"İklim Zarları Hileli. Şimdi, Yeni Bir Sınır mı?"

Çeviri
-
Aa
+
a
a
a

James Hansen, Makiko Sato ve Reto Ruedy tarafından iklim krizi alanındaki dezenformasyon üzerine kaleme alınan ve 13 Temmuz tarihinde yayınlanan yazıyı, Nil Sarrafoğlu çevirisiyle paylaşıyoruz.  

1

Şekil 1. Yazın Kuzey Yarımküre kıtaları için değişen çan eğrisi.

Andy Revkin geçtiğimiz günlerde "iklim zarlarının" son 15 yılda daha "hileli" hale gelip gelmediğini sordu. İklim zarları, bir sonraki serin yazın halkın insan kaynaklı iklim değişikliğini göz ardı etmesine neden olabileceğini fark ettikten sonra, 1988'de tanımlandı[1]. Cevap "evet", değişen çan eğrisi ile açıklayacağımız gibi zarlar daha hilelidir. (Şekil 1). Değişim, çoğu insanın değişikliği fark etmesine yetecek kadar büyük, ancak bu, önyargılı bir kişinin bu yıl ABD'de yaşanan serin Haziran ayını (Şekil 2) küresel ısınma tahminlerinin yanlış olduğunun kanıtı olarak görmesini engellemiyor. Elbette, Twitter'daki bir serseri mayın tam da bunu yaptı. Bu elbette saçmalık. Haziran 2023, küresel ortalamada, aşağıda göstereceğimiz gibi, tarihsel rekordaki en sıcak Haziran ayıydı.

Serseri mayınlar hakkında ne yapmalı? Sansür mü? Kötü bir fikir. Sansür, başıboş mayınlardan daha ciddi sonuçları olan zorunlu uyumluluğa yol açar. Uyum, bilim karşıtı olan dogmaya[2] yol açar. Bilim, gerçek dünya verilerini derlemeyi ve politika üzerindeki etkileri de dahil olmak üzere önyargısız yorumlamayı amaçlar. Bir demokraside, halkı bilgilendirmemiz gerekir ki bu da dezenformasyonun düzeltilmesini gerektirir. Amaç, önceden önyargısı olan ve ikna edilemeyen başıboş bir adamı ikna etmek değil, açık fikirli insanları eğitmektir.
2

Şekil 2. Haziran 2023'te 1951-1980 Haziran ortalamasına göre yüzey sıcaklığı anomalisi (°C).

Çan eğrilerinin ve iklim zarının 1 sayfalık açıklaması, konuyla ilgili PNAS makalemizin[3] yazar özeti olarak mevcuttur. Temel dönemdeki (1951-1980, hızlı küresel ısınma döneminden önceki) yaz ortalama sıcaklığının değişkenliği, soldaki çan eğrisi ile açıklanmaktadır (Şekil 1). Tanım olarak, ortalama sıcaklığa en yakın yazların üçte biri beyaz, daha sıcak yazlar kırmızı ve daha soğuk olan yazlar mavidir, dolayısıyla her renk zarın 6 yanından 2'sini kaplar. 20. yüzyılın son on yılında, Kuzey Yarımküre topraklarında zamanın %63'ünde kırmızı koşullar meydana geliyordu, bu da 4 tarafı kaplamak için gereken neredeyse %67'ydi. Yirmi yıl sonra, kırmızı alan zarın beş tarafı olan %87.6'dır. Andy'nin sorusunun cevabı şu: evet, bir taraf daha kırmızı.

Daha da önemlisi, çan eğrisi üzerindeki koyu kırmızı alan, üç standart sapmayı aşan kısımdır. Bunlar, temel dönemde nadiren (zamanın %1'inden azında) meydana gelen aşırı sıcak yazlardır. Oluşma şansı şu anda %20'den fazladır, dolayısıyla zarın birden fazla tarafını kapsar (bir taraf %16,7'dir). Bu tür aşırı iklim değişikliklerinin artması, büyük bir pratik öneme sahiptir. Ayrıca, aşırı nem aşırı sıcaklıklardan daha önemlidir.

