"Güneydoğu'da Adı Konmamış Bir Darbe Var"

-
Aa
+
a
a
a

7 Nisan 2006Bağımsız İletişim Ağı

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi, 28 Mart-3 Nisan olaylarına dair hazırladığı raporda, hak savunucularının baskı ve onur kırıcı muamele gördüğünü, gözaltına alınanların tamamının işkence veya insanlık dışı muamele gördüğünü açıkladı.İHD Genel Başkan Yardımcısı Reyhan Yalçındağ, bianet'e, işkenceyle ilgili başvuruların hemen hepsinde işkenceyi ve kötü muameleyi gösterir tıbbi raporun bulunduğunu, hak savunucularına baskılarla ilgili de suç duyurusunda bulunulduğunu bildirdi.Yalçındağ, "Çok fazla tutuklama var. Özellikle ilçelerde, nerdeyse kimse kalmadı gibi. Burada, adı konmamış bir darbe durumu var" dedi.Derneğe ve Diyarbakır Barosu'na gelen başvurulara göre, Diyarbakır'da 563 kişi gözaltına alındı, bunların 200'ü çocuk. 91'i çocuk, 382 kişi tutuklandı. Tutuklamaya itiraz üzerine, 15 yaş altındaki 34 çocuk serbest bırakıldı."İşkence ve kötü muamele sadece gözaltında değil" İHD raporuna göre, "gözaltına alınan şahısların tamamı işkence, gayriinsani ve onur kırıcı muamelelere maruz kaldı." Dernek, yaralananlarla yapılan görüşmelere göre, sadece gözaltına alınanlara değil, "sokaktan geçen insanlara, evlere yapılan baskınlar esnasında da ağır fiziksel darp, işkence uygulandığını" belirtti.Raporda yer alan, 14 yaşında bir çocuğa ait tanıklık şöyle:"Gözaltına alındığım esnada yaklaşık 15 polis bana coplarla saldırdı; sağ kolum kırıldı ve o vaziyette yaklaşık yerde 100 metre boyunca beni sürüklediler. Daha sonra beni Emniyet Müdürlüğündeki spor salonuna götürdüler. Orada zor ve işkence yoluyla içeriğini bilmediğim birçok belge imzaladım. Gözaltına alındığım gece kolum kırık olduğu için beni saat 21:30 sıralarında Devlet Hastanesine götürdüler. Defalarca kez coplarla dayak yedim; tuvalete gitmemize izin vermiyorladı; sürekli 'kalk-otur' şeklinde onur kırıcı muamele uyguluyorlardı. Sabaha karşı saat 03:00'de yat diyorlardı ve sonra sabah saat 05:00'de uyandırıp tekrar coplarla dövüyorlardı. Saçlarımı da çekiyorlardı. Benimle birlikte gözaltında olan H.K.'nin kolu da kırılmasına rağmen, Bağlar Polis Karakolunda elektrik işkencesine maruz kalmıştı. Adliyeye ve hastaneye götürülürken araca binmeden önce ayaklarıma coplarla vuruyorlardı; yürürken de sürekli sırtıma coplarla vuruyorlardı. 12 saatte bir yarım somun ekmek ve su veriyorlardı. Sürekli küfür ve hakaret serfediyorlardı ve İstiklal Marşı dinletiyorlardı. Ayrıca Adliyeye götürürken karnıma vurdular. Ben tüm bu uygulamaları Savcıya da söyledim."Raporda, Diyarbakır Barosu'ndan bir avukatın tanıklığı da yer alıyor:"Çocukların tamamı dövülmüş, sövülmüştü. Şikayetlerinde, bulundukları yerde minder olmasına rağmen, beton zeminde yatırıldıklarını ve iki öğün yemek verildiğini; bazıları, özellikle Çarşı Polis Karakolu'nda üstlerinin soydurularak üzerlerine soğuk su döküldüğünü ve sopalarla dövüldüklerini beyan ettiler. Ayrıca ben tam dışarı çıkarken silah sesleri ve patlama sesleri geldi. Nizamiyede ve avlu ile bahçe civarında yaklaşık 200-220 resmi ve sivil polis vardı. Bir anda hepsi hareketlendi ve bahçe içindeki bu kalabalığın '...hepsini öldürün! Hepsini öldürmeden gelmeyin!' şeklinde bağırdıklarını duydum.""Hak savunucularına baskı yapıldı" Raporda, gözaltı merkezlerine zorunlu müdafilik için gönderilen avukatların, fiziksel ve sözlü şiddete maruz bırakıldığı bilgisi yer alıyor.Dernek, Mardin, Kızıltepe'de, İHD Mardin Şube Başkanı ve Avukat Hüseyin Cangirile Şube Sekreteri Avukat Erdal Kuzu'nun, diğer avukat ve İHD yöneticilerinin, 2 Nisan 2006 Pazar günü Kızıltepe Piyade Alay Komutanlığında görevli Üsteğmen Askeri Hekim tarafından fiziksel ve psiokolojik şiddete maruz kaldığını da söylüyor. Rapor, hak savunucularının Batman'da da şiddet ve baskı gördüğü saptamasına yer veriyor:"İHD Batman Şube Sekreteri Abdullah Baytar, olaylarda gözlemci olarak bulunmasına rağmen polislerce şiddetli şekilde darp edilmiştir. Yine İHD Batman Şube üyesi Mürsel Kayar ile Denetleme Kurulu üyesi Reşit Yaray, gözlemci sıfatıyla bulunduklarını belirtmelerine rağmen, dövülerek gözaltına alınmış ve tutuklanarak cezaevine konulmuşlardır."Rapor, olayları takip eden günlerde de, siyasi parti ve sendika üyelerinin tutklanmasına dikkat çekiyor."04.Nisan'da öğlen saatlerinden itibaren Demokratik Toplum Partisi İl Yöneticileri Musa Farisoğulları, Necdet Atalay, Nusret Atlı ve Muhlis Altun ile Diyarbakır Demokrasi Platformu Dönem Sözcüsü ve Tes-İş 1 No'lu Şube Başkanı Ali Öncü ile Tüm-Bel Sendikası Diyarbakır Şube Başkanı Edip Yaşar, gözaltına alınarak Terörle Mücadele Şubesi'ne götürülmüşler, 05.Nisan'da Savcılık ve Sorgu Hakimliği aşamasında devam eden 12 saatlik sorgunun ardından, saat 22:00 sıralarında tutuklanarak Diyarbakır D Tipi Cezaevine gönderilmişlerdir." (TK)