Gezegenin Geleceği: 61. Gün

Açık Dergi
-
Aa
+
a
a
a

7 Ekim 2009

 

Kopenhag İklim Zirvesine 61 gün kaldı.

 

Bugün sizlere daha önce birkaç kez bahsettiğim katranlı kumların hikayesini anlatmak istiyorum. Kanada, Kuzey Alberta’da petrol kaynağı olarak kullanılan katranlı kumlar, tam 138 bin kilometre karelik bir alana yayılmış durumda. Bu alan, Florida’nın yüz ölçümüne eşit. Üstelik yalnızca ne kadar alan işgal ettiği değil, nereyi işgal ettiği de büyük bir sorun. Katranlı kumlar, 4.3 milyon hektar yaşlı ormanı’nı da yok ederek hızla genişlemeye devam ediyor. Yakın zamana kadar katranlı kumlardan petrol elde etmek çok zor ve pahalıydı, ancak son teknolojiyle kar getiren bir yatırım halini aldı. Şimdi şirketler günde bir milyon varil petrol üretiyor ve bu sayı da her geçen gün artıyor.

 

Katranlı kum çıkartılmasının yaygınlaşması, toprağın, havanın, suyun, ormanın kirlenmesi, enerji güvenliğinin azalması ve iklim değişikliğinin hızlanması demek. Katranlı kum projelerinin yol açtığı çevre tahribatı tahmin edilemeyecek boyutlarda. Bu nedenle Greenpeace, insanlık ve gezegen için Kanada hükümetini ve şirketleri katranlı kum projelerini durdurmaya çağırıyor.

 

Greenpeace aktivistler, Şubat’ta Obama Kanada’yı ziyarete geldiğinde hoşgeldin mesajı olarak Ottowa’da “Hoşgeldin Obama, iklim lideri ol, katranlı kum satın alma” pankartı açarak işe başladı. 14 Eylül’de katranlı kumlarla ilgili bilimsel gerçeklerin ve alternatiflerin açıklandığı bir rapor yayınlandı. Ünlü yönetmen Peter Mettler’la katranlı kumları anlatan Petropolis adlı bir film çekildi. Eylemciler, iki kez Shell’in, bir kez de Suncor’un tesislerini bloke ederek katranlı kumdan petrol üretiminin durdurulması çağrısında bulundu. Bu amaca ulaşana kadar da çözüme işaret etmeyi bırakmayacaklar gibi görünüyor.

 

Hiçbir enerji kaynağı tek başına dünyanın tüm enerji ihtiyacını karşılayamaz. Farklı yenilenebilir enerji kaynaklarını bir arada kullanmak şart. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, az ve verimli kullanım ve tüketmemek çözüm. Petrolle değil güneşle, elektrikle çalışan araçlar üretmek Alberta’daki doğa katliamının gerçek çözümleri. Bunun için de hükümetlerin tehlikenin farkına varması ve çözüm üretmeye hazır olması gerekiyor.

 

Bu çözümlere ışık olmak için, Birleşik Krallık’ta bilim adamları, 18.yüzyılda gemilerde yazılmış seyir defterlerini dijital hale getirerek geçtiğimiz 200 yıl boyunca iklimin nasıl değiştiğini gösterecek yeni bir proje başlattı. Proje kapsamında Krallık Donanması’na ait 300 geminin seyir defteri incelenecek. Charles Darwin’in HMS Beagle, Kaptan Cook’un HMS Discovery ve Kaptan Bligh’ın The Bounty’de yazdıkları defterler de incelenecekler arasında. Defterlerin hemen hemen tamamına hava sıcaklığı, rüzgarın hızı, yönü, hava basıncı her saat başında işlenmiş. Bu şekilde döngüleri incelemek, Sanayi Devrimi’nden öncesiyle şimdiki dönemi karşılaştırmak mümkün olacak. Çünkü okyanusta olan biten tüm olaylar atmosferi etkiliyor. Geleceği öngörebilmemiz için okyanuslardaki döngüyü tahmin edebilmemiz şart.

 

Dünyanın her yerinden iklim değişikliğine karşı mücadele çağrıları yükselmeye devam ediyor. Bunlardan biri de geçtiğimiz günlerde Fransa’dan geldi. Burgundy’de 700 çıplak gönüllü bir üzüm bağında poz vererek dünya liderlerine iklim değişikliğine ilişkin mesaj gönderdi. Daha önce de çıplak insan enstalasyonlarıyla adını duyuran fotografçı Spencer Tunick’in bireysel amacı da her zamanki gibi küresel ısınmaya dair gerçekliğe tüm çıplaklığıyla dikkat çekmek. Grubun açıklaması ise şöyle: “Dünyanın her yerinde insanlar iklim değişikliğine karşı bir şeyler yapıyor: Yürüyor, dans ediyor, sanatını icra ediyor, kendilerini santrallere zincirliyor, katranlı kum alanlarını bloke ediyor, Kuzey Kutbu’nun eridiğini belgeliyor, Himalayalar’ın tepesinde kar kalmadığına işaret ediyor. Biz bütün bunları yaparken siz de yoğun takviminizde yer açıp Kopenhag’da anlamlı bir anlaşma yapabilir misiniz?”.

 

Son olarak, dünden beri Hong Kong önemli bir olaya ev sahipliği yapıyor: Daha Yeşil bir Gökyüzü Konferansı. Konferans’ta uluslararası ve bölgesel havacılık endüstrisi şirketleri bir araya gelerek sürdürülebilir bir gelecek için ortak söz verecek. Bence bu Konferans’ın zamanlaması daha iyi olamazdı. Çünkü iki ay sonra yapılacak Kopenhag Zirvesi’nde tartışılacak konulardan biri de havacılık sektörünün sera gazı salımlarına etkisi olacak. Birçok grup tarafından Bir Numaralı İklim Düşmanı ilan edilen havacılık sektörü, tek başına sera gazı salımının %2’sinden sorumlu. Umarız dünyayı daha yeşil hale getirecek kararlar almayı başarırlar.

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 61 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü