Gezegenin Geleceği: 35. Gün

-
Aa
+
a
a
a

02 Kasım 2009

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne 35 gün kaldı.

 

Geçtiğimiz hafta Brüksel’de gerçekleştirilen Avrupa İş Konferansı’nı, iklim aktivistleri  bloke etti. Yeni bir çevre hareketi olan “İklim Alarmı”, sanayicilerin küresel ısınma hakkında tartışacakları Avrupa Komisyonu binasına, katılımcılar gelmeden önce girerek, binayı işgal ettiler ve saatlerce içeri kimseyi sokmadılar. Aktivistler, Avrupa Birliği’nin, Shell, Daimler ve Arcelor-Mittal gibi dünyanın en büyük karbon salımı yapan şirketleri ile işbirliği yaptıklarını dile getirdiler. Avrupa Komisyonu, ikinci kez Avrupa Sanayi devlerinin konferansı için kendi binasını veriyor. EU Observer gazetesi, son yıllarda böyle ilginç doğrudan eylemlerin özellikle İngiltere’de arttığını, eylemcilerin geçtiğimiz yıl iki termik santral ile Heathrow Havaalanı’nı yapılacak yeni terminale karşı bu şekilde bloke ettiklerini hatırlattı. Avrupa’nın başkentinde ilk kez böyle bir eylemle karşılaşan polisler, 20 eylemciyi göz altına aldı. Göz altına alınırken grubun sözcüsü Kopenhag’ın çok ciddi eylemlere sahne olacağını söyleyerek, 10 yıl önce Dünya Ticaret Organizasyonu’nun kapanmasına sebep olan Seattle eylemlerine gönderme yaptı. Gerçekten de binlerce iklim aktivisti, toplantıları daha yakından takip ederek doğrudan tepkilerini gösterebilmek için Aralık ayında Kopenhag’da olacak.

 

The Guardian gazetesi, iklim değişikliğinin feminist bir konu olduğunu söyledi. Gazetenin köşe yazarları, aşırı nüfus artışının dünya üstündeki etkilerini tartışıyor. Mary Fitzgerald’a göre, kadınlar, yeteri kadar bilgilendirilip güçlendirilerek çocuk sahibi olmayı zorunluluk olarak değil de tercih olarak görürlerse, aşırı nüfus artışı durabilir ve karbon salımı azalabilir. Peki nüfus kontrolü gerekli mi? Araştırmalara göre, dünya nüfusu günümüzdeki hızda artmaya devam ederse, 2050 yılında ikinci bir dünyaya ihtiyacımız olacak. Üstelik, doğan her çocuk, gelişmiş ülkelerdeki herhangi bir vatandaş gibi hareket ederse, bir kişinin yıllık karbon salımı 11 ton olacak. Yalnızca bu bilgi bile, şu anki artış hızıyla İngiltere’nin 2050 için söz verdiği karbon salım sınırına uyamayacağının göstergesi. Bugüne kadar nüfus kontrolü konusunda gerçek bir adım atmış tek ülke Çin. Tek çocuk yasasıyla ülke nüfusu beklenin 400 milyon altında. Şu ana kadar dünya kaynaklarını korumak adına atılmış en büyük adım bu aslında. Ancak devletin böyle bir alanda düzenleme yapması birçok kişiye kabul edilemez geliyor. Peki gerçekten başka önlemler mümkün değil mi? Kadın haklarını gerektiği seviyeye taşısak, eğitimlerini, iş imkanlarını ve gerekli finansal destekleri sağlasak zaten bu sonuca kendiliğinden ulaşamaz mıyız?

 

Daha az insan, mutlaka yeşil bir gezegen anlamına gelmiyor. Oxfam’ın da belirttiği gibi, gelişmiş ülkelerdeki aşırı tüketim çılgınlığı, nüfus artışından çok daha tehlikeli. Uluslararası Enerji Ajansı, tüm ülkelerin temiz enerjilere dönmesi halinde, 2.8 milyar insanın karbon salımını tamamen kesmesi ile aynı miktarda karbon salımını azaltacak. Aslında çözüm bu kadar net. Fakat iklim değişikliği üstüne çalışan 10 bilim adamının 9’u G8 ve AB’nin hedeflediği enerji tüketimi değişikliğinin gerçekleşeceğine inanmıyor.

 

Bu nedenle bazılarının umudu devletlerden değil de bireylerden yana. Örneğin Google, Enerjiölçer adlı yeni bir internet hizmeti sunmaya başladı. Google’da yapılan aramaların sonucunda açığa çıkan karbon salımının, küçük bir ülkenin karbon salımıyla eşdeğer olduğu söyleniyordu. Geçtiğimiz hafta Google, gezegenden aldıklarını geri vermek istercesine Enerjiölçer’i kullanıma sundu. Bu şekilde, bilgisayarın önünde otururken, dünyanın neresinde olursanız olun, bir web sitesi size o anda evinizdeki durumu gösteriyor. Ayrıca önceki kullanımlarınızı ve bölgesel ortalamayı da görebiliyorsunuz. Bir süredir Amerika Birleşik Devletleri’nde de kullanılan bu hizmet, bir kadının evinin tost makinası nedeniyle kül olmasını engellemiş. İngiltere hükümeti, uzun süredir akıllı ölçüm aletleri dağıtmayı planlıyordu ancak plan gecikince hükümet, herkesin kullanmadığı zaman ışıkları söndürmesi gerektiğini açıklamaktan daha ciddi bir önlem almadı. Hükümet pasif kalırken özel sektörün yaratıcı fikirleri önem kazanıyor. Yakın zamanda internet üzerinden evde enerji harcayan aletleri kapatmayı sağlayacak çalışmalar devam ediyor.

 

Bu arada Greenpeace de, Google, IBM ve Microsoft’u iklim için harekete geçmeye çağırdı. Greenpeace, “Cool it” adlı raporunda, enerji verimliliği teknolojilerinin birçoğunu borçlu olduğumuz üst düzey IT yani bilişim şirketlerinin iklim politikalarında sessiz kaldığına değindi. Zaten bu şirketlerden bazılarının halen küresel ısınma mücadelesine köstek olan ABD Ticaret Odası’ndan ayrılmadıklarını da biliyoruz. Özellikle Google, Microsoft ve IBM’in, Apple’ın Ticaret Odası’ndan ayrılmasına duyarsız kaldıklarını belirten Greenpeace, toplu bir istifanın politika değişikliğine neden olacağını hatırlattı. Bu arada iklim çözümlerine ilişkin planları ve şirket çapında karbon salımlarını azaltma yönündeki çabaları nedeniyle IBM, halen “Cool it” listesinin birinci sırasında yer alıyor.

 

Günler kış gelse de ısınıyor, çünkü Kopenhag İklim Zirvesi’ne sadece 35 gün kaldı, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü