Gezegenin Geleceği: 42. Gün

-
Aa
+
a
a
a

26 Ekim 2009

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne 42 gün kaldı.

 

ABD hükümeti, Alaska kıyılarındaki 300 bin metrekarelik bir alanın iklim değişikliğinin sembolü haline gelen kutup ayıları için kritik yaşam alanı haline getirilmesini talep etti. Ancak hükümetin önerdiği bu alanlarda petrol ve doğalgaz arama çalışmaları yapılıyor, üstelik de kutup ayıları için esas tehlike olan kutup buzullarının erimesiyle mücadele için de herhangi bir karar alınmıyor. İçişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre ise, bu konularda ciddi bir düzenleme yapılması gerekiyor, fakat bu düzenleme için Kongre’ye konuyla ilgili bir yasa taslağı iletilmeli. Bu problemlerin esas çıkış noktası ise Tehlike Altındaki Türler Yasası’nın doğrudan iklim değişikliğine referans vermemesi. Bu nedenle soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan her tür için farklı önlemler alınması gerekiyor. Kutup ayıları, buzulların erimesiyle üreyecekleri, dinlenecekleri ve avlanacakları alanları kaybetmeye başladı. Amerika eğer şimdi harekete geçmezse, önümüzdeki yüzyıl içinde kutup ayıları fotograflarda kalacak gibi görünüyor.

 

Tabii iklim değişikliğine karşı önlemler alınabilmesi için, kamuoyu baskısı şart. Ancak Pew Araştırma Merkezi’nin son üç yıldır yaptığı araştırmanın bu yılki sonuçları, Amerikan kamuoyunun iklim değişikliğini yeterince ciddiye almadığını gösteriyor! Geçen yıl ankete katılanların %77’si küresel ısınmanın sağlam delillere dayandığına inanırken, bu yıl bu oran %57’ye düştü. Üstelik, 1500 katılımcının %63’ü, iklim değişikliğinin sebebinin insan aktiviteleri olduğuna inanmıyor! Araştırma Merkezi’nin direktörü ise, insanların ekonomik sorunlara odaklandıkları için iklim değişikliğini ciddiye almayı unuttuklarını düşünüyor. Ancak ilginç olan başka bir nokta, politik duruşla iklim değişikliğine bakış açısı arasındaki sıkı ilişki. Demokratların dörtte üçü iklim değişikliğinin “gerçek” olduğuna inanırken, Cumhuriyetçilerin yarısı doğruluğuna inanmıyor. Kopenhag yolunda Amerika Birleşik Devletleri’nin somut adımlar atmasını istiyorsak, anlaşılan bir de Amerikan vatandaşlarının fikirlerini değiştirmek gerekecek.

 

WWF, dünyada bir dakikada 36 futbol sahası büyüklüğünde ormanlık alanın yok olduğunu açıkladı. BM’nin düzenlediği Dünya Orman Kongresi’ne katılan WWF, 2020’de sıfır ormansızlaştırma için tüm hükümetlere çağrıda bulundu. Ormanlar, iklim değişikliğiyle mücadelede en önemli araçlardan biri. Çünkü gezegenin sağlığı, ormanların varlığına bağlı. Üstelik de ormansızlaştırma, küresel sera gazı salımının %20’sinden sorumlu. Örneğin Arjantin, eski ormanlarının %70’ni kaybetmiş durumda. Türkiye’de de Karadeniz’in en ormanlık yerlerine barajlar inşa etmek isteniyor. Oysa ki o ormanlar yalnızca doğal güzellik oldukları için değil, yaşlı ormanlar oldukları için önemliler. Yaşlı ormanlarda kesilecek ağaçların yerine, ülkenin başka yerine yeni fidanlar dikilmesinin buradaki ekosistem ve karbon tutum kaybını telafi edemeyeceğini bilmemiz gerek.

 

Bunların bilincinde olan GEO adlı sivil toplum hareketi, Google ile işbirliği yaparak dünya ormanlarını uyduyla takip edecek uluslararası bir proje geliştireceklerini açıkladı. Insan aktivitesinden kaynaklanan sera gazı salım sebepleri arasında beşinci sırada yer alan ormansızlaştırmayı kontrol altında tutabilmek için bu projenin bir yol haritası niteliğinde olması bekleniyor. Brezilya’dan Endonezya’ya kadar tüm ormanlık alanların uydu görüntülerinden yararlanılarak oluşturulacak raporun, Kopenhag iklim zirvesine kadar hazırlanarak tüm ülke temsilcilerine gönderilmesi planlanıyor.

 

İklim değişikliğinin etkileri sadece iklim değişikliğine yol açan ülkelerde değil, tüm dünyada hissediliyor. Sera gazı salımlarının son derece düşük olduğu bir ülke olan Etiyopya, Afrika’daki bitmek bilmeyen kuraklık nedeniyle artık kendini besleyemiyor ve uluslararası yardım talep etmek zorunda kalıyor. Etiyopya’nın %80’i tarım yaparak hayatını sürdürüyor. Ancak kuraklık nedeniyle, 85 milyonluk nüfüsun 6.2 milyonu aç kaldı. Etiyopya, kendi çözümlerini üretmeye çalıştı, ancak artık kendine yetemiyor, bu nedenle de uluslararası düzeyde 121 milyon dolar yardım talebinde bulundu. 1984’te Etiyopya’da yaşanan açlığı hepimiz hatırlıyoruz: hasta çocuklar, bir deri bir kemik kalmış insanlar… Oxfam’ın açıklamasına göre, önümüzdeki Haziran ayına kadar ciddi bir yardım gerçekleşmezse, 1984’teki görüntülerin yeniden yaşanması kaçınılmaz…

 

Bu hafta sonu hareketli geçti… Istanbul’da, Ankara’da, Izmir’de pek çok diğer ülkelede olduğu gibi karbon diyoksit miktarinin 350 ppm’e yani milyonda 350 parçaya düşürülmesi için coşkulu eylemler yapıldı. İklimi kurtarmak ve Kopenhag’a giderken gereken kararların alınmasını sağlamak için bu eylemlerin daha da büyüyerek kitlesel bir harekete dönüşmesi gerekecek.

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 42 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü