Cumhuriyet tarihinin ilk pandemi hastanesi: Heybeliada Sanatoryumu

-
Aa
+
a
a
a

İstanbul ve Türkiye’nin sağlık tarihi, toplumsal ve kültürel hafızası için çok önemli bir kurum olan Heybeliada Sanatoryumu'nu konuşmak üzere programımızda tıp tarihçisi ve Heybeliada sakini Doç. Dr. Fatih Artvinli'yi ağırladık.

Dünya Mirası Adalar: 26 Ekim 2021
 

Dünya Mirası Adalar: 26 Ekim 2021

podcast servisi: iTunes / RSS

"Koskoca İstanbul’da 'bak burası bir sanatoryum, zamanında verem hastaları için hastaneymiş burası' diyebileceğimiz ve o dönemi hayal edebileceğimiz bir tane yer yok."

Tıp tarihçisi Heybeliada sakini Doç. Dr. Fatih Artvinli, Erenköy’de eski sanatoryum binalarının tarihi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne dönüşen Toptaşı Bimarhanesi’nin tarihi üzerine çalışmalar yaptı, kitaplar yayınladı.

Şimdi de çevresindeki 200 dönümlük arazinin bir kısmı Tarım ve Orman Bakanlığı’na bir kısmı ise “İslami Eğitim Merkezi” kurmak amacıyla Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilen Türkiye’nin ilk pandemi hastanesi olan Heybeliada Sanatoryumu’na, Cem Hakan Başaran ve Tuna Pektaş'la İstanbul'un salgın ve hastalıklar belleğinin en önemli tarihi mirasına sahip çıkıyorlar.

1924’te Mustafa Kemal Atatürk’ün talimatıyla cumhuriyetin kuruluşundan bir sene sonra kurulan hastane, 2005’in eylül ayında kapılarını değişen sağlık politikalarının bir sonucu olarak kapattı. İsviçre’de bulunan bir sanatoryumdan örnek alınarak yapılmıştı. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) tarafından tüberkülozda eğitim ve araştırma hastanesi olarak kabul edildi. Çam limanında kurulan hastanenin özellikle deniz ve çam havası hastalara çok iyi geliyordu.

1924'den 1953'e kadar 26.000 hasta kaldı. Türkiye’nin bir çok yerinden tüberküloz hastalarının geldiği sanatoryum, aynı zamanda birçok başka hastalığın da iyileşmesine ev sahipliği yapan döneminin en lüks hastaneleri arasında yer aldı. Dönemin en önemli tanı yöntemi olan röntgen filmleri bu hastanede çekildi. Türkiye’de kurulan ilk verem hastanesiydi, ilk ciğer ameliyatı da bu hastanede yapıldı.

1980 sonrasında ise devlet desteği kesildi ve kendi giderlerini kendisinin karşılaması gerekti. Bu ağır yükü karşılamakta hayli zorlanan sanatoryum yavaş yavaş çökmeye başladı. Ödenek ayrılmadı, bakım yapılamadı. Göğüs cerrahisi konusunda adını duyurmasına karşın hastanede MR ve tomografi cihazı yoktu. Çalışan doktor ve personel ücretleri yeterli seviyenin çok altında kalmaya başladı. Uzman ve asistan eğitimi için yenileştirmeler yapılamadı.

17 Ağustos 1999 depremiyle hasar gördüğü söylendi ama Bayındırlık Müdürlüğü'nün gönderdiği heyetin incelemeleri sonunda binanın hasar görmesine rağmen tehlike arz etmediği tespit edildi.

2005'de hastanenin kapatılma sebebi olarak deniz yoluyla ulaşımın zorluğu ve yeterli hasta bulunmaması sebep gösteriliyordu. 100’ü doktor ve hemşire olmak üzere 250 personeli ve 660 yatak kapasitesi olan bu emektar hastane 30 Eylül 2005 tarihi itibarıyla bir daha açılmamak üzere kapılarını kapattı.

