63 ülkenin kredi değerleri 2030'a kadar iklim değişikliği nedeniyle düşebilir

-
Aa
+
a
a
a

Bir grup İngiliz üniversitesi tarafından yapılan algoritmaya dayalı yeni bir çalışma, 63 ülkenin 2030 yılına kadar iklim değişikliği nedeniyle kredi değerlerinin düşebileceğini öngördü.

Gezegenin Geleceği: 24 Mart 2021
 

Gezegenin Geleceği: 24 Mart 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

Bir grup İngiliz üniversitesi tarafından yapılan algoritmaya dayalı yeni bir çalışma, 63 ülkenin 2030 yılına kadar iklim değişikliği nedeniyle kredi değerlerinin düşebileceğini öngördü. Cambridge Üniversitesi, East Anglia Üniversitesi ve Londra merkezli SOAS’tan araştırmacılar, karbon ve diğer kirletici emisyonların önümüzdeki yıllarda artmaya devam ettiği RCP 8.5 olarak bilinen “gerçekçi bir senaryoyu” incelediler. Yayımlanan çalışma, “63 ülkenin 2030 yılına kadar iklim kaynaklı yaklaşık 1.02 kademe düşüşten muzdarip olduğunu ve bunun 2100 yılına kadar ortalama 2.48 kademe düşüşle karşılaşan 80 ülkeye yükseldiğini görüyoruz” dedi. En çok etkilenen ülkeler arasında, yüzyılın sonunda altı kademe düşüş görebilecek Çin, Şili, Malezya ve Meksika bulunurken bu ülkelerin yanı sıra ABD, Almanya, Kanada, Avustralya, Hindistan ve Peru’da ise dört kademe civarında düşüş görülebilir. Çalışmada “Sonuçlarımız gösteriyor ki, zengin ya da yoksul, sıcak ya da soğuk olsun, karbon emisyonlarının mevcut gidişatı devam ederse neredeyse tüm ülkelerin değerlerini düşecek” denildi. Çalışma ayrıca, derecelendirme kesintileri genellikle ülkelerin uluslararası piyasalarda borçlanma maliyetlerini artırdığı için, iklim kaynaklı kredi değerlerinin 2100 yılına kadar ülkelerin yıllık borç ödemelerine 137–205 milyar dolar ekleyeceğini tahmin ediyor. Karbondioksit emisyonlarının düşmeye başladığı ve 2100’de sıfıra düştüğü alternatif bir ‘RCP 2.6’ senaryosunda ise, derecelendirme etkisi ortalama olarak yarım kademenin biraz üzerinde olacak ve birleşik ek maliyet 23-34 milyar dolar olabilir.

"Yaşam alanları talan ediliyor"

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, CHP Aydın Milletvekili Süleyman Bülbül‘ün Türkiye’de verilen maden ruhsatlarına ilişkin soru önergesini yanıtladı. Dönmez, verdiği yanıtta 2020 yılında 508 bin 862 hektar alan için maden sahası ruhsatı düzenlendiğini açıkladı. 2020 yılında ihaleye çıkarılan 2 bin 114 maden sahasının 901 adedi için ruhsat düzenlendiğini bildirdi. Sözcü’den Deniz Ayhan’ın haberine göre CHP’li vekil Bülbül, “Şirketler kazansın diye yurttaşların yaşam alanları talan ediliyor, bunun toplumsal maliyeti ile evinden sağlığından olan vatandaş düşünülmüyor” diye tepki gösterdi. Bülbül, yaptığı açıklamada, “Sadece Aydın’da 264 maden arama ve işletme ruhsatı bulunuyor. AKP iktidarı ise ruhsat ve izin vermeyi bir bürokratik işlem gibi görerek ihale etmeye devam ediyor. Tüm bunlara bir an önce son verilmeli ve yaşam alanlarımız korunmalı” değerlendirmesini yaptı. Türkiye’de 2015 ve 2020 yılları arasında 3 bin 987 maden ruhsat ihalesi yapıldığı ve ihale edilen sahalardan bin 148’inin ruhsata dönüştüğü açıklanmıştı.

