Gezegenin Geleceği: 34. Gün

-
Aa
+
a
a
a

3 Kasım 2009

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ ne 34 gün kaldı.

 

HSBC’nin yaptığı İklim araştırmasına göre, dünyanın %65’i iklimi kurtarmak için uluslararası bir anlaşmaya varılmasını umuyor. Bu beklenti, gelişmekte olan ülkelerde çok daha yaygın. Ankete katılanların Brezilya’da %86’sı, Meksika’da ise %83’ü kararlı bir uluslararası anlaşmanın yürürlüğe girmesini istiyor. Gelişmiş ülkelerde ise en az talep oranı %42’le Amerika Birleşik Devletleri ve %45’le İngiltere’den geldi. Fransa’nın %73’ü ve Almanya’nın %70’i ise, iklim değişikliğiyle mücadelenin şart olduğu konusunda hemfikir. Araştırmaya 12 ülkeden 12 bin  kişi katıldı. Her 3 kişiden biri, kurumların, devletlerin ya da halkların iklim yararına eyleme geçmediğini düşünüyor. HSBC, bu sonuç üstüne, aralarında WWF’in de olduğu birçok kuruluşla beş yıl boyunca “İklim Partnerliği” yapmak için sözleşti. Amaç, kişileri, şirketleri ve hükümetleri harekete geçirmek olacak.

 

Öte yandan İspanya’da kamuoyunun iklim değişikliği için harekete geç talebi dün sabah Barselona’da iyice kendini gösterdi. Dün, aslında Kopenhag’dan önceki son adımın başlangıcıydı; devletler bu haftanın sonuna kadar Aralık zirvesinde iklim kaosunu durdurmak için hangi sözleri vereceklerini tamamen netleştirecekler. Dün sabah, Greenpeace’ten 23 aktivist, iklim liderlerini harekete çağırmak için Barcelona’nın en ünlü yapısı olan Sagrada Familia’da eylem yaptı. Tırmanışçılar Sagrada Familia’da üç adet pankart açtı. Bu sırada başka aktivistler de TckTckTck adlı çevre hareketiyle birlikte tartışmaların başlarken konferans merkezine girdi. Eylemciler, uyudukları her hallerinden belli olan devlet yetkililerini uyandırmak için eş zamanlı olarak yüzlerce çalar saati çaldırdılar. Sagrada Familia eylemi, gün boyu devam etti.

 

Somalili korsanlar, Somali’nin zengin biyoçeşitliliğe sahip denizinin, başka ülkelere ait gemiler tarafından talan edildiğini ifade ettiler! Associated Press’e uydu telefonuyla bağlanan ve kendini korsanların sözcüsü olarak tanıtan Ahmed Gadaf, Batılı avlanma gemilerinin yerel balıkçıları ekmeklerinden etmesinden büyük rahatsızlık duyduklarını açıkladı. Aynı açıklamayı, geçen sene, ülkenin başbakanı Omar Abdirashid Ali Sharmarke de yapmıştı. Korsanlar bile denizlerdeki çeşitliliğin tehlikeye girmesinden endişe ediyorsa o zaman acil deniz rezervleri ilan etmek gerekiyor.

 

Avrupa Birliği liderleri, gelişmekte olan ülkelere sağlanacak 74 milyar dolarlık fona katılacaklarını açıkladılar. Ancak paylarının ne olacağını açıklamadılar. Para, az gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin sera gazı salımlarını azaltmaları için harcanacak. Öte yandan Avrupa Birliği’nde ekonomik gelir seviyesi en düşük 9 ülkenin de iklim değişikliğiyle mücadele için desteğe ihtiyaçları var, ancak Avrupa Birliği bu ülkelere bir türlü fon sağlamıyor. İsveç Başbakanı, fona verilen desteğin, Avrupa Birliği’nin iklim konuşmalarında liderliğini devam ettirmesi anlamına geldiğini belirterek, diğer ülkelerin de bu adımı takip etmesi gerektiğini söyledi. Oxfam ve Friends of the Earth ise, tüm dünyanın 74 milyar dolarlık bir fon sağlamasının yetmeyeceğini, sadece Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri bile toplam 110 milyar dolar fon ayırmasının şart olduğunu açıkladı.

 

Areva’nın Marcoule’daki nükleer santralinde nükleer kaza olduğu açıklandı. Uluslararası Nükleer Kaza Skalası INES’e göre seviyesi 7 üzerinden 1. Ancak 29 Ekim tarihinde gerçekleşen kazanın yetkililer tarafından düne kadar saklanması nükleer enerjinin tehlikelerini ve güvenilmezliğini ortaya koyuyor. Siz de Türkiye’de nükleer kazalarla karşılaşmak istemiyorsanız http://nukleer.greenpeace.org adresinden imza kampanyasına katılın.

 

Japonya’nın Başbakanı Hatoyama, Hollanda başbakanı Balkenende ile yaptığı görüşmede balina etinden nefret ettiğini  açıkladı! Hollanda, balina avcılığı karşıtı birçok ülkeden biri. Hatoyama’nın orta-sağ görüşlü hükümeti, Ekim’de iktidara geçti ve önceki balinacılık politikalarından saparak, balinacılığı yerellikten uluslararası sulara taşıyan daha saldırgan bir politika benimsedi. Hatoyama’nın konuşmasına tanık olanlar ise, ülkenin saldırgan politikasından vazgeçebileceğini düşünüyor.

 

NASA’nın yürüttüğü ve Science dergisinin bu ayki sayısında yer alan araştırmaya göre, karbon diyoksiti iklim değişikliğinin bir numaralı sorumlusu ilan ederken metan gazını unutuyoruz. Araştırmada, küresel ısınma yönünden, farklı sera gazlarının kimyasal etkileşimlerinin, tek başına karbon diyoksitten daha zararlı olduğu sonucuna varıldı. 1906’dan 2005’e kadar dünyanın ortalama sıcaklığı 1.3 derece arttı. Araştırmada, farklı gazların Küresel Isınmaya Etki Potansiyeli ölçüldü. Metan gazı beklenenin çok üstünde etkili çıktı.

 

Kopenhag İklim Zirvesi’ne son 34 gün, gezegenin geleceği için geri sayım devam ediyor. Sağlıcakla kalın!

 

Dr. Uygar Özesmi - Greenpeace Akdeniz Genel Direktörü