Gezegenin Geleceği: 39. Gün

-
Aa
+
a
a
a

29 Ekim 2009

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne 39 gün kaldı.

 

Türkiye'den gezegenin ve ülkemizin geleceği adına üzücü bir haberle başlamak zorundayız bugün. Yıllardır sürüncemede bırakılan GDO Yönetmeliği, resmi adıyla Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatıi Kontrol ve Denetimine dair Yönetmelik, 26 Ekim 2009 tarihi itibarıyla yürürlüğe girdi. Türkiye’ye hiç girmemesi gereken tehlikeli organizmalar olmalarının yanısıra yönetmelikte yer alan şu ifade yönetmeliğin ruhunu ortaya koyuyor: “GDO’suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO’suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz”.

 

Cartegena Biyogüvenlik Protokolü’ne taraf olan ve meclisinde kabul eden Türkiye, son derece yaşamsal öneme sahip bir konuda gerekli yasal düzenlemeyi yaparak Ulusal Biyogüvenlik Yasası’nı çıkarmak yerine bir yönetmelikle GDO’ların ve ürünlerinin ülkemize girmesini meşru kıldı.

 

GDO’ların hayvanlar üzerindeki olumsuz etkileri pekçok üniversite raporu ve bilimsel yayınlarla ortaya kondu. Kan yapısında bozulma, bağışıklık sisteminin çöküşü, sinir sisteminde tahribat, organlarda küçülme, sonraki nesillerde üreme yeteneğinin yok olması gibi etkiler bilimsel olarak kanıtlandı. Durum böyleyken yönetmeliğin gerekli tedbirleri almak görevinin işletmeciye bırakılması çok büyük bir sorumsuzluk. Ülkemizde şu anda bu konuda etkin olan sivil toplum hareketi GDO'ya Hayır Platformu. Bu Platforma dair bilgilere www.gdoyahayir.org adlı web sitesinden ulaşabilirsiniz.

 

Bu arada endişe verici GDO haberlerinin arasında Kopenhag İklim Zirvesi ile ilgili gelişmeleri unutmamak gerek. Yeşiller Partisi'nin, "Kopenhag için Harekete Geçin" adlı iklim degişikliği kampanyasının web sitesi http://www.kureselisinmayidurdur.com gelişmeye devam ediyor.

 

Web sitesinde filmler, makaleler, sunumlar ve bilgi-belge bölümleri hayli ilgi çekici. Eğer eklemelerini önerdiğiniz önemli makale ve sunumlar varsa onları da paylaşabiliyorsunuz.

 

Greenpeace, Endonezya yağmur ormanlarını ormansızlaştırmadan kurtarmak için Sumatra 'daki Kampar Yarımadasın'da “iklim savunucusu kampı” düzenledi. Amaç, Kopenhag'da karar verecek iklim liderlerine ormansızlaştırmanın tehlikelerini hatırlatarak konuyla ilgili gerçek bir çözüme ulaşmalarını sağlamak. Greenpeace Güneydoğu Asya Ofisi orman kampanyacısı Bustar Maitar, Yarımada'nın çevresindeki birçok ormanın kağıt üretmek için kesildiğini ya da palm yağı üretmek için yok edilerek yerlerine tarlaların getirildiğini söyledi. Buradan çıkartılan yağlar, çikolata, diş macunu ve “sözde doğayla dost” enerji kaynağı olan biyoyakıt üretimi için dış ülkelere ihraç ediliyor. Greenpeace, aynı zamanda Başkan Susilo Yudhoyono'dan Endonezya'daki yağmur ormanlarının kesilmesinin geçici süreyle tamamen durdurmasını talep ediyor. Kamp, tüm bu çağrıların tekrarlanması için haftalarca devam edecek.

 

Hep liderlerin yapmaları gerekenlerden bahsediyoruz da, biz bireysel olarak iklim yararına neler yapıyoruz? Örneğin, çocuklarımıza hediye alırken hangi kıstasları göz önünde bulunduruyoruz? Yaşına uygun olmasını, belki fiyatının uygun olmasını, çocuğun beğenisine uygun olmasını, beklentilerini karşılamasını... Peki oyuncak alırken, bu oyuncağın üretiminin çevresel ve sosyal etkilerini düşünüyor muyuz? Örneğin Hasbro. Monopoly adlı ünlü oyunun üretici şirket. Birçok oyuncağın üretiminde, cıva ve benzeri zararlı maddeler içeren PVC adlı bir plastiği kullanıyor. Üstelik bu tehlikeli kimyasallar buharlaşabiliyor. Dolayısıyla çocuklar için ciddi bir risk taşıyor. Lego ise, 2003 yılında PVC'yi oyuncaklarından çıkardı. Hasbro'nun aynı zamanda Çin'de 100 kadar çocuğun çalıştığı bir oyuncak fabrikası var. Hepsi de haftanın 7 günü, günde 12 saat çalışıyor. Üstelik yapılan incelemelerde şirketteki toksik madde oranlarının çalışanların hayatını riske sokabileceği anlaşıldı. Ve tabii ki bu şirket yalnızca bir örnek, bunun gibi daha nice oyuncak şirketi var. Bunları görünce, sosyal ve çevresel açıdan ahlaki alternatiflerin önemi ortaya çıkıyor. Birçok şirket, tahta ya da organik hammaddeden üretilmiş oyuncaklar satıyor. Üstelik Türkiye'de eskiden çok yaygın olan, ancak plastik oyuncaklar geldiğinde gerektiği değeri göremeyen, zanaatkarların yaptığı tahta oyuncakları bulmak çok kolay. Bu oyuncakları nerede bulabileceğimizi görmemiz için internette küçük bir araştırma yapmak yeterli. Eğer klasik tüketim alışkanlıklarımızı her yönüyle değiştirebilirsek, ancak o zaman gerçekten gezegene zarar vermeden yaşamayı başarabiliriz.

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 39 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü