Gezegenin Geleceği: 54. Gün

-
Aa
+
a
a
a

14 Ekim 2009

Kopenhag İklim Zirvesine 54 gün kaldı.

 

Dinlemek için:

 

İndirmek için: mp3, 8,29 Mb.

 

Sibirya, Fransa nedeniyle nükleer bir çöplük haline geliyor. Fransa’daki 58 nükleer santralden çıkan radyoaktif maddelerin %13’ü her yıl Rusya’nın Seversk bölgesindeki tesislere aktarılıyor. Kullanılan 810 ton uranyumun 690 tonu Fransa’da saklanıyor, geri kalan 120 ton uranyum ise her yıl Havre’dan St-Petersbourg’a kadar gemiyle gidiyor, ardından Seversk’e trenle devam ediyor. Yani tonlarca nükleer atık her yıl tüm Avrupa’yı baştan başa giderek tam 8000 km yol kat ediyor. Seversk’e geldiğinde ise yalnızca 12 tonluk bir kısım yeniden zenginleştiriliyor, 108 ton nükleer atık ise Seversk’teki açık hava otoparklarında bekletiliyor! Nükleer enerjinin son derece ileri bir teknolojiye sahip olduğunu düşünenler, atıkların otoparklarda bekletildiğini, mazallah bir uçak kazası olursa tüm Sibirya’nın yok olabileceğini düşünmeli ve durumu yeniden değerlendirmeliler.

 

WWF’in yaptığı son araştırmanın sonucu çarpıcı. “Yeşil ormanlardaki altın” adlı araştırma raporuna göre, sadece ormanları kesmemek, karbon depolama tekniği kullanarak salınan karbonu yer altına gömmekten beş kat daha yararlı. WWF ve Greenpeace, tüm hükümetleri ormanların korunması konusunda etkili uluslararası bir anlaşma yapmaya çağırıyor. Üstelik iklim değişikliğiyle mücadelede diğer tüm yolların henüz sadece deneysel olan teknolojileri gerektirdiğini de düşünürsek ormanların korunması çok hesaplı bir yol haline geliyor. Yangınlar ve ormanlık alanların tarım alanlarına dönüştürülmesi, orman kaybının en büyük sebepleri. Ormansızlaştırma nedeniyle artan sera gazı salımlarını düşürmek için REDD adı verilen bir program, Kopenhag yolundaki devletler arasında görüşülüyor. REDD, Ormansızlaştırma ve Orman Tahribatından Kaynaklanan Salımların Azaltılması anlamına geliyor. Amaç ise, gelişmekte olan ülkelerde orman kesimini durdurmak. Norveç, Finlandiya, Almanya ve Danimarka, kendi ülkelerinde 2010-2012 yılları arasında REDD programını hayata geçireceklerini açıkladı. Umarız tüm ülkeler aynı duyarlılığı, daha uzun dönemler ve programların gelişmekte olan ülkelerde uygulamaya geçmesi için de gösterebilir.

 

Ormanların değerini nihayet anlayan bazı politikacılar da var. Filipinler’de ardı ardına yaşanan seller ve toprak kaymalarından sonra Senato harekete geçti. Senatörler, ülkenin ormanlarının kesimini tamamen durduracak, böylece geriye kalan ormanları koruyacak bir yasayı diriltmek için bir araya geldi. Böylece ileride Ondoy gibi tropik fırtınalardan veya Pepeng gibi tayfunlardan korunacaklarını tahmin ediyorlar. Aslında ülkede 1988 yılında da 25 yıl boyunca ağaç kesilmesini yasaklayan bir yasa vardı, ancak hiçbir zaman düzgün bir biçimde uygulanmadı. Bu doğa felaketleri ne yazık ki insanlara yaşadıktan sonra önlem almayı öğretiyor. 20. yüzyılın başında, Filipinler’deki ormanlık alanların yüzölçümü 15 milyon hektardı. Ancak 2009’a geldiğimizde bu sayı 7 milyon hektara düştü, bunun ise yalnızca 800 bin hektarı balta girmemiş orman. Her yıl 200 bin hektarlık orman, yasal ve yasal olmayan yollarla yok ediliyor. Üstelik ülkenin karbon salımının %18’inden ormansızlaştırma sorumlu. Tüm bu verilerin ışığında, şu anda Senato’da iki farklı öneri gündemde: biri 25, diğeri 35 yıllık bir yasak istiyor. Bakalım Filipinler Senatosu gezegenin geleceğini ne kadar önemsiyor?

 

Greenpeace, Güney Afrika’nın 2050’ye kadar ekonomik büyümesini yavaşlatmadan yıllık 200 milyon ton karbon salımı azaltımına gidebileceğini açıklayan bir rapor yayınladı. Rapora göre, yalnızca enerjiyi daha etkili kullanarak ve rüzgar ve güneş enerjisine ağırlık vererek, bunu başarmak mümkün. Güney Afrika, kıtanın yeşil teknoloji devi olmayı başarırsa, bu enerjiyi diğer ülkelere satarak büyük bir ekonomik fırsat elde edebilir.

 

Öte yandan, Kopenhag İklim Zirvesi yaklaşırken, Güney Afrika eğer gelişmiş ülkeler sera gazı salımlarını ciddi oranda azaltmazlarsa, ayrıca  en az gelişmiş ülkelere para ve teknoloji yardımı yapmazlarsa iklim değişikliğiyle mücadele etmeyi reddedeceğini açıkladı. Güney Afrika’nın yapacakları ve yapmayı reddeceği her şey büyük önem taşıyor, çünkü Güney Afrika, küresel sera gazı salımının %90’ından sorumlu 20 ülke içinde yer alan tek Afrika ülkesi.

 

Belçika’dan gezegenin geleceğini önemseyenleri hayal kırıklığına uğratan bir haber geldi. Ülkenin Enerji ve İklim Bakanı Paul Magnette, açıklamasında 10 yıl daha nükleer enerjiden tamamen vazgeçmeyeceklerini belirtti. 2003’te onaylanan yasaya göre, Belçika’daki yedi nükleer santral 2015-2025 yılları arasında kapanacaktı. Bu santrallerden ikisi, 40 yıllık faaliyetlerinin ardından 2015’te kapanacaktı. Ancak bu santrallerin de kapanış tarihi 2025’e ertelendi. Bakan Paul Magnette, bunun güvenliği sağlamak amacıyla yapılacağını söyledi. Eskimiş bir santralı güvenlik gerekçesiyle faal tutmak nasıl bir güvenlik anlayışı, ben anlayamadım.

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 54 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü

http://uygarozesmi.blogspot.com