiğini hatırlatıyor. “Herkes iyiyse biz de iyiyiz” diyen SYFF yaptığı çağrıda “Her birimizin iyiliğinin birbirine bağlı olduğunu, birbirimizin iyi olmasında payımız ve sorumluluğumuz olduğunu bize hatırlatan bugünlerde değişim ihtiyacı her zamankinden daha acil, ilham ise bir o kadar bol!” diyor. Festivalin açılışı 19 Kasım’da; BM tarafından, kuruluşunun 75’inci yılında ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nın beşinci yılını kutlamak için yapılmış “Milletler Birleşince: Acil Zamanlar için Acil Çözümler” (Nations United: Urgent Solutions for Urgent Times) filmi ile gerçekleşecek. Tüm gösterimler ücretsiz gerçekleşecek. SYFF2020 seçkisinin tamamı 1-6 Aralık tarihlerinde surdurulebiliryasam.net’de çevrimiçi bir festival ile tüm Türkiye’de izleyicilerle buluşacak.

Bu arada Üretim çiftliklerinden kaçarak Iğdır'ın sulak alanlarına yerleştiği bilinen Latin Amerika kökenli su maymunları Ağrı Dağı Milli Parkı içindeki Karasu ve Bulakbaşı sulak alanlarında da yaşıyor. Günlerinin büyük bölümünü suda geçiren, yaklaşılması ve görüntülenmesi zor olan su maymunları, zaman zaman karaya çıkıyor. Milli parkın bulunduğu bölgede yürüyen su maymunları, bölgede haber çalışması yapan AA ekibince görüntülendi.