Hiç şüphesiz Heybeliada Sanatoryumu, öncelikle Heybeliada ve Adalar kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Aynı zamanda İstanbul ve Türkiye’nin sağlık tarihi, toplumsal ve kültürel hafızası için çok önemli bir kurumdur. Sanatoryumun Adalar ve sağlık tarihi açısından önemini bir ölçüde somut olarak gösterebileceğine inandığımız dönem fotoğraflarından oluşan bir seçkiyi kitabın sonuna ekledik. 

Heybeliada Sanatoryumu’nun hikayesi, benzeri pek çok devlet kurumu ve sağlık kurumu için de geçerlidir; yıkımlar, taşınmalar, yangınlar ve sonrasında yok olan bir hafıza.

Çok yakın bir geçmişte kapatılmasına rağmen yukarıda saydığımız gelişmelerin neticesinde bugün ortada maalesef bir Heybeliada Sanatoryumu arşivi yoktur. Hasta dosyaları, resmî belgeler, tıbbi tetkikler, raporlar ve çeşitli evrakın taşınması ve yangından sonra bile sanatoryumunun kuytu köşelerinde bir yerlerde kurtlanmaya, çürümeye terk edilmesi akıl almaz bir durumdur.

Binlerce kitap ve süreli yayının ayrıntılarıyla listelendiği sanatoryum kütüphane kataloğunda, sadece 1935-1973 arası dönemde kütüphaneye kaydedilen 5280 adet demirbaş yer almaktadır. Katalogda yer alan binlerce eserin bugün nerede ve kimlerin elinde olduğu da bilinmemektedir. Sadece tıbbi eserlerin değil, aynı zamanda hastaların okumak için de faydalandığı sanatoryum kütüphanesi şüphesiz bu listeden çok daha fazla sayıda eseri içeriyordu. Bir örnek olması açısından, Heybeliada‘da yaşayan ünlü romancı Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın sanatoryuma bağışladığı romanları katalogda görmek mümkündür.

Bu kitabı yeniden yayına hazırlamaya sevk eden, bizi bir araya getiren esas eserin yazarı Tevfik İsmail Gökçe’yi ve Heybeliada Sanatoryumu’na emeği geçen herkesi saygıyla anıyoruz.

Fatih Artvinli-Cem Hakan Başaran-Tuna Pektaş, Heybeliada, 2021

Doç. Dr Fatih Artvinli kimdir?
Artvin doğumlu. Yusufeli Sağlık Meslek Lisesi, Toplum Sağlığı Bölümü'nden mezun oldu. Lisans eğitimini, Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde, yüksek lisansını Yıldız Teknik Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü’nde, doktora çalışmasını ise aynı üniversitenin Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölümü’nde tamamladı. Öğrenim hayatı boyunca aynı zamanda sağlık memuru olarak görev yapan Fatih Artvinli, psikiyatri tarihiyle ilgili doktora tezini yazdığı dönemde Bakırköy Prof. Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde çalıştı. Burada, kurumun tarihini aydınlatmaya yönelik projelerde yer aldı. Doktora sonrası araştırmasını Fogarty Bursu ile Harvard Üniversitesi Tıp Fakültesi ve Boston Children’s Hospital’da yaptı. Halen Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıp Tarihi ve Etik Anabilim Dalı’nda öğretim üyesidir. Tıp ve psikiyatri tarihçisi olarak sağlık ve sosyal bilimleri birleştirme, bir araya getirmeye çalışan Fatih Artvinli’nin History of Psychiatry, History of Neurosciences, Osmanlı Bilimi Araştırmaları gibi dergilerde yayımlanan makalelerinin yanı sıra yayımlanmış iki kitabı bulunmaktadır: 

Seraba Harcanmış Bir Ömür: Osman Bölükbaşı (Kitap Yayınevi, 2007) 

Delilik, Siyaset ve Toplum: Toptaşı Bimarhanesi (Boğaziçi Üniversitesi Yayınevi, 2013).