1988 ve 1989'da Kongre'ye verdiğimiz ifadede ve 1989 tanıklığına ekli bir belgede, küresel ısınmanın nemli yerlerin daha fazla nemlenmesine ve kuru yerlerin daha kuru olmasına neden olduğunu belirtmiştik. Ortalama yağışın çok az değiştiği yerlerde, yağışlı zamanların nemli olduğunu ve kurak zamanların daha kuru olduğunu gösterdik. Ayrıca fırtınaların daha sıcak bir dünyada güçlendiğini de bulduk. Fırtınalar için "yakıt"ın, "nemli statik enerji" denen bir şeyin - hissedilen ısı, gizli ısı ve jeopotansiyel enerjinin toplamı - daha sıcak bir dünyada arttığını bulduk. Nemli statik enerji özellikle yüzeye yakın yerlerde artar, bu nedenle daha sıcak bir iklim, daha yüksek rakımlara ulaşan daha güçlü dikey konveksiyona eğilimlidir. İklim modelimizde, iki katına çıkan CO2, konvektif kümülüs fırtına hücrelerinin yüksekliğinin birkaç yüz metre artmasına neden oldu. Daha yüksek mutlak nem ve nemli konveksiyonun daha derine nüfuz etmesi, büyük ölçekli stratiform bulutlardan gelen daha yumuşak yağışın aksine, yağışın daha büyük bir kısmının yoğun gök gürültülü fırtınalarda meydana gelmesine neden olur. Artan fırtına gücü, gök gürültülü fırtınalarla sınırlı değildir. MIT'den Kerry Emanuel, tropikal siklonların maksimum yoğunluğu üzerindeki etkiyi tahmin etmek için 2×CO2 deneyinden elde edilen deniz yüzeyi sıcaklık artışlarını kullandı. Minimum sürekli yüzey basıncı 880mb'den 800mb'ye düştü ve maksimum potansiyel rüzgar hızı saatte 175'ten 220 mile yükseldi.

Yeni bir iklim sınırı mı? 

Son bir milyon yıldır görülmemiş[4] yeni iklim alanına doğru yöneldiğimize dair şüpheler, şu anki olağanüstü büyüklükteki Dünya'nın enerji dengesizliği (EEI) tarafından besleniyor. EEI (Şekil 3) küresel ısınmanın en yakın nedenidir: girenden daha fazla enerji geldiği sürece, küresel ısınmanın devam etmesini beklemeliyiz. Son birkaç yılda EEI'nin hızlanması göz önüne alındığında (Şekil 3), küresel ısınmanın hızlanmasını bekliyoruz. Tropikal El Nino/La Nina salınımlarıyla ilişkili küresel sıcaklığın yıllar arası büyük değişkenliği nedeniyle ivmeyi ölçmek zordur. Yeni doğan El Nino, önceki iki güçlü El Ninolar (1997-98 ve 2015-16) ile kıyaslanabilir olduğunu kanıtlarsa, 2023-24 küresel sıcaklığı, küresel ısınma oranının hızlanıp hızlanmadığını belirlemeye yardımcı olan bir ölçüm çubuğu sağlayacaktır.

3

Şekil 3. Yerinde verilerden Temmuz 2005 – Haziran 2015 (açık mavi çubuk) için ortalama 0,71 W/m2'ye normalleştirilmiş CERES uydu verilerinden[5] Dünya'nın enerji dengesizliğinin 12 aylık hareketli ortalaması.[6]

 4

Şekil 4. Gelişmekte olan 2023-24 El Nino ile 1997-98 ve 2015-16 süper El Ninos için küresel sıcaklık (1880-1920 ortalamasına göre). Daha önceki iki El Ninos, ikinci yılın Şubat ayında zirve yaptı. Mevcut El Nino'nun ne kadar güçlü olacağını ve Şubat 2024'te zirve yapıp yapmayacağını söylemek için henüz çok erken.

