Yan komşudan melodiler: Belçika şarkıları (III)

-
Aa
+
a
a
a

Thierry Coljon’un La Grande Histoire Belge de la Chanson Française adlı kitabının rehberliğinde Belçikalı frankofon sanatçıları mercek altına aldığımız programların üçüncüsünde, şarkılarında işledikleri temalar ve söz yazım tarzları ile dikkat çeken Maurane, Philippe Lafontaine, Jeff Bodart ve Marc Morgan gibi isimlerden parçalar dinledik.

Maurane

Programın açılışını, 1960 yılında Başkent-Brüksel bölgesinde yer alan Ixelles’de dünyaya gelen ve 2018’de ani şekilde aramızdan ayrılan Maurane’ın, 1991’de piyasaya çıkan Peter Lorne imzalı Ça casse adlı parçasıyla yaptık. Müzisyen bir anne babanın kızı olan Maurane; küçük yaştan itibaren keman, piyano ve gitar dersleri aldıktan sonra gençlik döneminde Brüksel’de bulunan farklı caz kulüplerinde boy göstermişti. 1979’da katıldığı Brel en mille temps adlı gösteride, güçlü sesinin Pierre Barouh tarafından fark edilmesi, genç kadına Saravah etiketi altında birkaç 45’lik kaydetme fırsatını sunarken caz müziğe duyduğu tutku, onu henüz yirmili yaşlarının başında Claude Nougaro ile aynı sahneye taşıyacaktı. Eleştirmenler tarafından “Fransızcanın hakkını veren Belçikalı dişi bir Nougaro” olarak nitelendirilen sanatçı, 1988’de Luc Plamondon & Michel Berger ikilisinin imzasını taşıyan Starmania müzikalinde Marie-Jeanne rolünü üstlendi ve bu gösteride daha önce Fabienne Thibault’nun seslendirdiği Les Uns contre les autres adlı parçaya getirdiği olağanüstü yorumla büyük yankı uyandırdı. Ça casse ve bestesi Johan Sebastian Bach’ın bir prelüdünden alınan ilhamla yazılan Sur un prélude de Bach gibi parçalar sayesinde dört yüz bini aşan bir satış rakamına ulaşan 1991 tarihli “Ami ou ennemi” adlı çalışmasıysa, ona “En İyİ Frankofon Şarkıcı” dalında Victoire de la Musique ödülü getirecekti. 

Arka arkaya yayınladığı hit parçalar ve verdiği çok sayıda konserin yanı sıra Les Enfoirés ve Sol En Si gibi yardım ve dayanışma amaçlı farklı organizasyonlarda boy gösteren Maurane, zamanla Fransa’da öylesine büyük bir yıldıza dönüştü ki, bazıları onun gerçekten Belçikalı olup olmadığını sorgulamaya başladı. Aynı dönemde sanatçının Québec kökenli olduğu konusundaki dedikodular, akıllardaki soru işaretlerini arttırırken Maurane bu konuda yorum yapmamayı tercih edecek, hatta Fransız televizyonunda yayınlanan bir yarışma programında, rakibini, aynı anda hem Kanada hem Belçika pasaportu taşıdığına ikna edecekti. Bununla birlikte sanatçı repertuarında uzunca bir süre Belçika’ya ait hiçbir şeye yer vermemişti. Söz yazarları ona Belçika’yı konu alan birkaç şarkı önerse de o bunları reddetmiş, bu konu kendisine hatırlatıldığında buna: “Neden bilmiyorum, oysa Belçika hakkında çok güzel şeyler söylemiş olan Brel’le alakalı pek çok programa katıldım, acaba kendime özgü bir Belçika kompleksi mi yaratıyorum, hiçbir fikrim yok” sözleriyle cevap verecekti. Maurane’ın Belçikalı kimliğiyle barışmasını sağlayan albüm ise 2000 tarihli “Toi du monde” oldu. Albümde yer alan Il neige des e-mails ve Avoir à Anvers un endroit gibi şarkılarda ülkesinden sevgi dolu sözlerle bahseden sanatçı, bu dönemde aynı zamanda uzunca bir süredir yaşadığı Paris’ten ayrılıp, küçük kızı Lou ile birlikte Brüksel’e yerleşti. 2018’in Mart ayında, on beş-yirmi yıldır hayalini kurduğu bir projeyi gerçekleştirip Jacques Brel şarkılarından oluşan bir albüm yayınlayacağını açıklayan Maurane, bundan iki ay sonra ani bir şekilde hayata veda etti ve ne yazık ki bu projenin gerçekleştiğini göremedi. Ne var ki bu albüm, onun ölümünden sonra kızı Lou ve piyanisti Philippe Decock’un çabaları sayesinde tamamlandı ve o yılın Ekim ayında piyasaya çıktı. 

