Tel Sokak No:15, Beyoğlu: Evsizlerin Evi

-
Aa
+
a
a
a

Eraslan Sağlam: Beyoğlu Kaymakamı Kamil Başer konuğumuz. Sizi bu akşam burada ağırlamamızın nedeni iki tane çok temel sosyal işleyişe önayak olmanız ve bunların takipçisi olmanız. Bunlardan ilki Beyoğlu Evsizler Evi, ikincisi de Sosyal Yardım Mağazası. Konuşmamızın ilk bölümünde biraz Beyoğlu Evsizler Evi'nden bahsedelim, nereden çıktı bu isim?

 

Kamil Başer: Sokakta yaşayan bir sürü insan var, özellikle Beyoğlu'nda kış mevsiminde. İnsanlar çok soğuk günlerde, kapalı spor salonlarında ağırlanıyor, bir iki gün sonra da tekrar sokağa terk ediliyorlar. Beyoğlu'nda sık sık görüyoruz; üzerine gazete kağıdı örtüp uyuyan insanlar, bankamatiklere sığınan insanlar... Bunların bir barınma ihtiyacı olduğu gün gibi aşikardı. Biz bu sorunu çözmek için Vakıflar'a ait 5 katlı bir binayı bu tip insanları barındırmak için tahsis ettik. Bu evde üç öğün yemek çıkıyor, sıcak su imkânı var. 20 yatak kapasiteli, ancak şimdiye kadar 350 vatandaşımıza hizmet vermişiz. Burası bir huzur evi değildir, bir düşkünler evi değildir, evsizler evidir, yani evi olmayan insanların kendi evi gibi hareket edebileceği, barınabileceği bir ortamı onlara yaratmaktır.

 

ES: Bürokratik anlamda, "evsizler evi" adı da zaman zaman sizin hayatınızı da zorlaştırdı. Hangi kategoriye konulacağı bilinmediği için herhalde?

 

KB: İstanbul'da ilk oluyor, ülkemizde de yok sanırım, buranın temel amacı ve işlevi şudur; evi olmayan ve kapımızı çalan insanları, herhangi bir bürokratik sorun yaratmadan, basitçe, "açım", "evsizim" diyen herkesi, kimlik, vs. gibi bir takım belgeler sormaksızın kabul ediyoruz. Burada insanların kalma süreleri değişiyor, bir saat kalan da var, banyo yapıp çıkan da var, karnını doyurup çıkan da var, 3-5 ay gibi sürelerle kalanlar da var.

 

ES: Beyoğlu Evsizlerin Evi'nin işleyiş talimatında 18 yaş üstü başvuruların kabul edileceğini söylüyorsunuz, peki 18 yaş altında size başvurular oluyor mu, oluyorsa ne yapıyorsunuz?

 

KB: Elbette kapımızı çalan herkesi öncelikle kabul ediyoruz, evimize alıyoruz, ancak malumunuz devletimizin Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü'nün Çocuk Esirgeme Kurumları var, çocuk yaştaki müracaatları hemen o kuruluşlara sevk ediyoruz. Bunun dışında, böyle yetişkinlere ait yerlerin sayısı çok az. Darülaceze gibi kuruluşlar var, biliyorsunuz buralarda bürokratik sorunlar çıkıyor, biz başvuruların bir kısmını da Darülaceze'ye gönderdik. Tabii ki sokaktan gelen insanlar genelde hasta olarak geliyor, onlara sağlık yardımı yapıyoruz, yine evde kalan başka kişiler refakatinde hastanelere sevk ediyoruz, aracımız var. Yeşil kartları yoksa çıkartılıyor, kimlikleri yoksa çıkartıyoruz, yani hizmetimiz sınırsız.

 

ES: Bu Evsizler Evi'nde yaşamaya başlayanlar, özellikle uzunca süre ikamet edenler, evin içinde başka bir düzen oluşturmuşlar ve bu düzen anladığım kadarıyla kendi kurallarını kendilerinin koyduğu, yani aslında bir aile yaşantısı haline gelmiş. Sizin öne sürmediğiniz, kendi kendine oluşan bu kurallara bir kaç örnek verebilir misiniz?

