Mezhep Çatışmasının Ortasında Futbol

-
Aa
+
a
a
a

Barış Münevveroğlu

Neil Lennon

Yıllardır Katolik-Protestan kavgasına sahne olan Kuzey İrlanda, tarihî husumetimiz olmamasından mıdır, yoksa Avrupa’nın öteki ucunda yer almasından mıdır bilinmez, Türk insanın gözünde pek de önemli bir yer tutmaz. Sokak çatışmaları, barış görüşmeleri, patlayan bombalar Avrupa basınında önemli haberler olarak görülse de bizim basınımızda en fazla birkaç saniyelik görüntü ya da birkaç satır haber olarak değer bulur. Geçtiğimiz hafta da Kuzey İrlanda kökenli küçük bir habere rastladı futbolseverler. Neil Lennon isimli Katolik futbolcu Kuzey İrlanda milli takımının ilk kez kaptanı olarak sahaya çıkmaya hazırlanırken bir daha asla milli takımda oynamayacağını açıkladı. Sebep, LVF isimli Protestan paramiliter örgütün bir üyesinin BBC Belfast’ı arayıp Neil Lennon’un öldürüleceğini bildirmesi!

Tam da bu olaydan bir ay önce Belfast sokaklarında Gerard Lawler isimli Katolik bir genç UFF -Ulster Özgürlük Savaşçıları- isimli başka bir Protestan paramiliter örgüt tarafından öldürüldü. Katillerin Lawler’in dinsel kimliğini anlamaları zor olmamıştı çünkü genç çocuk Celtic forması giyiyordu. Burada bir parantez açıp Glasgow’un iki takımı Celtic ve Rangers’tan bahsetmek gerekir: Yeşil-beyaz formalı Celtic Glasgow’un, hatta tüm dünyaya yayılmış İrlanda göçmeni Katoliklerin, mavi-beyaz formalı Rangers ise şehrin daha zengin bir kısmını oluşturan Protestanların takımıdır. Bu iki takım arasındaki maçlar, nam-ı diğer ‘Old Firm’, geçtiğimiz sene bizim de gündemimizde yer almış olan Dünyanın En Vahşi Derbileri isimli Top Ten’de 2. sırayı işgal etmektedir. Anlayacağınız Celtic-Rangers maçları bir derbiden çok daha öte birşeydir ve İskoçya gibi sakince bir memlekette bile mezhep çekişmesinin merkezinde yer alan bu iki kulübünün formaları, K.İrlanda gibi mezhep çatışmasına sahne olan bir yerde bir kimliktir. Ve tam da bunu doğrularcasına geçtiğimiz sene Rangers takımı deplasmanda giydiği forma rengini turuncu olarak değiştirmiştir -ki turuncu Protestanların rengidir.

Profesyonel futbola Manchester City’de başlayan Lennon sadece bir maç oynadıktan sonra sözleşmesi fesh edilir ve Crewe Alexander isimli 2. lig takımıyla anlaşır. Alt kümelerin en iyi orta saha oyuncularından biri olarak isim yaptıktan sonra 1996 yılında, yolu kendisi gibi K.İrlandalı bir Katolik olan eski milli futbolculardan Martin O’Neill ile kesişir ve O’Neill Lennon’u çalıştırdığı takım olan Leicester’a aldırır. Her ikisi için de çok başarılı geçen 4 sezonun ardından 2000 yılının yazında önce O’Neill Celtic’in başına getirilir, birkaç ay süren pazarlıklardan sonra da Lennon Celtic’e transfer olur ve hayallerini süsleyen

Martin O'Neill

formayı giymeye başlar. Fakat bu transfer Lennon’un uluslararası futbol kariyeri için sonun başlangıcıdır. Glasgow’a taşınmasından 2 ay sonra Windsor Park’ta oynanan K.İrlanda-Norveç maçında ayağına gelen her topta seyirciler tarafından ıslıklanır; çünkü Windsor Park K.İrlanda milli takımının iç saha maçlarının oynadığı stattır, Windsor Park’ı dolduran taraftarların çoğu tıpkı K.İrlanda’nın nüfusunun çoğunluğu gibi Protestandır ve Celtic tam da yukarıda bahsettiğim nedenlerden dolayı Protestanlarca IRA’nın ‘sportif kanadı’ olarak görülmektedir. Ve Lennon kimilerine göre Celtic forması giyerek ölüm fermanını imzalamıştır.

Küçük bir örnek daha size futbolun asla sadece futbol olmadığına dair; satır aralarında kalmış, bizde pek bir yankı bulmamış, Avrupa’nın taa öteki ucundan...