1997-98 ve 2015-16 El Ninoları arasındaki 18 yılda, küresel sıcaklık 0,43°C arttı, dolayısıyla her on yılda, 1970-2010 küresel ısınma hızından (0,18°C/on yıl) daha yüksek, belirtildiği gibi 0,24°C oranında.[7] Boru hattındaki küresel ısınma[8] taslak belgede tartışılan nedenlerden dolayı, küresel ısınmanın Şekil 5'teki sarı alanda gösterilen oranda hızlanmasını öngörüyoruz. Bu durumda, 2023-24 sıcaklık eğrisi (Şekil 4’teki kırmızı eğri) önceki El Nino için (yeşil) eğrinin önemli ölçüde üzerine düşecek ve önümüzdeki 12 ay boyunca sürekli olarak yeni küresel sıcaklık rekorları kırabilir. Görünüşe göre küresel iklimin yeni bir sınırına gidiyoruz.

5

Şekil 5. 1880-1920'ye göre küresel sıcaklık. 2010 sonrası için tahmin edilen hızlandırılmış ısınma oranının sınırları (metne bakın), her on yılda 0,36 ve 0,27°C'dir.

—--------------------------------------------------------------------------------

[1] Hansen, J., I. Fung, A. Lacis, D. Rind, S. Lebedeff, R. Ruedy, G. Russell ve P. Stone: Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü tarafından tahmin edilen küresel iklim değişiklikleri üç- boyutlu modeli. J. Geophys. Res., 93, 9341-9364, 1988.

[2] Örneğin, sera gazı emisyonlarını daha fazla azaltarak iklim sorununu hâlâ çözebileceğimize olan inanç. Ya da torunlarımızdan olabildiğince hızlı güneş panelleri ve yel değirmenleri inşa etmek için yeterince borç almanın küresel CO2 emisyonlarını önemli ölçüde azaltacağına inanmak. Ya da güneş enerjisi çok ucuz olduğu için nükleer enerji desteğine “ihtiyaç yoktur” (Nükleer enerji, yenilenebilir enerji kaynaklarının karbon içermeyen gerekli bir tamamlayıcısıdır ve dekarbonize elektrik için geçerli senaryolar, modern nükleer enerji için artan bir rol içerir, ancak finansmanda genel bir kopukluk vardır. (Bowen, M. ve K. Guanio, 2023: Kritik bir kopukluk: Karbonsuzlaştırma modellerinde nükleer enerjiye güvenmek ve iklim finansı taksonomilerinden hariç tutmak, Yorum, Columbia Üniversitesi Küresel Enerji Politikası Merkezi.).

[3] Hansen J, Sato M ve Ruedy R 2012 İklim değişikliği algısı Proc Natl Acad Sci 109 14726-14727 E2415

[4] 1880-1920'den bu yana 1.2°C'lik küresel ısınma, küresel sıcaklığı en azından yaklaşık 120.000 yıl önceki önceki buzullar arası dönemin, Eemian'ın seviyesine getirdi. Eemian, son milyon yıldaki en sıcak buzullararasılarından biriydi.

[5] Loeb, N. G., Johnson, G. C., Thorsen, T. J., Lyman, J. M., Rose, F. G., & Kato, S., Uydu ve okyanus verileri, Dünya'nın ısınma hızında belirgin bir artış olduğunu ortaya koyuyor, Geophys. Res. Lett 48, e2021GL093047, 2021.

[6] von Schuckmann K, Cheng L, Palmer MD ve diğerleri. Dünya sisteminde depolanan ısı: enerji nereye gidiyor?, Earth System Science Data 2020;12:2013-41

[7] Grantham, J., The Race of Our Lives Revisited, GDO White Paper, Ağustos 2018.

[8] Boru hattında küresel ısınma, taslak kağıt, eleştirilere açık

 

Kaynak:

https://mailchi.mp/caa/the-climate-dice-are-loaded-now-a-new-frontier