No. 424 - Resim Her Şeyi Anlatıyor

-
Aa
+
a
a
a

Irak’taki ABD işgal kuvvetleri sözcüsü General Mark Kimmitt, Cumartesi sabahı ABD uçaklarının Felluce’nin yerleşim merkezlerinden birine F-16 uçaklarından atılan roketlerle 20’den fazla Iraklı sivilin öldürüldüğünü doğruladı; ama hedeflenen evde El Kaideci Zarkawi gibi azılı teroristlerin saklandığına dair “önemli istihbarat” bulunduğunu söyledi – gerçi teroristler ölü ya da diri ele geçirilememişti. (The Observer, 20 Haziran)

 

Felluce polis şefi Albay Sabbar El Cenabi, Cumartesi sabahı ABD uçaklarının o evde yaşayan büyük bir aileyi hedef aldığını ve ailenin bütün üyelerini öldürdüğünü söyledi. Irak polisi ile herhangi bir koordinasyona girilmeden girişilen bu saldırıda ölen ve yaralanan onlarca kişi arasında Zarkawi gibi hiç kimsenin olmadığını açıkladı. “Fotoğraflar,” dedi El Cenabi, “her şeyi anlatıyor.” (The Observer, elcezire.net, 20 Haziran)

 

Geçen ay bir sabaha karşı, alacakaranlıkta ABD kuvvetleri Suriye sınırında bir kasabada El Kaide’ci Zarkawi gibi azılı teroristlerin bulunduğunu istihbar ettikleri bir grup çadırın üzerine roket atmışlar, 40’tan fazla sivil insanı katletmişler ve fakat teroristleri ölü ya da diri ele geçirememişlerdi. Iraklı yetkililer de orada ölenler arasında terorist benzeri kimsenin olmadığını, roketlerin bir düğün alayının üstüne atıldığını söylemişlerdi. Amerikalılar istihbaratlarının doğruluğunda direnirlerken, Reuters, Irak’ın ünlü şarkıcılarının ve düğün davetlilerinin de aralarında bulunduğu insanların cesetlerini, özel düğün video kayıtları ile birlikte sergileyince, bu filmlerin, tıpkı ABD işgalcilerinin elleriyle seçip yerleştirdiği polis şefi albayın söylediği gibi, “her şeyi anlattığı” görülmüştü.

 

BBC, iki olayın benzer bir “tartışma” (dispute) konusunu yansıttığını belirtiyor. Bunu “tartışma” ya da “görüş ayrılığı” diye nitelendirmek, BBC gibi dünyanın en eski saygın haber ajansının İngilizlerin geleneksel nezaket ve medeniyet kuralları gereği seçtiği özel dil kullanımına uygun düşebilir tabii. Ama, tarihleri Sumer uygarlığına kadar geri götürülebilecek bizler gibi “medeniyetsiz” toprak insanları bunu “yemez”. Kesilmiş ve kesilmekte olan kafa resimleri ile videolarının, insanlara tam anlamıyla köpek muamelesi ve işkence yapıldığını gösteren resim ve videolarla kolkola gezdiği bir cinnet ortamında hiçbir kafa karışıklığına mahal yok aslında: Resim apaçık ortada. Burada, bir tartışma, münazara filan yok. Burada, gücün hiçbir “lisanı münasip” tülünün inceliği ile gizlenemeyecek zorbalığı var. Bireysel terör ile devlet terörü arasında yaratılmak istenen kasıtlı ve sinsi muğlaklığı mutlaka ortadan kaldırmak ve her ikisine birden aynı anda vargücümüzle karşı koymak zorundayız...

 

 

Yazar Mark Engler’in Usame’ye, El Kaide’ye ve onlarla işbirliği halindeki teroristlere hitaben kaleme aldığı “Teröre Karşı İlerici Manifesto”da ortaya koyduğu gibi: Biz bunu [bireysel teröre ve devlet terörüne karşı mücadeleyi] intikam ya da güç elde etmek için yapmayacağız. Bunu Tanrı ya da Allah adına da yapmayacağız – her ne kadar, mücadelemiz, en derin inancımızdan kaynaklıyor olsa da. Bunu sadece adalet ve barış için ve bir de, daha güvenlikli bir dünya için yapacağız.” (commondreams.org, 18 Haziran 2004)

 

Bu konuda herhangi bir “tartışma” durumu var mı Allah aşkına?

 

Devamı gelecek haftaya...