Gezegenin Geleceği: 68. Gün

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

30 Eylül 2009

 

 

Kopenhag İklim Zirvesine 68 gün kaldı.

 

Hafta başında Avustralya Federal Çevre Başkanı Peter Garrett’in yayınladığı “Dünyada ve Avustralya’da Yaşayan Tür Sayısı” adlı raporda çarpıcı sonuçlar var. Avustralya’da doğal olarak bulunan 388 memeliden 78’inin tehlikede, tehdit altında ya soyu tükenmek üzere olduğu tespit edildi. Çift yaşamlıların %14’ü, sürüngenlerin %5’i, kuşların ise %6’sının risk altında olduğu belirlendi. Avustralya’da yaşayan sürüngenlerin %93’ü ve memelilerin %87’si yalnızca dünyada yalnızca Avustralya’da bulunuyor, yani endemik. Bilinen 147,579 Avustralyalı türün halen tüm yaşayan türlerin yalnızca %25’ini oluşturduğu, %75’inin henüz keşfedilmediği tahmin ediliyor.

 

Eski balıkçı, yeni Greenpeace çalışanı Phil Kline, eskiden bu sektörün içinde yer almış biri olarak mavi yüzgeçli orkinoslar hakkında açıklama yaptı. Kline’a göre mavi yüzgeçli orkinos avı denizlerin Vahşi Batı’sı gibi. Teoride orkinosların soyunun insanlar tarafından tüketilmesi yasaklanmış durumda, ancak gerçek çok farklı. 1940’da dünyada 1.2 milyon ton mavi yüzgeçli orkinos varken, şu anda bu rakam 0.2 milyon tonun da altına düştü, yani %80’inden fazlası tükenmiş durumda. Mavi yüzgeçli orkinos piyasası, kuralları belirleyen tek otorite konumunda. Sushi çılgınlığı, bu türün tükenmenin eşiğine gelmesinin asıl sebebi. Çok etkili olmayan bir takım kurallar bulunmasına rağmen yaptırımın olmadığı ve az sayıda şirketin çok büyük kar sağladığı biliniyor.

 

Bazen bir resim binlerce kelimeye eşdeğer olur derler ya, işte NASA’nın fon sağladığı bilimsel bir çalışmanın ürünü olan sera gazı salımının dünya çapında yolculuğunu ve nasıl değiştiğini gösteren resim de öyle. Resimde, karbondiyoksitin atmosfere girdiği andan itibaren yolculuğu ve eğer çıkmayı başarıyorsa çıkış yeri ve anı gösteriliyor. Hem zaman hem de mekanda değişiklik gösterdiği içinse hem gözlemlemek hem de analiz etmek kolay olmuyor. Zaten Michigan Tech Araştırma Enstitüsü de bu çalışmayı yaparken Amerika’daki dev karbon ölçüm kulelerinden elde edilen verilerden ve başka çalışmaların sonuçlarından yararlanmış. Resmin içerdiği bilgiler, karbondioksit ve sera gazı salımları hakkında toplumların ve hatta bilim adamlarının farkındalıklarını arttırmayı amaçlıyor. Resme, Google Earth’e yüklenen bir uygulamayla ulaşılabiliyor.

 

Birleşmiş Milletler’in New York İklim Toplantısı ve Pittsburgh’taki G20 zirvesinin ardından Kopenhag yolunda başka bir adıma geçildi. Bangkok’ta Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin görüşmeleri başladı. Tayland Başbakanı’nı “B planı diye bir şey yok. Eğer A planını doğru düzenleyip düzgün uygulamazsak doğrudan F planına geçeriz, bu da geri dönülmez başarısızlık anlamına gelir. Ayrıca eyleme geçmezsek çocuklarımız ve torunlarımız bizi asla affetmeyecek” diyerek görüşmeleri başlattı. BM iklim sorumlusu Yvo de Boer ise küresel ısınmayla mücadele için net bir antlaşma yapılmazsa gelecek kuşakların hayatlarını tehlikeye atmaktan bizzat kendilerinin sorumlu olacaklarını belirtti ve ekledi: “Zaman konusunda büyük baskı altında sayılmayız, çünkü zaten zamanımız kalmadı”.

 

Kopenhag için somut adımlar bekleyen sivil toplum, hükümetler ve tabii ki çıkar sahibi şirketler, yapılan görüşmeleri merakla takip ediyor. Çünkü Sudanlı delegenin dün sabah konuşmasında dediği gibi “New York’ta iklim değişikliğiyle ilgili tabii ki çok büyük ve önemli konuşmalar oldu. Ama ne yazık ki çok az anlamlı hedefe ve gerçek söze ulaşıldı”. Yine de Bangkok görüşmesindeki herkes Çin’in karbon salımını azaltma yönünde New York’ta yaptığı açıklamadan etkilenmiş görünüyor. Ayrıca, New York’takinden çok daha fazla sayıda aktivist, toplantıları aktif biçimde takip ediyor. Kopenhag’a ulaşana kadar atılan her adımda kamuoyu baskısı artıyor gibi görünüyor. Ve bu çok iyi bir haber. Bu arada Greenpeace de Bangkok görüşmelerini yakından takip ediyor. Sivil toplumdan gelen bir sese katılmamak mümkün değil: “Liderler kelimelerde boğuluyor. Henüz 18 sayfayı görüşebildiler. Oysa ki Bangkok görüşmeleri bitene kadar 50 sayfanın da görüşülmüş ve karara bağlanmış olması gerekiyor.” Kopenhag’dan önceki son görüşmeler 2-6 Kasım arasında Barcelona’da yapılacak.

Macaristan Başkanı Laszlo Solyom da iklim değişikliğinin kesin sonuçlarından birini dile getirerek, Avrupa’ya çevre bölgelerden iklim mültecilerinin gelmesinin an meselesi olduğunu vurguladı. İklim değişikliğinin artık güvenlik riski olarak kabul edildiğini ve bu nedenle büyük öneme sahip olduğunun altını çizen Solyom, sadece bu gerçeğin bile bugüne kadar harekete geçmemiş ülkelerin harekete geçmesine sebep olacağını belirtti. Solyom’a göre, iklim değişikliği fakirliği de arttıracağı için, özellikle Afrika’da yaşayanlar çok fazla etkilenecek ve Avrupa’ya göç edecekler, çevre mültecileri bütün Güney sınırlarına yığılacak.

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 68 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor, sağlıcakla kalın.

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü