Merkez Bankası'nın Yeni Enflasyon Tahmini Hakkında

Ekonomi Notları
-
Aa
+
a
a
a

 

 

Ömer Madra: Programa biraz ara verdikten sonra bir de bakıyoruz ki bütün dünya allak bullak olmuş, bütün kararlar çıkmış, borsa 3 günde %10 yükselmiş vs. Biz bu programda Merkez Bankası'nın enflasyon tahminini arttırmasının ne anlama geldiği üzerine konuşalım.

 

Hasan Ersel: Siyasi ortamdaki heyecan bitti mi?

 

ÖM: Evet, sarı kart çıktı AKP'ye.

 

HE: Bu daha evvel de olmuştu, bir konu etrafında muazzam bir heyecan başlıyor ve herkes o konuyla meşgul oluyor 3, 5, 6 ay vs. Sonra bir gün bitiveriyor ve bakıyoruz ki, çevre için küresel işbirliği nasıl yapılır, reformlar için ülke içinde işbirliği nasıl yapılır, eğitim sorunu nasıl çözülür, enflasyon ve büyüme nasıl olur vs. sorularıyla başbaşa kalıyoruz ve öteki konulara harcadığımız vakit de tamamen israf oluyor.

 

ÖM: Yalnız vakit değil enerji de.

 

HE: Evet. İyi oldu, siyasi gerilim bitti de bizim sorunlar hâlâ devam ediyor. Merkez Bankası Temmuz ayında 3. enflasyon raporunu yayımladı. Merkez Bankası muntazam bir şekilde ekonomide gördüğü gelişmeleri enflasyonla ilişkilendirerek, sadece enflasyonu değil, başka pek çok şeyi de kapsayan büyük bir rapor yayımlıyor, bütün ekonomideki gelişmeleri analiz ediyor, durumu nasıl gördüğünü söylüyor. Buna dayanarak da enflasyonla ilgili bekleyişlerini yeniliyor. Bir noktanın altını çizmek istiyorum, belki bir çok dinleyicimiz bu ayrımı yapıyordur, ama yapamayanlar da olduğunu hissettiğim için vurgulamak istiyorum; Merkez Bankası'nın enflasyona ilişkin verdiği iki tane bilgi var, bunlardan bir tanesi şu; önümüzdeki yıl itibariyle enflasyonu nereye getirmek istediği hakkında bir hedef koyuyor, "2009 yılı sonu itibariyle enflasyonu bugün olduğu yerden %7.5 düzeyine indireceğiz" diyor. Bir de şöyle bir bilgi veriyor; o ana kadar elinde bulunan malumatın ışığında bir enflasyon tahmini yapıyor, yani, "dünyadaki gelişmelerin ışığında, 2009 sonuna baktığımda enflasyonun kaç olacağını tahmin ediyorum" diyor. Bu ikisi aynı şey değil, biri hedef, yani amaçlanan yer, ikincisi bugünkü bilgiler ışığında bir tahmin. Bunları karıştırmamak lazım, dolayısıyla aslında Merkez Bankası hedefi değiştirmedi.

 

ÖM: Galiba önemli sorunlardan biri de bu; tahminle, ulaşılmak istenen hedefin birbirine karışıyor olması. HE: Evet, bunu karıştırmamak lazım, "yine hedef değiştirdi Merkez Bankası" deniyor. Hayır, Merkez Bankası hedefini değiştirmedi, bunu bir kere yaptı, açıkladı da niye yaptığını, ondan sonra bize malumat veriyor. Merkez Bankası en çok bilgi toplama kapasitesine sahip kuruluş konumu nedeniyle, -böyle bir entelektüel gücü de var-, diyor ki; "ben bu bilgileri topladım ve bunlara baktığım zaman önümüzdeki dönemde enflasyonu şöyle görüyorum". Siz bununla hedefi karşılaştırıp diyebilirsiniz ki, "eğer Merkez Bankası'nın öngördüğü enflasyon, hedeflediği enflasyondan çok yüksekse onu oraya getirebilmek için daha sert politika tedbirleri alır ya da o civardaysa bunu almasına gerek yoktur". O yüzden de Merkez Bankası'nın bizi sık sık bilgilendirmesi çok yararlı. Hedefin değiştirilmesi o kadar kolay bir şey değil, değiştirilmemesi gerekiyor esas itibariyle, çünkü "tutturamadık" demek "başka hedef koyduk" anlamına geliyor. Hatırlayacaksınız bir defa değiştirdi, onun da  gerekçesini uzun uzun anlattı. Hedef tutulamaz hale geldiyse ve bunun nedenleri Merkez Bankası'ndan kaynaklanmıyorsa, dünyada olup bitenler, değişiklikler nedeniyle ise, o zaman da bunu da açıkça ortaya koymak lazım, yoksa anlamı kalmaz hedefin. Bu bir kere yapıldı, şimdiki öyle değil. 3 ay sonra Merkez Bankası yine bir enflasyon raporu yayımlayacak, o zaman yine bir değişiklik göreceğiz rakamlarda, çünkü o aradaki malumatı ekleyerek tekrar projeksiyonlarını öngörülerini yapacak ve diyecek ki; "evet, 2009 için ben şunu öngörüyorum". Bu nokta bence kritik bir nokta, bu yüzden bunun altını çizmek lazım.

 

Peki ondan sonra ne oldu bu öngörülerde, neyle karşılaştıracağız? Nisan ayında da bir rapor yayımlamıştı, oradaki öngörülerle karşılaştıracağız. Nisan ayında Merkez Bankası 2008 yılı sonu için öngörüsünü %9.3 olarak vermişti, şimdi %10.6 diyor, yani 1.3 puan daha yüksek olacağını tahmin ediyor. Daha sonraki yıllara bakıyoruz; 2009'da Nisan ayındaki tahminde %6.7 öngörmüştü, şimdi ise %7.6 öngörüyor, yani orada da 1.1 puanlık yükselme var. 2010 yılı için ise Nisan ayında %4.9 artış öngörmüştü, şimdi 5.9 artış öngörüyor. Şunu görüyoruz; her 3 yıl için de Merkez Bankası'nın öngörülerinde 1 puanın üzerinde artış var. Bunun bir gerekçesi olması lazım tabii. Çeşitli faktörleri sayıyor, fakat önemle üzerinde durduğu bir nokta var, diyor ki; "Petrol fiyatları çok yükseldi, o yüzden ben petrol fiyatlarını hesaba katarak buraya alıyorum. Bir de gıda fiyatları çok yükseldi". Yalnız "yükseldi" demek yetmez,  ileriye dönük projeksiyon yapabilmek için bundan sonra ne olacağı hakkında da bir şey söylemesi lazım. Tabii Merkez Bankası ciddi bir kuruluş olarak bir senaryo yapıyor, bu benim söylediğim baz senaryo, bir de işler olumsuz giderse veya daha iyi giderse diye senaryoları var. Biz hep baz senaryo üzerinden konuşalım; diğer senaryoların mantığı da buna benzediği için sadece rakamlar değişiyor. Merkez Bankası, bu baz senaryoda, petrol fiyatının varil başına 140 dolara çıkacağını ve orada hep kalacağını varsayıyor. Bu bir varsayım, ama gıdada farklı bir varsayımı var, diyor ki; "2008'de %14'e yükselecek, sonra 2009 yılında %9'a inecek ve 2010 yılında da %7'ye inecek" diyor. Bu ilginç, çünkü ikisi arasında bir fark var; dikkat edilirse enerjinin maliyetinin bu seneden sonra artmayacağını varsayıyor, ama "gıdada artış olmaya devam edecek, ama artış hızı düşecek" diyor.

 

ÖM: Enerjinin, yani petrolün fiyatının bir yerden sonra yükselmeyeceğini neye dayandırarak tahmin ediyor?

 

HE: Bunun bir gerekçesini bulamadım dokümanda, -bir şey atladıysam özür dilerim, ama dikkatli okumaya çalıştım- böyle bir varsayım olarak duruyor. Dünyada da bunu iddia edenler var, yok değil. Ben şöyle düşündüm sonunda, demek ki çeşitli görüşlerden daha çok bu iddiaya itibar etmiş, fakat ihtiyatı da elden bırakmıyor; "140 yerine 180'e çıkarsa ne olur?" diye de bir senaryo yapıyor tabii. Bir de "100'e düşerse ne olur?" diye bir senaryo yapıyor. O açıdan bir sorun yok, fakat sabit kalması ilginç, yani 2009'da da sabit, 2010'da da sabit, yani her 3 senaryoda da sonunda sabit kalıyor, birinde 100'e düşüyor sabit kalıyor, birinde de 180'e çıkıyor sabit kalıyor. Bu önümüzdeki yıllar için basitlik açısından savunulabilir, diyebilirsiniz ki; "basit bir varsayım yapalım ortalık karışmasın", çünkü %10 arttı dese "nereden bildin?" diyecekler. "Enerji fiyatlarında önümüzdeki dönemde bir artış olmayacak" varsayımı ciddi bir varsayım çünkü bu değişince enflasyon tahminleri değişir.

 

ÖM: Gıda fiyatlarında ise bir düşüş öngörüyor?