Yolu tıpkı Maurane gibi Paris’ten de geçen ancak şarkılarında pek de söz etmediği ülkesi Belçika dışında, onun kadar büyük bir üne sahip olmayan 1962 Charleroi doğumlu Jeff Bodart, kariyerine 1983’te, rock müzik grubu Gangsters d’amour ile başlamış, topluluğun 1992 yılında dağılmasının ardından kariyerine solo olarak devam etmişti. Bodart, Belçika müziği diye bir şey olmadığını savunanlardandı. Ona göre ülke çok küçüktü, insanlarda milliyetçilik duygusu nerdeyse yok denecek kadar azdı ve kendilerini pek de ciddiye almayan bu insanların kulağı hep dışarıdaydı. Fransa’da Axelle Red, Maurane ya da Arno gibi isimlerin başarısı sayesinde, bir "Belçika müziği akımı" başladığında, kendisine teklif edilen Little Belgique adlı şarkıyı reddetmesinin nedeni de kendiyle çelişip fırsatçılık yapıyor gibi görünmemek içindi. Bodart bu konuyla ilgili: “Aramızdan kimse bayrak taşıyıcılığı yapmak istemiyor, ahmaklık genelde milliyetçilikle başlar. Belçikalı olmaktan mutluyum, burası müzik yapmak için harika bir yer ama bunu öne çıkaracak, bunu intikam peşindeki şovenizm için kullanacak değilim” diyecekti kendisiyle yapılan bir röportajda. Buna karşın tıpkı başka sanatçılarda olduğu gibi, zamanla Bodart’ın da bu konuda düşünceleri yumuşadı ve sanatçı 2003’te, Fransız söz yazarı Pierre Delanoë imzalı şarkısı T’es rien ou t’es quelqu’un’de: “Bir denizaltıdan çıkarak, Brüksel’de ya da Pekin’de, çıplak ve elinde bir şey olmadan, ya birisindir ya da hiçbir şey” sözleriyle selam yolladı ülkesinin başkentine.

Belçika’yı konu alan daha önceki programlarda; André Bialek, Jacques Hustin, Claude Semal ve Paul Louka gibi sanatçılardan bahsetmiştik. Tüm bu isimler şarkıları aracılığıyla bir Belçika kimliği inşa etmeye çalışmış fakat en nihayetinde pes edip köşelerine çekilmişlerdi. Onlardan sonra gelen kuşakta yer alan Maurane ve Philippe Lafontaine gibi genç sanatçılar ya da Vaya Con Dios gibi gruplarsa, kimlik kartlarını bir kenara bırakıp daha geniş kitlelere hitap eden şarkılar yapmayı, sadece Belçika’daki değil, Fransa, İsviçre ve Québec’ten oluşan frankofon coğrafyadaki müzikseverlere ulaşmayı tercih edeceklerdi. Belçikalılığı, artık geçmişte kalmış bir gelenek olarak gören 1955, Charleroi doğumlu Philippe Lafontaine, bu konuyla ilgili: “Güzel ve neşeli bir şey bu, bazen tıpkı Peter Pan gibi Varolmayan Ülke’de yaşadığımı düşünüyorum, imal edilmiş, aslında olmayan bir ülke bu” diyordu. Bu nedenle yazdığı şarkılarda Belçika’nın B’sini ağzına almayan Lafontaine, çocukluğundan beri Brüksel bölgesinde yaşamış olsa da, kariyerinin başında ebeveynlerinin kökenlerinden dolayı Valonca şarkı söylemenin hayallerini kuruyordu. Ne var ki kariyerinin ilk yıllarında, Valon müziğinin düşüşte olduğunu görmesi onu bu kararından döndürdü ve 1978 tarihli ilk albümü “Où”dan itibaren repertuarında yalnızca Fransızca sözlü şarkılara yer verdi. Lafontaine’in Belçika dışında tanınmasını sağlayan parça ise 1989 tarihli Cœur de loup olacaktı. Ona, -almayı reddetse de- “En İyi Çıkış Yapan Pop Şarkıcısı” dalında bir de Victoire de la musique ödülü kazandıran bu şarkının ardından, ertesi yıl Belçika’yı Makedonya kökenli eşinden aldığı ilhamla yazdığı Macédomienne adlı parçayla Eurovision’da temsil eden sanatçı, yarışmadan on ikincilikle ayrıldı. 

