Mafyanın dava arkadaşı olmayan 805 yurttaş

Editörden
-
Aa
+
a
a
a

Cumhur İttifakı'nın borazancıbaşısının kendisini yargının üstünde konumlandıran siyasî ahlâk ve hukuk dışı saldırısına karşı 805 imzaya destek vermenin, taleplerine sahip çıkmanın ve bu noktada ortaklaşmanın tam da zamanıdır.

(Oya Baydar'ın bu yazısı T24'ün internet sitesinden alınmıştır.)

"…bildik aydın müsveddeleri, kiralık kalem, sözde gazeteci ve kimliksiz akademisyenlerden mürekkep 805 çürük şahıs, sipariş bir zillet bildirisine imza atmış, ihanet masasının başında mama kuyruğuna girmişler (…) bölücülerin karakter ve keyfiyeti yoktur, pervasızdır, pişkindir, pisliktir."

Bu sözlerin kime ait olduğunu söylemeye gerek yok, Mafya babalarını kodesten çıkarmak için kırk takla atıp "dava arkadaşı" ilan eden; her konuştuğunda ağzından şiddetten, hakaretten, katletmekten, itlaftan, yakıp yıkmaktan, savaştan, kandan, idamdan başka söz çıkmayan, Cumhur İttifakı'nın tokmakçısı, devletin derinliklerinin sözcüsü o. İktidar ortağı -ortağı ne kelime! İktidarın dümencisi- olmasa, Allah şifa versin diyerek ruh sağlığı uzmanlarına havale edilebilirdi. Ne çare ki o, ülkemizi hızla çöküşe götürmekte olan mafya takviyeli bloğun güçlü ortağı.

805 imza değil, milyonların sesi

Birkaç gün önce 805 imzalı bir çağrı yayımlandı. Haberdar edilmiş olmaktan ve imzacıları arasında bulunmaktan onur duyduğum bu metin mafya takviyeli Cumhur İttifakı'nın ülkeyi sürüklediği yıkıma karşı, muhalefeti demokrasi ortak paydasında buluşmaya, bütün demokratik güçleri bir araya getirerek Millet İttifakı'nı demokrasi ittifakına dönüştürmeye davet eden bir bildiriydi.

Bildiride imzası bulunanlar, iktidarın bütününe hâkim aşağılık kompleksiyle "aydınlar" diyerek küçümsenmeye çalışılan gazetecilerden, yazarlardan, akademisyenlerden ibaret değildi. Sağcı-solcu, laik-Müslüman, Türk-Kürt, her kesimden kişiler, siyasetçiler, hekimler, hukukçular, öğretmenler, din alimleri, meleler, her partiden eski milletvekilleri, mimarlar, mühendisler, emekliler, sadece Türkiye değil dünya çapında saygınlığı olan insanlar; kısaca ülkesinin çöküşe sürüklenmekte olduğunu gören, onurlu, huzurlu, adil bir yaşam özleyen yurttaşlardı onlar. (Meraklı olanlar listeye göz atabilirler.)

Bu türden ortak imzalı metinlerde her zaman başa gelen, potansiyel imzacıların bırakın tümünü, yüzde birine bile ulaşamama durumu yaşanmıştı yine. 8 yüz değil, 8 bin değil; 80 bin, 800 bin imzaya, dile getirdiği düşüncelere ve istemlere bakılırsa 8 milyon imzaya ulaşılabilirdi. Ne çare ki derin odakların siparişi, dava arkadaşı çetelerin gücü, ak veya bok troller ağı yoktu ardında. Kişiden kişiye, arkadaştan arkadaşa bir yurttaş dayanışmasıydı. İmzacılara "sipariş"i, sesi boğulan millet vermişti, açlığını hissedip "kuyruğuna girdikleri mama" ise 80 milyonun ihtiyacı olan hak, hukuk, adalet, özgürlük karışımından yapılmış "demokrasi aşı"ydı.

"İtlaf edilmesi gereken haşere sürüsü"

Başbuğ'un bozkurt uluması yetmedi; partisinin Genel Başkan yardımcısı Prof. Dr. unvanlı zat (kimler veriyor bunlara bu unvanları ve bunlar öğrenci mi yetiştiriyorlar? Vah ülkenin geleceğinin haline!) el yükseltti: "Terör örgütü HDP/PKK kesinlikle itlafı gereken bir siyasî haşere sürüsüdür, kapatılmalıdır" diye uludu.

Siyasî üsluba, dile bakın siz! 6 milyon oyu olan, "itlaf" ede ede, kıra kıra bitiremediğiniz Kürtler adına konuşan Meclis'in üçüncü partisine haşere sürüsü deme küstahlığı bir yana, bu sözlerin anayasal ve yasal suç teşkil ettiğinin kimse farkında değil mi? Bir an, kendini bilmez birinin aynı sözleri MHP ve AKP için söylediğini düşünün! Yazarken bile o zavallı gâfil adına korkudan dudaklarım uçukladı.

Şimdi gelelim meselenin aslına: Kendine Cumhur İttifakı adını yakıştırmış AKP-MHP ortaklığı içerden dışardan çatırdıyor. Fena halde beka sorunu yaşıyor. Kitleleri vatan-millet, din-iman sömürüsüyle uyutmak, oy devşirmek, yandaş kılmak artık eskisi gibi kolay değil; aç mideler boş hamasetle doymuyor. Cumhur İttifakı'nın çöküşünü geciktirmenin tek yolu, muhalefetin bir demokrasi ittifakında buluşup ortak cephe kurmasını engellemek. HDP, muhalefetin aşil topuğu, yani ölümcül yara alabileceği en önemli nokta. İktidardaki şer ittifakı; Kürt oyları olmazsa, Kürt siyasal hareketinin desteği sağlanamazsa muhalefetin kazanamayacağını biliyor, oyununu bunun üzerine kuruyor, özellikle Türkçü-milliyetçi İYİ Parti'yi ittifaktan kopmaya, CHP'yi ise ittifakın bozulmaması için İYİ Parti'ye mahkûm olmaya HDP kartı göstererek zorlamaya çalışıyor. HDP cellatlığının, siyasî ahlâksızlığın niyeti de, 805 imzaya hakaretin nedeni de bu.

İlk adımı 805 imzayı destekleyerek atabilirsiniz

Bahçeli'nin taarruzuna uğrayan sadece 805 imza, değil bu iktidarın gitmesini, ülkenin normalleşmesini ve demokratikleşmesini isteyen herkestir. Bildirinin/çağrının imzacıları muhalefet partilerinin ve bütün muhalif kesimlerin hiç ayrım gözetmeden asgarî demokratik ilkeler etrafında demokrasi ittifakında buluşmaları gereğini, muhalefetten böyle bir beklentileri olduğunu ifade ediyorlar.

Şimdi Cumhur İttifakı'nın borazancıbaşısının kendisini yargının üstünde konumlandıran siyasî ahlâk ve hukuk dışı saldırısına karşı 805 imzaya destek vermenin, taleplerine sahip çıkmanın ve bu noktada ortaklaşmanın tam da zamanıdır. Devlet'in bahçeli beyinin önümüze attığı bir fırsat bu. Muhalefetin bu fırsatı değerlendirmesi iktidarın kimyasını biraz daha bozacak, ittifaktaki dengeleri biraz daha sarsacaktır.