 

HE: Artış hızında düşüş öngörüyor. 2008'de %14 gibi. Aslında gıda fiyatlarıyla ilgili senaryosu daha kötümser değil, çünkü hep artış var, fakat "artış hızı düşecek" diyor. Bunun da tabii bir gerekçesi olması lazım. Mesela buğdaydaki fiyat artışının en önemli etkenlerinden birisi, çok büyük bir üretici olan Avustralya'da yıllar boyu süren kuraklık.  

 

ÖM: Ve devam ediyor bu kuraklık ve azalmıyor da.

 

HE: Ben de öyle biliyorum. Bu mu değişiyor, yoksa Amerika üretimini mi arttırıyor bilmiyorum, bu da mümkün, çünkü Amerika tarım kapasitesi tam kullanılmıyor bildiğim kadarıyla. Herhalde gıda talebinde birdenbire bir düşüş olması da beklenemez. Tabii bunlar da çok teknik konular, yani tarımla ilgili, küresel ekonomiyle ilgili pek çok bilgiyi içermesi gereken konular, onların hepsinin bu raporun içine konması pek de uygun olmayabilir. Ama bu varsayım açıkça söylediği için hemen takılıyor insanın gözü, "burada çok önemli varsayım yapıyor" diye düşünüyor. Böyle olunca ilk akla gelen soru;"acaba Merkez Bankası'nın enflasyon hedefleriyle öngörüleri arasında çok büyük fark var mı?" Dolayısıyla Merkez Bankası'nın faiz arttırmak şeklinde yapacağı politikalarda radikal bir değişiklik olur mu?" Normal günlük konjonktüre göre değişiklik olması normal de, böyle köklü bir değişiklik olur mu?" Bu gözükmüyor, 2009 sonu için Temmuz ayındaki öngörüsü %7.6 idi hedefi de %7.5, dolayısıyla aşağı yukarı aynı, yani öngörüsü tutuyor. 2010 için ise öngörüsü 5.9, hedefi 6.5; yani "hedefin altına inebiliriz" diye öngörüyor şu anda. Peki "o zaman hedefi niye yukarıda tutuyor" diye düşünebiliriz.

 

ÖM: Asıl soru o tabii.

 

HE: Yalnız önemli bir nokta var belirtmek gereken; öngörüleri ileriye doğru uzattıkça bunların hata marjı yükselir, bu hata marjı yükselince de şöyle bir sorunla karşılaşıyorsunuz; yani ortalamada o olmasını bekliyorsunuz, ama onun olması olasılığı zaten %70, bir de bu işin varyansı da büyüyorsa, o zaman ihtiyatlı bir rakam olan  5.9 çok rahatlıkla sırf öngörünün hata marjından 6.5'a gidebilir. Dolayısıyla şöyle kabul edebiliriz; Merkez Bankası, önümüzdeki 2 yıl için ekonomideki gelişmelerin ve dünya konjonktürünün, enflasyon hedefini tutturmayı engelleyecek durumda olmadığını düşünüyor, bugünkü politikalar ışığında, çok radikal iktisat politikası değişikliklerine yol açmadan devam edilebileceğini düşünüyor. Ben öyle anlıyorum.

 

ÖM: Tabii olağandışı gelişmeleri, mesela  ABD'nin İran'ı bombalaması gibi olayları dışarıda tutarak.

 

HE: Hakkını yememek lazım, Merkez Bankası her zaman bu tür açıklamalarında bu şeyleri belirtir, çünkü bu tahminleri yaparken bir model kuruyorsunuz, ister matematikle kurun ister kafanızda kurun bazı şeyleri veri olarak alıyorsunuz, savaş gibi, ya da doğal afet gibi bir olay söz konusu olduğunda parametreler değişiyor. Şöyle bir şey insanın aklına gelebilir; "olması olasılığı çok yüksek bir şey varsa hesaba katmalı mı?" Onun için de senaryo yapılıyor, diyor ki mesela; "petrolde fiyatlar artabilir", -yani bu olmaz diyeceğimiz bir durum yok-, "o zaman benim tahminlerim nasıl değişir?" Ama kaotik bir durum değil bu, sadece "fiyatlar artarsa ne olur?" diyoruz. Kaosu öngörmek çok zor, Allah korusun, bir bölgede büyük bir savaş çıkarsa ne olur?

 

ÖM: AKP ile ilgili karardan sonra daha sakin bir şekilde devam edebileceğiz bir süre için diye ümit edelim.

 

HE: Evet ama bu sakinlik döneminde de, biraz orta-uzun vadeli sorunlarımıza baksak daha iyi olur gibi geliyor bana.

 

ÖM: Çok haklısın.

 

(31 Temmuz 2008 tarihinde Açık Radyo'da yayınlanmıştır.)