Gezegenin Geleceği: 75. Gün

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

 

Bugün Kopenhag İklim Zirvesi'ne 75 gün kaldı…

 

Kyoto'nun devamı niteliğindeki Kopenhag'a çok az bir zaman kala, Birleşmiş Milletler'in bu hafta New York'ta gerçekleştirdiği toplantıda,  BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon dünya liderlerden tutabilecekleri sözler almak istiyor. Bu aşamada her ülkenin iklim değişikliğiyle mücadele için düşündükleri farklı. Obama'nın seçim sözlerini tutması ise zirvenin en önemli konularından biri. ABD Başkanı'nın alternatif enerjilere 150 milyar dolar yatıracağını kabul etmesi, geçen hafta ülkede otomobillerin karbon salımlarının sınırlandırılacağına dair yetkililerin yaptığı açıklamayı yinelemesi bekleniyor. Kongrenin mevcut kararı ise 2020 yılındaki karbon salımının 2005'e oranla yalnızca %17 azaltılması yönünde. Üstelik geçtiğimiz günlerde Washington, Çin'in batılı devletlerin Gayrısafi Milli Hasılaları'nın %1'ini iklim için uluslararası yardım fonununa ayırmaları talebini “gerçekçi” bulmadığını açıklamıştı. Bu noktada ABD'nin iklim değişikliğiyle ilgili duruşunu değiştirmek ve uluslararası boyutta güvenilirliğini sağlamak konusunda Obama'ya çok iş düşüyor.

 

Fransa, Almanya ve ABD'nin, ithal ettikleri ürünlerin iklime zararlı yöntemlerle üretilmiş olması halinde gümrükte ekstra vergiye tabi tutulması veya bu ürünlerle ilgili bir karbon kotası belirlenmesi önerisi ise karara varılması gereken bir konu. Çin, bu ürünlerin yalnızca tüketim anındaki karbon salımının esas alınması görüşünde. Öte yandan, Çin'in karbon salımlarının tam %20'si ihraç ettiği malların üretiminden kaynaklanıyor.

Avustralya'nın önerisi ise her ülkenin karbon salımlarını düşürmek üzere ulusal programlar hazırlaması. Böylece bir ülkenin karbon salımının çok yüksek olmasının bedelini başka bir devletin ödemek zorunda kalmayacağı açıklandı. Çin'de bir kişinin yıllık karbon salımı 4,6, Hindistan'da 1,6 ton iken, bu oran ABD'de 19, Avustralya'da ise tam 20 tona çıkıyor.

 

New York zirvesi bir açıdan daha önemli. Karbon salımı çok düşük olmasına rağmen iklim değişikliğinin tüm yükünü taşıyan ve varlığı tehlikeye giren 42 ada ülkesi de New York zirvesine katılıyor. Bu ülkelerin oluşturduğu AOSİS adlı birlik “AOSİS Beyannamesi” adında ortak bir strateji geliştirdi. Bu beyannameye göre, ada devletlerinin hayatta kalabilmesi için, dünya sıcaklık artışının sanayi devriminden önceki döneme göre 1,5 dereceyi geçmemesi gerekiyor. Şu andaki artışın 0,8 olduğu, bu artışın da kıyılarda erozyona ve doğa olaylarının daha kuvvetli ve daha sık yaşanmasına neden olduğu açıklandı. Temmuz'da yapılan G8 toplantısında da dünya sıcaklık artışının 2 dereceyi geçmemesi gerektiği kabul edilmişti.

 

Tartışmalar bütün yavaşlığıyla süredursun, iklim bilimci Tim Flannery, iklim değişikliğiyle mücadele konusunda bir an önce bir anlaşmaya varılmazsa savaş çıkmasının an meselesi olduğunu açıkladı. Flannery, eğer diplomatik süreç bir kez durursa, karbon hesaplamalarıyla ilgili karmaşa yaşanacağı, iklim değişikliğinden etkilenen insanların kitlesel olarak göç edecekleri ve susuzluğun bile başlı başına savaşa yol açabileceği ile ilgili korkularını dile getirdi.

 

Devletlerin kararsızlıkları ile ilgili bunca kötü haberden sonra bir iyi haber havacılık endüstrisinden geldi. The Guardian'ın haberine göre, havacılık endüstrisi, British Airways'in liderliğinde bir anlaşmaya vararak 2050'deki karbon salım oranını 2005'in %50 altına çekecek. Bu anlaşma gerçekleşirse bilet fiyatlarının yükseleceği ancak uçak imalatçıları arasında yeşil teknolojiden yararlanma yarışı başlayacağı belirtiliyor. Kyoto'da adı bile geçmeyen havacılık endüstrisinin Kopenhag'a dahil edilecek olması çok umut verici. Bu endüstri, kendi başına dünya karbon salımının %2'sini oluşturuyor.

 

Pazartesi günü Avrupa ülkeleri arasında  yapılan görüşmelerde mavi yüzgeçli orkinos avcılığının durdurulması kararı ne yazık ki çoğunluk kararıyla reddedildi. Bu haber en çok, öneriyi bizzat getiren Avrupa Komisyonu'nu üzdü. Komisyon, aşırı avcılık nedeniyle soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan mavi yüzgeçli orkinosların ciddi bir endişe kaynağı olduğunu belirtmişti. AFP'nin açıklamasına göre, Akdeniz'e kıyısı olan ülkelerden bir tanesi bile avcılığın geçici süreyle yasaklanması yönünde oy kullanmadı. Bunun üzerine gözler, bugüne kadar mavi yüzgeçli orkinos avcılığını yönetmeyi başaramamış ICCAT'in kasım ayında gerçekleştireceği toplantısına çevrildi.

Greenpeace, yıllardır yürüttüğü Okyanuslar Kampanyası ile, hem Türkiye'de, hem de diğer Akdeniz ülkelerinde mavi yüzgeçli orkinosların soyunun tükenme tehlikesine işaret ederek moratoryum talep ediyor. Ayrıca Akdeniz'in incisi bu balıkların üreme alanlarının deniz rezervi ilan edilmesi ve bu alanların balıkçılığa ve diğer insan faaliyetlerine tamamen kapatılması yönünde çalışmalar gerçekleştiriyor.

 

Ve Kopenhag İklim Zirvesi için son 75 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor – sağlıcakla kalın.

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü