No.390 - Tasalanma: Normalsin

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba Kâinat!..

 

Gazete, radyo ve televizyonlar cıvıl cıvıl. “Mini mini yavrular”... “okullar cıvıl cıvıl”, “ziller çalıyor”, “sıralar şenleniyor” klişeleriyle ibadullah dolu – gene.

 

Burada bir yenilik yok. Antalya’da ilkokula yeni başlayan kızının 100 milyon liralık kayıt – ya da bağış – parasını veremeyen bir depremzede anneye, bunun karşılığında okulda 2 gün temizlik yaptırılması olayında da bir yenilik olduğu söylenemez. “Aynî mübadele” insanlık kadar eski bir olay. Nitekim, okul müdürü de, “bunda bir anormallik göremiyorum” demiş. Milli Eğitim Bakanı ise bunu normal ya da doğal görmemiş. Hatta, doğrusunu söylemek gerekirse, epey normalötesi görmüş ve “resmen terbiyesizlik” olarak nitelemiş. Böyle bir olay gerçekse, ilgili hakkında hemen işlem yapacağını söylemiş: “Ben o okul müdürünün canına okurum!” (Sabah, “Devletin Ayıbı”, 15 Eylül 2003)

 

Okul müdürünün kayıt karşılığı okul temizletme mübadelesini doğal bulmayan Bakan, YÖK Başkanı ve 8 Rektörün Kara Kuvvetleri Komutanı’nı ziyaret etmelerine ilişkin olarak Genelkurmay Başkanlığı’nın “Türkiye için hayati önemi haiz Milli Eğitim sistemine ilişkin gelişmelerin Türk Silahlı Kuvvetleri’nce de dikkatli ve yakinen izlenmesi doğaldır,” şeklindeki açıklamasını da doğal ve yerinde bulduğunu açıklamış. Ayrıca, aynı Bakan Genelkurmay Başkanlığı’nın YÖK yasa tasarısı ile görüşlerini kendilerine aktardığını ve tasarıda Genelkurmay tarafından YÖK’e teklif edilecek bir üyenin profesör olma şartının kalkmasını istediğini, kendisinin bu konuyu Başbakan’a ilettiğini, Başbakanın da bunu makul [yani akla uygun, doğal, normal] karşıladığını belirtmiş. (Radikal, “YÖK’e Telkin Normalmiş!/Genelkurmay: Orgeneral Yalman’ın rektörlerle görüşmesi doğal”, 15 Eylül 2003 Pazartesi, Sabah, “Askerin İstediği Oldu,” 15 Eylül 2003)...

 

* * *

 

İsrail’in seçimle gelmiş Başbakan yardımcısı Ehud Olmert, Filistin Otoritesi’nin seçimle gelmiş Başkanı Yaser Arafat’ın İsrail hükûmetinin emri üzerine İsrail Silâhlı Kuvvetleri tarafından katledilmesini bir seçenek olarak sundu. (Öteki seçenekler: Arafat’ın bir yere sürgüne gönderilmesi veya “hapishane şartlarında tutulması.”) Gazeteler bu çok seçenekli açıklamayı normal, doğal, olağan bulmuşlar. Meselâ, The Independent’ta, bu açıklamayı gerçekten bir “seçenek” olarak ele alan, bu “seçim”i “ciddiyeti”, politik avantajları ve dezavantajları açısından tartışan bir başyazı kaleme almış: “Yaser Arafat’ı öldürme tehdidi sadece medeniyetten ve ahlâki ilkelerden uzak olduğu için değil, aynı zamanda etkisiz olacağı için de felâket yaratmaya gebe... Eğer Arafat’ı öldürmek konusunda ciddilerse, bunu en azından önceden reklâmını yapmadan gerçekleştirmekte fayda var.” (BBC News, BBC Türkçe Servisi, 15 Eylül 2003 - vurgular tefrikacının).

 

Yani, bir “taammüden cinayet” önerisi, saygın haber ajanslarında haber olarak veriliyor, saygın gazetelerin fikir köşelerinde, yorum sayfalarında, köşelerde pragmatik, faydacı, stratejik bir yaklaşımla ele alınıyor ve “tartışma”ya açılıyor!

Olup bitenleri kavramakta güçlük çektiğini sezer gibiyim ey okur, ama tasalanma: Bunların hepsi doğal ve sen de normalsin.

 

Devamı haftaya...