Van'da kuraklık tehlikesi

Son aylarda Türkiye'nin birçok bölgesinde kuraklık riski bulunurken, yayınlanan kuraklık haritalarında da bu durum, çok net görülüyor. Van'daki kuraklık tehlikesi ise uydu görüntülerine yansıdı. Geçen yıl şubat ayı ile bu senenin aynı ay görüntülerini karşılaştıran Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Akkuş, "Hem dünyada hem ülkemizde kuraklık ile ilgili korkutucu senaryolar var. Özellikle Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından belli periyotlarla yayınlanan kuraklık haritalarında Doğu Anadolu Bölgesi ile ilgili ciddi kuraklık tehlikesi olduğunu görüyoruz. Bu tehlikeyi uydu görüntülerinden de çok net bir şekilde görmemiz mümkün. Geçen yılın Şubat ayı ile bu yılın Şubat ayı görüntülerini incelediğimizde, 2020 yılında Van Gölü Havzası'nın yüzde 80- 85 oranında karla kaplı olduğunu görüyoruz. 2021 yılının görüntüsünü incelediğimiz zaman bu oranın yüzde 50'lilere düştüğünü görüyoruz" dedi. Dr. Akkuş, "Bu, bize yaz aylarında çiftçilerin suya en çok ihtiyaç duyduğu dönemde yine üreme göçü gerçekleştiren inci kefalleri açısından su kıtlığı olacağını gösteriyor. Şu an içinde bulunduğumuz durum itibarıyla özellikle Van Gölü'nün güney tarafında Enginsu Çayı su toplama Havzası'nda hemen hemen hiç kar olmadığını görüyoruz" diye konuştu.  Bütün akarsuların çok önemli olduğunu fakat Van Gölü Havzası'ndaki akarsuların çok daha önemli olduğunu belirten Akkuş, "Çünkü buradaki akarsular, dünyada sadece Van Gölü'nde yaşayan ve her yıl 15 Nisan ile 15 Temmuz tarihleri arasında akarsulara göç eden inci kefallerinin üreme habitatı. Yaz aylarında şayet su olmazsa bölgede 15 bin insanın geçimini sağladığı inci kefallerinin üreyebilecekleri su olmaz. Şimdiden bununla ilgili tedbirler önlemler almamız gerekiyor" dedi.  

İzlanda'da yanardağ 781 yıl sonra uyandı

İzlanda'nın Reykjanes yarımadasındaki Fagradalsfjall Yanardağı 781 yılın ardından uykusundan uyandı. Fagradalsfjall Yanardağı 781 yıl sonra lav püskürtmeye başladı. İzlanda Meteoroloji Ofisi, Fagradalsfjall Yanardağı'nın dün akşam saatlerinde lav püskürtmeye başladığını ve dağın Reykjavik'e 30 km uzaklıkta olduğunu belirtti. Bölgeye gönderilen sahil güvenlik helikopteri, yanardağın yıllar sonra uykusundan uyandığı anı yerinde görüntüledi. Yetkililer, yanardağın çok fazla kül ve gaz püskürtmesini beklemediklerini ve hava trafiğinin etkilenmeyeceğini belirtti. İzlanda'da 2010 yılında, başka bir yanardağ olan Eyjafjallajokull’un patlaması sonucu oluşan kül ve gaz nedeniyle İrlanda ve İngiltere başta olmak üzere Avrupa genelinde hava trafiği durma noktasına gelmişti. Hemen belirtelim insan kaynaklı olmasa da yanardağlardan patlamalarda çıkan karbondiyoksit bir sera gazı ve çıkan küller ise kısa süreliğine de olsa iklimde soğumaya neden olabiliyor.