İhtimal hesabı

-
Aa
+
a
a
a

6 Mart 2003Fehmi Koru

Son iki ay tartışmasıyla geçirdiğimiz "Irak'a saldırı" konusunun en çarpıcı yönü, ABD'nin, bu saldırısını Türkiye'de açacağı kuzey cephesiyle başlatma niyetiydi. Amerikalılar, "Türkiye olmasa da olur" diyorlar ve bir 'B Planı'nın varlığından söz ediyorlardı. Bugün de bir 'B Planı' konuşuluyor, ama epey cılız bir sesle... Esas karargâh olan Kuveyt'e asker yığınağı devam ediyor, ama kuzey cephesine kaydırılmak üzere gönderilen askerleri barındıran gemiler hâlâ Akdeniz'de bekletiliyor...

TBMM ikinci tezkereyi çıkartana kadar, o gemilerin, yerlerini terk etmeyecekleri anlaşılıyor...

Bu sütunun sürekli okurları biliyor: Türkiye üzerinde baskıların yoğunlaştığı ilk günden itibaren, burada, "ABD'nin Türkiye'siz bir 'B Planı' yok" diye kimbilir kaç kez yazdık. "Bana off-the-record bilgi verenler, 'Ya iki gün içinde karar alırsınız, ya da gemiler güneye kaydırılır' dediler" türü ifadelerin dezenformasyon anaçlı olduğunu da çekinmeden yazdık, söyledik. Şimdiye kadarki gelişmeler, bu görüşümüzü destekliyor...

ABD, Türkiye'den cephe açamasa da Irak'a saldırabilir elbette. Kuveyt'ten ve Basra Körfezi'ndeki gemilerden kalkacak uçaklarla bir miktar asker havadan indirilebilir sözgelimi; indirilen Amerikalı askerlere kuzeydeki işbirlikçi gruplar da katılabilir... Türkiye yerine, ikna edilebilirse, Ürdün toprakları da kuzeyden Bağdat'a yürüyüş için kullanılabilir... Ya da, güneyden girecek Amerikan birlikleri önce Bağdat'a ulaşır, sonra da kuzeye doğru yürürler...

Bu ihtimaller vârit iken, ABD savaş plancıları, Türkiye üzerinde ısrar etmeyi sürdürüyorlar. Neden acaba?

İlk akla gelen, Pentagon'da savaşı planlayanların da, bizler gibi, aslında bir tek kişi (Saddam Hüseyin) için bir ulusun üzerine ölüm kusmayı içlerine yediremedikleri ihtimalidir. Yaptıklarını onaylamadıkları için girişimlerini kösteklemeyi görev bilen insanlar, sayıları az da olsa, İkinci Dünya Savaşı'nı çıkartanların yanında da vardı. Küçük bir ihtimal de olsa, Washington'dakiler, Türkiye'nin kararını, harekâtın tavsatılmasına gerekçe olarak kullanıyor olabilirler.

İkinci ihtimal, bazı yayınlarda karşılaştırılmalı olarak dikkate sunulan, "Kuzey cepheli" ve "Kuzey Cephesi olmaksızın" girişilecek savaşın faturaları arasındaki farktır. Daha çabuk (bir ayda), daha az zâyiatla ve daha az masraflı (70 milyar dolar) bir savaş imkânı sağlıyor kuzey cephesi. Türkiye'den cephe açılamazsa, savaş uzayabiliyor, Amerikan askerî zâyiatı artıyor, masraf da 250 milyar doların üstüne çıkabiliyor...

Bir diğer ihtimal ise, ABD'nin, Türkiye'yi başka bir sebeple savaşta mutlaka yanında görmek istemesidir. Bu ihtimali gözönünde tutan varsayıma göre, ABD, aslında kuzey cephesi açılmasa da Irak'a savaşını başlatabilir; süre, zâyiat ve masraf fazla dert edilmeden... Ancak, Irak'a savaşı bir tür 'uygarlıklar çatışması', hatta 'Haçlı Seferi' olarak göstermek isteyeceklerin ekmeğine yağ süreceği endişesi, Washington'u, "Türkiye'li savaş senaryosu" üzerinde ısrara sevk ediyor olabilir...

Her üç ihtimal de, ABD'ye "Hayır" demeye devam ettiği taktirde, Türkiye'nin, bu savaşın anahtarı olduğunu düşündürüyor. İlk ihtimal doğruysa, Washington'daki 'savaş karşıtı' planlamacılar, "Yapamayız" tavrını sürdürürler... İkinci ihtimalin doğru olması halinde, elbette tek bir insanın ölmesini istemeyiz ama, zâiyat ve masrafla ilgili endişeler 'savaştan yana' olanların hevesini kırabilir... Esas endişe üçüncü ihtimaldeki gibi savaşın bir tür 'uygarlıklar çatışması' olarak algılanması ise, ABD, Irak'a tek başına saldırmayı göze alamayacak demektir...

Bu analiz, Türkiye'nin kararında sebatkâr olması durumunda, savaşın ihtimal dışı kalabileceğinin umutlarını da içinde barındırıyor. Her ülkenin eline kolay kolay böyle bir fırsat geçmez; bunun değerini bilmek şart...

http://www.yenisafak.com/fkoru.html