Boğaziçi Üniversitesi’nin Sarıyer kampüsü için yeni imar planı

-
Aa
+
a
a
a

İstanbul Sarıyer’deki Boğaziçi Üniversitesi’nin kampüsü için yeni imar planı hazırlandı.

Gezegenin Geleceği: 27 Temmuz 2022
 

Gezegenin Geleceği: 27 Temmuz 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, kentin en kıymetli alanlarından biri sayılan İstanbul Sarıyer’deki Boğaziçi Üniversitesi’nin kampusu için yeni imar planı hazırladı. Boğaziçi’nin İstanbul Boğazı manzaralı Hisar Kampusu için hazırlanan imar planlarında, kampus içerisindeki birçok binanın riskli yapı olarak belirlendiği, yapıların büyük ölçüde fiziksel ömrünü tamamladığı ve bu nedenle yapıların “Olası afetlere dayanıklı olarak yenilenmesi, güçlendirilmesi veya yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerektiği” belirtildi. Bu nedenle de yeni imar planlarının hazırlandığı açıklandı. 

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, Plastiksiz Temmuz açıklamasında tek kullanımlık plastikleri yaşamımızdan çıkaralım çağrısını yaptı. Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu “2011’de Avustralya’da başlayarak giderek büyüyen ve bugün küresel etkili “Plastiksiz Temmuz” eylemi ay boyunca tek kullanımlık plastik kullanımını azaltma, vazgeçme seçenekleriyle plastik atıkların gezegene etkileri konusunda yaygın bilinç yaratarak günlük yaşamda kalıcı değişikliklere ulaşma hedefli, konusunun en etkin girişimlerinden biri. Bireysel eylemlerde “Küçük değişikliklerin büyük bir fark yarattığı inancı” tetiklemesiyle kampanyalar yürütülüyor. Nereye baksak, evimizde, okulumuzda, işimizde, taşıtımızda, hastanelerde envai çeşit plastik, fiber, kauçuk ürünleri görürüz. Bu ürünler kimya endüstrisinin devrimlerinden biri olan polimerin keşfi ve hızlı teknolojik gelişmelerle insana ve endüstriye hizmet eder. Yeşil kimya ürünü plastikler için uğraş verilmekte.” dedi. Ayrıca, “ Plastik en iyi atık yönetimi önceliklemesine göre Atık oluşturmama; Atık çıkıyorsa en azını başarma; Mümkünse yeniden kullanma; Geri Dönüşüm/İleri Dönüşüm; Enerji ve/veya malzeme geri kazanımı; Bertaraf sıralamasıyla yaşamda insanın kontrolünde olmalı. İnsan ve doğa dostu ulaşılabilir bir seçenek olup olmadığı kontrol edilerek, uzun ömürlü plastik ürünler tercih edilmeli. Tek kullanımlık plastiklerin mümkün olanlarını bireyler yaşamından kolayca çıkarabilir.” dedi. Elektrikli-elekronik eşyalarımızda da plastikler var  vurgularını yapan Dr.Karaosmanoğlu “İşte burada Plastiksiz Temmuz ve benzeri girişimler önem kazanıyor. Mümkün ve yapılabilir tüm plastik atık azaltımı için hepimiz gayret etmeliyiz. Atık toplama-ayırma sürdürülebilir yaşam tarzımızın bir öğesi olmalı, atık plastiğin ulusal servetimiz olduğunu, geri dönüştürülmüş plastik ürünlerin döngüsel ekonomideki ayrıcalıklı yeri ile ihracat gücümüzü artıracağını hiç unutmamalıyız.” dedi.

BBC’den Elsa Maishman’in haberine göre, Fransa Ekolojik Dönüşüm Bakanı Agnes Pannier-Runacher, klimalı dükkanların kapılarını kapatmak zorunda kalacağını, neon ışıklara da sınırlandırma getirileceğini duyurdu. Enerji tasarrufunu artırmak için alınan bu önlemleri ihlal eden dükkanlara 750 euroya kadar para cezası verilecek. Pannier-Runacher, bazı mağazaların bir yandan klimayı, diğer yandan da kapılarını açmasının “absürt” olduğunu söyledi. Fransız bakan bu konudaki iki kararnamenin birkaç gün içinde yayımlanacağını belirtti ve ekledi: “Ne büyüklükte olursa olsun ışıklandırılmış reklamlar gece 1 ile sabah 6 arasında aydınlatılamayacak.” Ülkede neon tabela yasağı nüfusu 800 binden az yerlerde uygulanıyor. Havalimanları ve tren istasyonları ise bu kararın dışında tutuluyor. Avrupa’da enerji fiyatları Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından büyük oranda arttı.

Türkiye kıyılarına akıntılarla gelen çöpün yolculuğunu değerlendiren Dokuz Eylül Üniversitesi Deniz Bilimleri ve Teknolojisi Enstitüsü Deniz Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Şükrü Turan Beşiktepe, çöplerin ana kaynağının yoğun nüfuslu bölgeler olduğunu söyledi. Karadeniz’de çöplerin ana akıntı sistemiyle bir yerden bir yere taşındığını vurgulayan Beşiktepe, şunları söyledi: “Ana akıntı sistemi var. Sadece bu değil, akıntı sistemleri farklı zaman, mekan ölçeklerinde oluşuyor. Havzayı dolaşan saatin ters yönünde akıntı sistemi var. Bunun üzerine binmiş, kıyıyla arasında saat yönünde dönen birtakım döngüler de var. Kıyıda bazı yerel akıntı sistemleri de oluşuyor. Hepsi Karadeniz‘deki çöplerin nasıl dağıldığını gösteriyor. Tuna Nehri’nin, Romanya‘nın, Ukrayna‘nın olduğu kuzeybatıdan bırakılan çöp ya da herhangi bir madde, akıntı sistemiyle güneye, İstanbul Boğazı’na geliyor, bizim kıyılarımızı dolaşarak doğuya gidiyor, tekrar dönerek Romanya kıyılarına gidiyor. Bu yaklaşık 1 aylık bir zaman ölçeğinde gerçekleşiyor. ” AA‘ya konuşan Beşiktepe, teorik olarak Romanya açıklarında denize bırakılan bir çöpün tekrar Romanya açıklarına dönme olasılığı bulunduğunu, yine aynı noktadan bırakılan çöpün ana akıntıyla kıyı arasında oluşan döngülere takılarak Türkiye kıyılarında da biriktiğini aktardı. Karadeniz’e dökülen nehirler vasıtasıyla Avrupa’nın çöplerinin Türkiye kıyılarına ulaşabileceğine dikkati çeken Beşiktepe, şöyle devam etti: “Tuna Nehri’nin akıntısıyla gelen çöpler İstanbul Boğazı’nı yaklaşık altı saatte geçiyor, Marmara Denizi’ne ulaşıyor. Rusya’dan atılan çöp bizim kıyılarımıza geliyor, bunun tersi de var. Bizim kıyılarımızdan atılan çöpler de onların kıyılarına gidebiliyor veya yine bizim kıyılarımızda birikebiliyor. Tuna, Dinyester ve Dinyeper nehirlerini dikkate alırsanız potansiyel olarak Avrupa’nın çöpünün Karadeniz’e gelme ihtimali var. Almanya’dan bir çöpü attığınızda barajlarda tutulmuyorsa Karadeniz’e gelip kıyılarımızda karaya vurabilir.”