İklim değişikliği: Harekete geçme zamanının geldiğini anlamamız için yeni bir rapora ihtiyaç yok 

Çeviri
-
Aa
+
a
a
a

(Katharine Hayhoe'nun The Hill'de yayınlanan bu yazısı Özge Atılgan tarafından Açık Radyo için Türkçeleştirildi.)

Tam şu sırada batı ABD’yi saran rekor sıcaklık ve yoğun kuraklık, iklim değişikliğinin hava durumu konusunda bize karşı zar tuttuğunun kesin bir hatırlatması. Bu durum sıcak dalgalarını daha sıcak ve uzun, kuraklığı ise daha yoğun yapıyor. Ne var ki, karbon emisyonlarının azaltılması için ciddi ve acil eylemlere geçilmezse, bugün yaşadıklarımız, ilerde olacaklara ilişkin öngörülerimizin küçücük bir parçasından ibaret kalacak. 

Geçen hafta bir Avrupa haber ajansı, “AR6”nın – yani dünyanın en önemli bağımsız bilimsel kuruluşlarından Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) yakında yayınlanacak Altıncı Değerlendirme Raporu – ikinci cildinin (AR VI) ilk çalışma taslağında yer alan bazı veri ve tespitleri basına sızdırdı.

Bu rapor, Glasgow’daki kritik Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’ndan (COP26) üç ay sonraya, yani Şubat 2022’ye kadar resmî olarak yayınlanmayacak. Ancak, bilimsel literatürü takip eden ya da sadece haber başlıklarına şöyle bir göz atan herkes biliyor ki, eyleme geçme zamanının geldiğini anlamak için yeni bir rapora ihtiyaç yok. On yıllardır verilen ürkünç uyarılar çok netti zaten: İklim değişikliği gerçektir; sebep insandır; etkileri ciddidir; ve eğer şu an hemen harekete geçersek çözüm yolları vardır. 

Biz insanlar, aslında sahip olduğumuz yegâne ev üzerinde eşi görülmemiş, gerçek zamanlı bir deney yürütmekteyiz. Bu deney bizim için neden bu kadar kritik bir önem taşıyor peki? Çünkü, tüm uygarlığımız neredeyse üzerinde hiç düşünmediğimiz, deneyimizin de geçersiz kıldığı bir varsayım üzerine kurulu: Yeryüzünün iklimi, yalnızca geçmişte olanlara dayanarak tahmin edilebilecek sınırlar içinde değişir. Sanki biz insanlar geleceğe doğru gözlerimiz bağlı olarak araba sürerken dikiz aynasından görebildiğimiz kadarıyla geçmişe bakarak yolumuzu bulmaya çalışıyoruz.

Fakat bugün, iklim yolumuz üzerinde keskin bir viraja girmiş bulunuyoruz ve bu virajı birebir kendimiz inşa ettik. Çok büyük miktarlarda ısı tutucu gaz atmosferde birikiyor, gezegenimizin etrafını fazladan bir battaniye ile sarıyor. Pandemi sayesinde emisyonlarda görülen geçici düşüşe rağmen biliyoruz ki, sonuç olarak küresel sıcaklık dereceleri insanlık tarihinde görülmemiş bir hızda yükselmeye devam ediyor. Eski çağlar iklimsel kayıtların geçmişine ve derinine bugün inebildiğimiz kadarıyla, bu miktardaki karbonun Yeryüzü atmosferine bu hızda bırakıldığı başka bir zamana rastlamıyoruz. Bu metaforik virajın bir benzeri hiç yaşanmadı ve kolektif tekerleklerimiz uçurumun kenarında zıngırdamaya başladı bile. 

Eyleme geçme ihtiyacı hiç bu kadar acil olmamıştı. IPCC, tekrar tekrar, birbirini izleyen değerlendirmelerle konuyu netleştirdi. İklim değişikliği, sağlığımızdan ve evlerimizin güvenliğinden gezegenimizi paylaştığımız neredeyse 8 milyar kişiye yiyecek içecek sağlama imkânımıza kadar, bildiğimiz şekliyle insan hayatının her bir yönünü tehlike altına sokuyor.

Bu tehlikeleri tecrübe etmeye başladık bile; fakat gelecekteki en feci etkilerin önüne geçmek için ne yapmamız gerektiğini biliyoruz. Fosil yakıt ile temiz enerji geleceği arasındaki fark, bildiğimiz haliyle medeniyetimizin geleceğinden başka bir şey değil.

Nereden başlayabiliriz? Talebimizi her seviyede artırarak: mahallelerimizde, kasabalarımızda, çalıştığımız, ibadet ettiğimiz yerlerde, şehirlerimizde, ülkelerimizde. Glasgow bizi çağırıyor. Biz bilim insanları davulu bangır bangır çalmaya devam edeceğiz ama, gücümüz ancak buraya ulaşıyor. Artık, bundan sonrası sende.

Neden sen? Çünkü iklim değişikliğini önemsemek, iklim eylemlerini desteklemek için bilim insanı, bir kampanya yürütücüsü, ya da deniz seviyesinin altında kalmakta olan bir adanın vatandaşı olman gerekmiyor. Bu gezegende yaşayan bir insan olman yeterli. Ki hepimiz öyleyiz.

 

Katharine Hayhoe, Ph.D. The Nature Conservancy kuruluşunun baş bilim danışmanı, Texas Teknik Üniversitesi Paul Whitfield Horn seçkin profesörü, kamu politikaları ve kamu hukuku fakültesi öğretim üyesi.

Çeviren: Özge Atılgan

Çeviri Editörü: Ömer Madra