Galileo'dan mektup var!

-
Aa
+
a
a
a

İtalyan bilim insanı Galileo, 1615 yılında patronu Cosimo de Medici’nin annesi Büyük Düşes Christina bir mektup yazar. Bilim Tarihi Sohbetleri'nde bu mektubu konuştuk.

Galileo, mektup ve düşes
Galileo'dan mektup var!
 

Galileo'dan mektup var!

podcast servisi: iTunes / RSS

(Bu yazı 25 Temmuz 2021 tarihinde Birgün gazetesi Pazar ilavesinde yayınlanmıştır.)

Galileo, 1615 yılında, patronu Cosimo de Medici’nin annesi Büyük Düşes Christina'ya yaptığı çalışmalar ve Kopernik sistemi savunusu içeren bir mektup yazar ve mektup 1636’da yayınlanır. Ancak bu tarihten daha önce entelektüel çevrelerde yaygın bir şekilde okunup paylaşılmıştır. 

Peki neden böyle bir mektup yazmaya gerek duymuştur Galileo? 

Galileo

Kopernik teorisinin bir savunusu olarak değerlendirilebilir bu mektup.  Düşes Christina’nin bir kaygısından yola çıkar Galileo; o da “nasıl olup da Kilise fikirleri ile çelişen Kopernik teorisi kabul edilebilir?” şeklinde bir kaygıdır. Bunun üzerine Galileo mektubunda bakın neler yazıyor:

Fizik sorularının tartışmalarında kutsal kitapların otoritesinden değil, duyusal deneyimlerden ve gerekli gözlemlerden başlamamız gerektiğini düşünüyorum.

Galileo, doğa bilgisi ile kutsal kitapların bilgisinin çelişmediğini düşünüyordu ve mektubunda bunu ifade etmiştir, ama nasıl bir çelişmemezlik? Kıyaslanamaz oldukları için mi çelişmiyorlardı, yoksa belki de ikisi arasında zaten bir otorite sağlama sorunu yoktu? Ya da birbirlerini tamamlayan bilme şekilleri idiler? Bakın bu konuda Galileo ne diyor:

Tanrı’nın önce doğa aracılığı ile bilindiği sonucuna varıyoruz, sonra da daha özel olarak doktrin ile…

Galileo’yu bu türden argümanlar üretmeye iten motivasyon, Kopernik’in matematiksel olarak öne sürdüğü Güneş merkezli Evren teorisinin Kilise doktrinine aykırı olacağı tartışmalarına son vermekti ve kendi gözlemlerinin de bu teorinin sağlamasını yaptığı fikrini savunmaktı. Ancak burada dikkat edilmesi gereken şey, Galileo yazdığı bu mektupta sadece bunu yapmakla yetinmemiş, aynı zamanda kendi çalışmalarının ve Kopernik teorisinin kutsal kitap ile çelişmediği argümanını da savunmuştur. Bunu yaparak bir bakıma İncil’i değil ama onu yorumlayan Kiliseyi hedef aldığını ve bu şekilde bir teolojik argüman üretmek istediğini söylemek mümkündür ki bu tavrı en az Kopernik teorisi savunusu kadar tepki çekecektir.

mektuptan el yazması bir bölüm

Galieo, mektubunda entelektüel çevrelerin tepkisini çektiğinin farkında olduğunu ifade ederek yaptığı gözlemlerin ve vardığı bulguların pek çok açıdan yenilikçi olduğunu ifade eder:

Birkaç yıl önce, Majestelerinin çok iyi bildiği gibi, göklerde çağımızdan önce görülmemiş pek çok şey keşfettim. Bu şeylerin yeniliği ve akademik filozoflar arasında yaygın olarak kabul edilen fiziksel nosyonlara aykırı olarak onlardan çıkan bazı sonuçlar, az sayıda profesörü bana karşı kışkırttı - sanki bunları kendi ellerimle gökyüzüne koymuşum gibi.

Ancak burada belirtilmesi gereken unsur, yaptığı gözlemlerin Kopernik teorisini teyit ettiği bilgisi ve savunusunun yanında Galileo, şöyle bir argüman da ortaya atar:

Kopernik asla din veya inanç konularını tartışmamıştır(…), her zaman göksel hareketlerle ilgili fiziksel sonuçlara dayanır ve (…) astronomik ve geometrik gözlemlerle ele alır(…) çok iyi biliyordu ki eğer doktrini kanıtlanırsa, doğru anlaşıldığında, kutsal kitaplarla çelişmezdi.

Dolayısıyla Galileo burada en az iki adım atıyor: Hem kutsal kitapların bilimsel bulgular söz konusu olduğunda nasıl yorumlanması gerektiğine yönelik bir tavsiyede bulunuyor hem de doğru türden bir yorumlamada bir çelişki ya da çatışma olmayacağı fikrini ortaya atıyor. 

Galileo’nun bu yaklaşımı hakkında bilim ve din tarihçileri tartışmaktadırlar, ama burada ihtimallerden sadece bir tanesini dile getireceğim: Galileo böyle yaparak, yani doğayı inceleyerek ve İncil'i okuyarak gerçeği bilmenin iki farklı yolu olasılığını öne sürdü; benzeri sorular, iki farklı yol. Bu da bilim ile din arasında güvenli bir mesafe sağlamayı vaat eden bir şeye işaret ediyor olabilir: Sekülerleşme.