Gezegenin Geleceği: 6. Gün

-
Aa
+
a
a
a

 

1 Aralık 2009

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne 6 gün kaldı.

 

İran hükümeti, 10 yeni uranyum zenginleştirme tesisinin kuruluşu için karar verdi. Bu tesisleri kurmak, yalnızca BM’nin İran’a yaptığı nükleer programı durdurma çağrısına aykırı davranma anlamına gelmiyor, aynı zamanda çok büyük bir nükleer genişleme ve çok daha geniş alanların, hatta çevre ülkelerin de nükleer tehlike altına girmesi anlamına geliyor. İran’ın BM’e gözdağı verip vermediği tartışılıyor. Çünkü iki gün öncesinde BM, İran’ın Qom şehri yakınındaki uranyum zenginleştirme tesisinin inşaatını durdurmasını ve tüm zenginleştirme faaliyetlerine son vermesini istemişti. Bakanlar Kurulu, yeni yapılacak tesislerin de en az eskileriyle aynı büyüklükte olmasına karar verdi. Eğer karar hayata geçirilirse, İran, kendi verdiği nükleer aktiviteleri durdurma sözünü tutmamış olacak. Uluslararası alanda yorumlar ne olacak, henüz bilmiyoruz.

 

İngiltere’nin ardından Yeni Zelanda da gelişmemiş ve gelişmekte olan ülkelere yardım etmek için kolları sıvadı. Yeni Zelanda, bu ülkelerin kirlilik ve iklim değişikliğiyle mücadele edebilmeleri için oluşturulacak küresel fona 10 ile 50 milyon dolar arasında katkıda bulunmaya hazırlanıyor. Bu sayılar, Başbakan John Key tarafından da doğrulandı. Bu fonun, her gelişmiş ülkenin her yıl en az 10 milyon dolar katkıda bulunmasıyla sağlanabileceği zaten daha önce de belirtilmişti. Yeni Zelanda, kesin sayıyı söylemese bile kendine somut bir hedef koyan ikinci ülke oldu. İngiltere Başbakanı Brown ise, ülkesinin üç yıl içinde 1.3 milyar dolar yardımda bulunacağını açıklamıştı.

 

Greenpeace, Endonezya yağmur ormanlarında iki ay önce kurduğu İklim Savunucuları Kampı’nı yerlilere devretti. Kamp, Ekim ayında Kampar Yarımadası’nda Teluk Meranti köyü yakınlarında kurulmuştu. Bu köyün seçilmesinin sebebi ise, yaşlı ormanların kesilmesinin bu köyün sonunu getirecek olması. Kapanış kutlamasında, 30 Greenpeace aktivistine üç köyden 1000’den fazla yerli eşlik etti. Kamp, yerel bir yeşil grup olan Riau Orman Kurtarma Ağı tarafından yönetilecek. Greenpeace, kamp süresince iki büyük eylemde bulundu. Bunların ilki, 12 Kasım’da 30 aktivistin yeni kesilmiş ormandan arda kalanların üstüne “Obama, bunu durdurabilirsin” yazmasıydı. Eylem, Kampar’daki 400 bin hektar ormanın yok oluşundan sorumlu APRIL’e karşı gerçekleştirilmişti. Diğeri ise, geçtiğimiz hafta gerçekleşen 27 saatlik eylemdi. Eylem APRIL kadar büyük bir kereste şirketi olan APP’ye karşı gerçekleştirilmişti. Greenpeace, kampı bitirse de, ormanlar için yaptığı kampanyaya devam edecek. Çünkü hassas ve tehlike altındaki gezegenimizin sesini duyurmaya ihtiyacı var.

 

2 gün sonra, yani 3 Aralık günü, Bhopal’in yıldönümü. 3 Aralık 1984’te Hindistan’ın Bhopal kentinde, 18 binden fazla insan öldü, 150 binden fazla insan zehirlendi. Neden ise Amerikan Union Carbide şirketinin kente kurduğu böcek ilacı fabrikasının 40 ton metil isosiyanat gazını gökyüzüne salmasıydı. Çevre üstündeki etkileri o kadar korkunçtu ki, eyaletin tamamı doğal afet bölgesi ilan edildi. Şirket, dikkatsizlikle suçlanırken, yayılan gazın ismini bile açıklamayı reddetti. Bu nedenle panzehir de bulunamadığı için, ölü sayısı hastanelerde arttı. Birkaç yıl sonra açılan davada Union Carbide firması mağdurlara ve yakınlarına 470 milyon dolar tazminat ödemek zorunda kaldı. Ancak Hindistan devletine ödenen paranın çok azı gerçek mağdurlara dağıtılabildi. Bu miktar hayatta kalanlar tarafından paylaşıldığında, kişi başına 500 dolar civarı para düştü. 2004 yılında yapılan araştırmada, toprakta hala normalin 6 milyon katı toksik madde olduğu belirlendi. Halen, terk edilmiş fabrikadan sızan kimyasallar var. Çocukken toksik gazlara maruz kalan anneler nedeniyle eyalette doğan çocukların beyinlerinde hasar oranı ülkenin genelinden 10 kat daha fazla. Hatta yalnızca birkaç yıl önce eyalete taşınan kişilerde dahi ciddi hastalıklar gelişiyor. Oysa ülke yetkilileri, şehrin temiz olduğunu iddia ediyor. Daha sonra şirketi satın alan Dow Kimyasal Şirketi ise, herhangi bir açıklama yapmaya yanaşmıyor.

 

Batı Kenya’da okuyan ilkokul öğrencileri, Kopenhag’a sayılı günler kala Obama’yı e-mail yağmuruna tutuyor. Öğrenciler, e-maillerini, okullarının tepesine kurulan güneş panellerinden elde ettikleri enerjiyle çalışan bilgisayarlardan gönderiyorlar. Mesaj ise şöyle: “Sevgili Başkan Obama, lütfen bir şeyler yapın. Biz, dünyadaki tüm çocukların güneş enerjisine ulaşabilmelerini istiyoruz. Iklimi korumamıza yardım edin, çünkü bu bizim geleceğimiz.” Başbakan Erdoğan, Obama duymuyorsa sen duy en azından! Birilerine “van minüt” deme vakti geldi de geçiyor... siz de katılın http://www.iklimicinvanminut.org

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 6 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü