Yalancı Medya

-
Aa
+
a
a
a

Ignacio Ramonet: “Bağımsız kaynaklardan ve sivil toplumdan yayılacak bilgiler, büyük medya kuruluşlarının yarattığı iletişim kirlenmesinin temizlenmesine yardımcı olabilir. Ancak bu bilgileregemen sistem tarafından yayılan yönlendirici haberlere benzememesi için mümkün olduğunca güçlü ve kesin olmalıdır. Çokuluslu iletişim kanallarının gücüne gerçeklerle karşı koyabiliriz, onu gerçek ile yenebiliriz.

Bu iletişim ağını kurma çabası sadece gazetecilerin işi olmamalı. Toplum çıkarları adına dayanışmayla yapılmalı. Globalizasyon sürecinde bilgi bir yatırım aracı gibi değerlendirilir. Arz ve talep doğrultusunda, piyasa kurallarına göre, el değiştirir. Medya kuruluşları sadece kısa, basit ve eğlendirici haberlerin talep edildiğinin farkında. Televizyon ve radyo yayımları, hatta bağımsız gazeteler yoluyla özgür habercilik yapma konusundaki girişimlerin arttığını, genel eğilime dönüştüğünü söyleyebiliriz. Fakat tüm bu girişimlerin firmaların yurttaşlara haber satacağı sistemler kurmak yerine, yurttaşları reklamcılara satacak sistemler gibi çalıştığını görüyoruz.

Uluslararası medya tekrarın gücünü kullanarak olayları, insanları karikatürleştiriyor. Mesela Güney Yarıküre ülkelerini ya cennet ya da cehennem olarak görüyoruz. Turizm reklamlarında sadece cennet gibi sunuluyorlar. Haberlerde ise felaketler, soykırımlar, iç savaşlar, darbelerden geçilmeyen cennetler…

11 Eylül’den sonra uluslararası medya, Afganistan’da araştırma yapma zahmetine bile katlanmadan, ‘Taliban’ın arasında Çeçenler var’iddiasını neredeyse şablon haline getirdi. Bu ‘gerçek’ aslında büyük bir yalandı. Operasyonlar sırasında Afganistan’da hiç Çeçen yakalanmadı, yakalanıp sorgu için Küba’daki Guantanamo Üssü’ne gönderilen Taliban militanlarının arasında hiç Çeçen yoktu.

Böyle durumlarda karşı fikri savunan söylentiler de medya tarafından hemen kabul edilmemeli. Örneğin internetten yayılan ve 11 Eylül ve Dünya Ticaret Merkezi kurbanları arasında hiç İsrail yurttaşının bulunmadığı yolundaki iddialar, bu olayı sokaklarda dans ederek kutlayan Filistinliler’le ilgili görüntülerin aslında 1992’de çekildiği yolundaki iddiaları hatırlayın… Karşı bilgi doğru ve güçlü olmalı…”

Le Monde Diplomatique editörü Ignacio Ramonet’in konuşma yaptığı panele katılanlardan biri de Inter Press Service’den Roberto Savio’ydu. Ramonet’in düşüncelerini desteklediğini belirten, ortak katılımın kesinlikle en güçlü karşı bilgi kaynağını oluşturacağını savunan Savio şunları söyledi:

“Oluşturulacak köklü iletişim ağı dedikodular seçilerek yapılamaz, paylaşım ve katılıma zemin yaratacak fikirlere sahip çıkılarak kurulabilir. Çabam arkeolojik bir faaliyet olarak değerlendirilebilir. Fikirlerimin kökleri, 1960’lardaki Yeni İletişim Sistemi yaratma, tüm iletişim araçlarını sivil toplumun hizmetine sunma projelerine kadar uzanıyor. Dünya Sosyal Forumu’nun gerçekleştirilmesi sözkonusu yaklaşımın kanıtıdır. DSF internet olmasaydı gerçekleşemezdi. Önemli olan pazar kuralları değil, yurttaşlar, toplumun bilinçli bireyleridir. Yurttaşların bilinciyle, değerleriyle kurulan iletişim sistemi, globalizmin değerleriyle çalışan, sadece kârı, verimliliği, etkinliği gözeten habercilik anlayışını saf dışı bırakmalıdır.”

Çeviren: Serhan Yedig