 

KB: Doğrudur, bürokratik kurallar koymuyoruz, sadece çok önemli bir takım tedbirler alıyoruz, örneğin odalarda sigara içmenin yasak olması gibi. Ancak kendi kurallarını kendilerinin koyup, hatta benim emrimmiş gibi duvara yazdıklarına şahit oldum. Örneğin çay saatlerini kendileri yazmışlar, "sabahtan 09.00 – 11.00, öğleden sonra 15.00 – 17.00" diye kendi kurallarını koyup altına da "Kaymakam'ın emridir" diye yazmışlar. Bu örnek gösteriyor ki, buradaki insanlar bir aile yaşantısı içerisindeler ve hepsi ayrılırken, birbirlerine sarılarak, gözyaşı dökerek ayrılıyorlar. Bu bizi çok mutlu ediyor, biz onlara, orayı çok sıkı, kuralcı bir yer olarak hissettirmek istemiyoruz, bir aile yuvası içerisinde yaşamalarını sağlamak istiyoruz.

 

ES: Bu anlamda, maddi anlamda küçük ama manevi anlamda dikkate değer bir destek de aldınız, bundan bahseder misiniz?

 

KB: Bu evi kendi imkânlarımızla açmıştık, açılalı 1 yıl oldu ama 3-4 aydır bunu projelendirdik, daha sonra sosyal riski azaltma projesi kapsamında Dünya Bankası'nın kredisinden yararlandık. Hatta Dünya Bankası Türkiye direktörü eşiyle geldi, evi gezdi, ve bir yıllık 60 milyar TL gönderdiler. Tabii bu parayla evimizi daha da güzelleştirdik, çeki düzen verdik.

 

ES: Perdeler alındı, yerler yapıldı.

 

KB: Evet, dış görüntüyü düzelttik, bu imkânları sağladıkları için çok memnun olduk, ancak bazı sivil toplum örgütlerinin de burada bize destekleri oldu, vatandaşlarımızın oldu, belediyemizin oldu. Yemeklerimizi belediyenin aşevinden alıyoruz. Kira da ödemiyoruz, zaten bina Vakıflar'a ait. Çok cüzi parayla, çok önemli bir hizmet yaptığımıza inanıyorum. Burada bir kişinin hayatını bile kurtarmış olsak bu projenin başarılı olduğuna inanıyorum.

 

ES: Bu konuya duyarlı olan sivil toplum örgütlerinin, gerek maddi, gerek manevi desteklerine bu anlamda sanırım açıksınız?

 

KB: Elbette, hatta önümüzdeki günlerde sivil toplum örgütleri ile birlikte bu evin kadınlara ait olan kısmını da açacağız. Örneğin Mor Çatı bizimle birlikte çalışmaya gönüllü. Şu anda arayış içerisindeyiz, Vakıflar'a ait, az masraflı, yine böyle güzel bir bina bulursak, bulamazsak da iki daire tutup, buralarda kadınları ağırlayabiliriz. Mor Çatı da tabii ki bize psikolojik ve sosyal anlamda da destek olacaktır muhakkak. Manevi destek bizim için çok daha önemli, maddi kısmı nasıl olsa bir şekilde oluyor. Bu projeyi için de inşallah Dünya Bankası'ndan bir kredi alma imkânı da olabilir.

 

ES: Bu konuda yardımda bulunmak isteyen kişi ya da kurumlar, size Beyoğlu Kaymakanlığı'ndan direk olarak ulaşabilirler sanırım. Tekrar altını çizmek istiyorum, sokakta yaşayan, acz içinde olan bir kişi, hiçbir yasal prosedüre gerek duymadan, bir gün veya daha uzun bir süre için gelip Evsizler Evi'nde temel ihtiyaçlarını giderebiliyor öyle değil mi?

 

KB: Elbette, ayrıca sağlık, hüviyet çıkartmaktan tutun da, yeşil kart çıkartmaya kadar diğer ihtiyaçları konusunda da her türlü hizmeti onlara veriyoruz. Zaman zaman harçlıklarını biz karşılıyoruz, yani elimizden geldiğince bütün hizmetleri vermeye çalışıyoruz.

 

ES: Sosyal Yardım Mağazası'ndan da biraz bahseder misiniz?