1962 yılında Valon bölgesinde yer alan Huy kentinde dünyaya gelen ve 2020’de tıpkı Maurane ve Jeff Bodart gibi genç sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrılan Marc Morgan, Liège’de güzel sanatlar eğitimi almasının ardından kariyerine grafik tasarımcısı olarak başlamıştı. Sanatçının müziğe olan ilgisi ise bundan yıllar öncesine dayanıyordu. Erkek kardeşi ile birlikte kurduğu Objectif Lune adlı grupta kendi şarkılarını yazan genç adam, 1988’de bu kez Marc Thonon ve Rudy Léonet ile bir araya gelerek Les Tricheurs’ü kuracaktı. 1993’te Paris’e gelen ve yapımcı Yves Bigot’nun kanatları altında ilk solo albümünü yayınlayan Morgan, bu çalışmasıyla kendine sık sık radyolarda yer bulmayı başardı. Sanatçının 1996’da piyasaya çıkan ikinci albümü "Les Grands Espaces" ise, Capable de tout ve nakarat kısmında: “Eğer işler böyle giderse, bana dayatılan bu hızla, artık seni sevmeye vaktim olmayacak, artık hayal kurmaya vaktim olmayacak” dediği Au train où vont les choses gibi parçalarla dikkat çekiyordu.

Marc Morgan’ın repertuarında yer alan Belçika konulu tek şarkı ise Hollandalı söz yazarı, besteci ve yorumcu Dick Annegarn’ın imzasını taşıyan Bruxelles. “Brüksel, güzelim, yakında sana kavuşuyorum, Paris bana ihanet eder etmez” sözleriyle başlıyordu Annegarn’ın parçası. Morgan da Paris’te yakaladığı başarıya karşın, doğum yeri olan Huy’i terk etmeyi reddetmiş ve bu nedenle zamanının büyük kısmı, dur durak bilmeyen yolculuklara geçmişti. Bunun neticesinde kalbi ona Huy’den bahseden şarkılar söylemeyi fısıldasa da, nihayetinde mantığı galip gelmiş ve o da böylece Brüksel’i kaydetmeye karar vermişti. Bu konuyla ilgili: “Şarkılarımda Belçikalılığımdan bahsetmem Fransızları şaşırtıyor zira ben de onlar gibi Fransızca konuşuyorum, bundan dolayı onlara Huy’den bahsetmem biraz garip olurdu” diyen sanatçı, söz konusu parçayı on yıl kadar önce Les Tricheurs grubuyla da kaydetmişti.

Kaynak:  De Brel à Stromae: La Grande Histoire Belge de la Chanson Française, Thierry Coljon, Renaissance du livre, 2014

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Maurane Ça casse La Vie En Rouge CD2 - Sur scène + duos, raretés 4:01
Maurane Sur un prélude de Bach L'heureux tour 4:36
Maurane Warhol pour Monroe L'heureux tour 3:31
Maurane Quand on n'a que l'amour Brel 2:59
Maurane Avoir à Anvers, un endroit Toi du monde 3:28
Jeff Bodart T'es rien ou t'es quelqu'un T'es rien ou t'es quelqu'un 3:09
Jeff Bodart J'y survivrai Ça Ne Me Suffit Plus 3:52
Philippe Lafontaine Cœur de loup Best of Philippe Lafontaine 3:43
Philippe Lafontaine Fa ma no ni ma Best of Philippe Lafontaine 3:49
Marc Morgan Au train où vont les choses Les grands espaces 4:10
Marc Morgan Bruxelles Les grands espaces 3:59