Fransa Bisiklet Turu “maço ve kirletici” mi?

-
Aa
+
a
a
a

Avrupa Ne Konuşuyor’da bu hafta Fransa’da "Yeşil" belediyelerin icraatları ve Rusya’daki yerel seçimler var.

Fransa'da haziranda yapılan yerel seçimlerde Yeşiller Partisi birçok büyükşehir belediyesini almıştı. Bunlar arasında Lyon, Bordeaux ve Strazburg da vardı. Ve şimdi politikalarını iktidara taşımaya başladılar. Ve bu arada Fransa’da tartışılması çok zor meselelere de dokunuyorlar. Bu da özellikle muhafazakârların tepkilerine neden oluyor. 

Geçtiğimiz hafta Fransa’da konuşulan konulardan birincisi, Lyon belediye başkanı Gregory Doucet devam etmekte olan Fransa Bisiklet Turu’yla ilgili söyledikleriydi. Doucet, bisikletçiler Lyon’a yaklaşırken yaptığı açıklamada bu organizasyonun 'spora dair maço bir görüntü verdiğini” ve “kirletici” bir etkinlik olduğunu söyledi. Maço çünkü bu organizasyonda sadece erkekler yarışıyor ve kadın versiyonu yok. Şöyle diyor Belediye Başkanı Doucet:

Spor değerlerini savunduğunuzda toplumsal cinsiyet eşitliğini de savunmanız gerekir, bir Fransa Kadın Bisiklet Turu uzun zamandır olmalıydı.

Peki Doucet bu organizasyonu çevre açısından neden eleştiriyor? Bisiklet çevreci bir ulaşım aracı olarak görülebilir ancak Fransa Bisiklet Turu’nda bisiklet etrafında örülen dev bir organizasyon var. Sporcu ekipleri ve milyonlarca izleyici tur boyunca oradan oraya gidiyor. Ayrıca Bisikletçilerin ardından giden reklam karavanı dünyanın en büyük doğrudan pazarlama organizasyonu olarak tanımlanıyor. Bu reklam karavanından izleyicilere şapkadan çikolataya milyonlarca ürün atılıyor. Bisiklet turunun toplamda arkasında büyük bir atık kitlesi bıraktığı söyleniyor. Belediye Başkanı Doucet’nin bu konudaki sözleri şöyle: 

Birinci önceliği çevre ayak izini düşünmek olmayan spor organizasyonlarına ev sahipliği yapmak artık kabul edilebilir değil. 

1903’ten bu yana düzenlenen ve Fransızların sahiplendiği bu organizasyonla ilgili Belediye Başkanı’nın yaptığı bu eleştiriler, kadın bisikletçiler de dahil farklı kesimlerden olumsuz tepkiler aldı. Ama tabii özellikle de muhafazakarlardan... 

Contrepoints haber sitesindeki bir yorumda kadın bisiklet turunun da yapılamaya çalışıldığından ama bunun “kendini çevirecek bir ekonomik model geliştirmeyi başaramadığından” sözediliyor. Yazı şöyle devam ediyor:

Anlaşılan Grégory Doucet tutumunun erdemli olduğuna da siyaset yaptığına da inanıyor; ama dünyamızı ideolojikleştirmek için bu kadar uğraşırken aslında çevrecilerin halk arasında popüler olan konuları hor gördüklerini ve ekonomik realiteyi tamamen göz ardı ettiklerini kanıtlamış oluyor.

Yeşillerden sadece Lyon Belediye Başkanı Doucet’nin açıklamaları tepki çekmedi. Bordeaux Belediye Başkanı Pierre Hurmic de kent meydanlarına noel ağacı konulması uygulamasına son vereceklerini söyledi. Bu karar, özellikle de belediyenin önüne konulan 17 metrelik çam ağacının artık konmayacak olması eleştirilere neden oldu. Belediye Başkanı “Bu ölü ağaçları meydanlarımıza koymayı durduracağız, çünkü yeniden bitkilendirmeden anladığımız bu değil” derken, bu karara karşı imza kampanyası başlatıldı.

Görünen o ki Fransa’daki yeşil belediye başkanları Fransızların alışageldiği yaşamı, çevre kadın hakları gibi bir perspektiften ele alıp değiştirmek istiyor. Bu da tepki yaratıyor. Fransa’da yeşil politikacıların icraatlarını ve yankılarını izlemeye devam edeceğiz.

Rusya’da yerel seçimler

Rusya'da geçtiğimiz hafta 85 idari bölgeden 41’inde yerel seçimler yapıldı. Bu son derece karışık bir sistem. Bazı yerlerde belediye başkanları, bazı yerlerde yerel meclis üyeleri, bazılarında ise bölge milletvekilleri seçildi. Ama netice olarak şunu söyleyebiliriz, seçimlerde Putin'in Birleşik Rusya Partisi birçok bölgede kazanırken, Aleksey Navalnıy yanlısı muhalifler Sibirya'da sembolik zaferler elde etti.

Navalnıy'la birlikte çalışan üç kişi Rusya'nın en yüksek üçüncü nüfusa sahip kenti Novosibirsk’te ve ayrıca Tomsk'da yerel meclislere girmeyi başardı. Navalnıy’ın “akıllı oy” dediği strateji sayesinde başkalarının da girmesini ve Birleşik Rusya Partisi’nin bu iki kentte çoğunluğu kaybetmesine neden oldular. Önemli bir not, Navalnı bu seçimlerle ilgili kampanyayı konuşmak için Tomsk kentine gitmiş ve buradan dönüşü sonrasında zehirlenme belirtileri göstermişti. 

Moskova'da bir ilçede belediye başkanı olan muhalif İlya Yaşin, Facebook paylaşımında yerel meclislere giren Navalnıy’la işbirliği yapan kişilerin zaferinden bahsetmiş. 

Navalnıy’la işbirliği nedeniyle şimdiye dek haklarında soruşturmalar açıldı, ev aramalarına, 30 günlük gözaltı ve benzer keyfi uygulamalara maruz kaldılar. Ancak taşı delen suyun gücü değil, damlaların sürekliliğidir: Birleşik Rusya karşısında kazandıkları zaferle idare kurumlara girmiş durumdalar. İşte bu önemli bir emsal vaka.

Rusya’daki seçimlerde pek çok usulsüzlük rapor ediliyor. Novaya Gazeta’daki bir yorumda şöyle deniyor:

Seçim komisyonlarının nispeten dürüst sayım yapma alışkanlıklarının olduğu yerlerde devlet aygıtının temsilcileri acı yenilgiler alıyor. 

Öte yandan şunu teslim etmek lazım, Putin’in partisinin hâlâ çok güçlü olduğu görülüyor, pek çok yerde açık ara farkla kazanmış durumdalar. Almanya’dan tagesspiegel bazı yerlerde kaybetmiş olmasının da aslında sistemin bir parçası olduğunu söylüyor. 

Kremlin’in iktidar sistemi Putin'in adaylarının kontrollü bir şekilde seçimi kaybetmesi de demek. Bu şekilde komşu Belarus'ta olduğu gibi barut fıçısının ağzına kadar dolması engelleniyor.

Bu seçimlerin gelecek yıl yapılacak parlamento seçimleri için bir test olduğu söyleniyordu. Bir yanda muhaliflere umut verecek gelişmeler var ama esasen Putin gücünden fazlaca bir şey kaybetmemiş gibi görünüyor.  

Bu haftalık Avrupa Ne Konuşuyor’dan bu kadar. İnternet sitemizde çok daha fazlasını bulabilir, bizi Twitter ve Facebook’tan da takip edebilirsiniz.