 

KB: Sosyal Yardım Mağazası, az kullanılmış veya hiç kullanılmamış giysilerin fakir ve zor durumda olan insanlara ulaştırılmasına aracılık etmek amacımız. Bunu çağdaş bir yardım şekli olarak düşündük. Raflarda, askılarda, sepetlerde aynı bir mağaza düzeni içerisinde, yoksul olan vatandaşlarımıza, durumu iyi olan vatandaşlarımızın az kullanılmış, ütülü, temiz veya hiç kullanılmamış eşyalarını, giysilerini intikal ettiriyoruz.

 

ES: Bu Sosyal Yardım Mağazası'ndaki destek sadece giysilerden mi oluşuyor?

 

KB: Evet sadece giysi. Tabii zaman zaman, bazı dönemlerde, Ramazan'da gıda paketleri oluyor, yılbaşında çocuklar için hediyeler hazırlandı, vs. Başka türlü yardımlara da aracılık ediyoruz, mağazamızda değil ama, mesela bir buzdolabı, çamaşır makinası ihtiyacı olan veya vermek isteyen olursa, ihtiyaç sahiplerinin adreslerini not alıyoruz ve vermek isteyenlerle buluşturuyoruz.

 

ES: İşin teknik kısmına biraz bakacak olursak, yardım yaparken nasıl bir yöntem uyguluyorsunuz, ya da yardım talep ederken ne yapılması gerekiyor?

 

KB: Kaymakamlık'ta Sosyal Yardımlaşma Vakfı'mız var. Orada, Beyoğlu'nda oturan fakir insanların dosyaları var, yani fakir olduğu tespit edilmiş insanların dosyaları var; biz bu dosyaların sahiplerine bir alışveriş kartı veriyoruz. Buna "müşteri kartı" diyoruz, o kartı alan kişiler bizden alışveriş yapabiliyor, herkes değil tabii ki. Bu kartın arkasında bir takvim var, bir kişi ancak üç ay sonra tekrar alışveriş yapabiliyor. Ancak bu aralar mal çok olduğu için her ay da yapıyoruz. Bu kartlardan yaklaşık 2000 kişiye vermişiz, Alışveriş adeti de 5000. Bir seferde bir kişi 6-7 parça alıyor. Yani az değil, 30 bin parça giysi mağazadan çıkmış, bu çok büyük bir rakam. Çok güzel gidiyor. İşin ilginç tarafı o kadar güzel alışveriş yapıyor ki bu insanlarımız, o mağazada çok gururlu bir şekilde, rencide olmadan alışverişlerini yapıyorlar, hatta raflardan alıp, denediği giysiyi tekrar katlayıp da yerine koyuyorlar. Biliyorsunuz biz hiç bir mağazada denediğimiz giysiyi yerine koymayız, orası onların kendi mekânı gibi davranıyorlar. Rencide olmadıkları için yardımın çok çağdaş olduğunu düşünüyorum.

 

Sona Ertekin: Hem de kendi zevklerine, kendi bedenlerine uygun giysileri seçme şansına sahip oluyorlar.

 

KB: Seçiyorlar, hatta bazen büyük veya küçük olduğu zaman da Gonca –Gonca diye çok candan bir yardımcı kızımız var- hemen diyor ki, "ablacım, yarın belki bir numara büyüğü gelir", belli de olmuyor tabii. Ayakkabılar geldiği zaman boyatıyoruz, tamir ediyoruz, o şekilde sunuyoruz, çok kötü giysileri de tabii temizletip sunuyoruz. Özellikle bağış yapan vatandaşlara çok teşekkür ediyorum, bağışların da tabii ütülü ve temiz olmasında yarar var diye düşünüyorum.

 

SE: Dinleyicilerimiz bu konuda neler yapabilirler?

 

KB: Dediğim gibi az kullanılmış veya hiç kullanmadıklarını eşyaları ütülü ve temiz olarak bize intikal ettirmelerini bekliyoruz.

 

ES: Kaymakamlık'a mı teslim etmeleri gerekiyor yoksa Sosyal Yardım Mağazası'na mı?

 

KB: Sosyal Yardım Mağazamızın adresini vereyim; Talimhane'de, eski Topkapı dolmuşlarının kalktığı sokak, Aldülhakhamit Caddesi, No. 29.

 

ES: Bir de Evsizler Evi'nin adresini alalım?

 

KB: Tel Sokak, No:15, Beyoğlu.

 

(29 Aralık 2004 tarihinde Açık Dergi programında yayınlanmıştır.)

 

Daha Fazla Bilgi İçin: www.beyoglu.gov.tr