G8 Zirvesinden Notlar - 3

-
Aa
+
a
a
a
Başak ERTÜR
 
Cenevre'de Polis Şiddeti
 
Özellikle 1 Haziran Pazar günü G8 karşıtı eylemler sırasında polisin uyguladığı şiddet Cenevre'nin merkez medyası dahil pek çok çevreden eleştiri alıyor. Cenevre, Zürih ve Alman polisleri arasındaki koordinasyon bozukluğu nedeniyle polis G8 karşıtı eylemler sırasında pek çok hata yaptı. 2 Haziran gecesi polisin Mont-Blanc üzerindeki gösteriye müdahalesi Cenevre polisinde ve hükümette kriz yarattı. İsviçre polisi G8 karşıtı eylemlere beklediği 200 bin kişilik katılıma karşı önlem alırken kendi sayısını yetersiz bulup 950 Alman polisini desteğe çağırmıştı. 
 
1 Haziran Pazar günü Cenevre'den ve Annemasse'dan Fransa-İsviçre sınırına düzenlenen 100 bin kişilik yürüyüş sırasında otoyolun üzerindeki bir köprüyü işgal eden aktivist polisin müdahalesi sonucu 30 metreden düştü. Britanya vatandaşı Martin Shaw ve arkadaşı bir halatın iki ucuna bağlanarak köprünün iki yanından sarktı. Köprünün üzerinde yolu kesen halat eyleme destek veren aktivistlerce koruma altına alınmıştı. Olaya müdahale eden polis, başta halatın ucunda iki kişi asılı olmasına ve bu nedenle halata dokunmanın oldukça tehlikeli olmasına rağmen arabalara yol vermek için halatı yukarı kaldırdı.    
Bir süre sonra polis halatı kesti. Martin Shaw yere düşerek leğen kemiğini ve iki omurunu incitti, iki ayak bileğini kırdı. Diğer aktivist ise köprüdeki destek veren aktivistlerce şans eseri kurtarıldı. Olayla ilgili polisin bugünkü (3 Haziran) açıklaması şöyle: Bir Alman polisiydi, İsviçre polisinin Fransızca olarak verdiği "halatı kesme" komutunu "halatı kes" anladığı için halatı kesti.
 
1 Haziran Pazar günü oldukça şenlikli ve barışçıl geçen büyük G8 karşıtı yürüyüş sonrasında Fransa sınırından Cenevre'ye dönmekte olan göstericiler, şehir merkezine varmadan bir meydanda yoldan geçenlerle birlikte Alman polisi tarafından kıstırıldı. Polisin meydanın şehre açılan üç yolundan ikisini kapatması göstericilerde merak uyandırdı ve pek çok kişi meydanda birikmeye başladı. Gelen destek ekipleriyle ve panzerlerle saflarını sıklaştıran polis bağırmaya, göstericilere doğru yürümeye ve gözyaşartıcı bomba atmaya başladı. Bir grup Black Bloc ve Türkiye İhtilalci Komünist Birliği üyesinin polise taş fırlatmaya başlarken, G8 karşıtı bir örgütten üç İsviçreli temsilci polisi yatıştırmaya çalıştı, ama başarısız oldu. Polis taş atanlara saldırırken arada kalan diğer göstericilerin üzerine 20-30 ses bombası atıldı.  
 
Olaylar sırasında, yürüyüşten dönmekte olan bir grup barışçıl gösterici, çocuk, yaşlı ve sakat Alman polislerinin saldırısına uğradı. Aralarında Oxfam ve Christian Aid gibi kuruluşlardan temsilciler olduğu bildiriliyor. Göstericilere eşlik eden Britanya vatandaşı bir fotoğrafçı, Guy Smallman üzerine ateşlenen ses bombasıyla bacağından ağır yaralandı, yürüyebilmesi için birkaç ameliyat geçirmesi gerekiyor. Ses bombaları havaya ateşlenmek için tasarlanmış kauçuk toplar, bunlardan birini elinde tutmuş olan bir aktivistin belirttiğine göre üzerlerinde de "havaya ateşlenmek içindir" yazıyor. Cenevre'nin merkez hastanesinde görev yapan doktorlar, son birkaç günde ses bombaları nedeniyle çok sayıda insanın yaralanmış olduğunu açıkladı.
 
Bir Cenevre sakini Pazar gecesi tren istasyonundan evine yürürken protestocular peşindeki Alman polisleri tarafından dövüldü. Sokakta polisten koşarak kaçan protestocuları görünce duvara yaslanan Cenevreliye iki polis metal sopalarla saldırdı. "Ben Cenevreliyim, evime gidiyorum, protestocu değilim" diye bağırması üzerine Alman polisler tek kelime etmeksizin protestocuları kovalamaya devam etti.
 
 1 Haziran Pazar gecesi Usine'in önündeki meydanda oturan aktivistlere saldırdı, aktivistler pasif direniş gösterdi. Olay sırasında bir İtalyan aktivist kafasına aldığı darbe sonucu bayıldı, sonrasında başına beş dikiş atılması gerekti. Saldırıyı düzenleyen sivil polislerin eşarplı yüzleriyle ve kasklarıyla (G8 zirvesi boyunca Cenevre'de yüzünü bu şekilde kapatmak yasak) tipik Black Bloc kıyafetleri içinde olduğu kaydedildi. Ardından polisler Usine'in içine girerek, içerdeki insanlara da benzer şiddette
bulundu. Olayın Indymedia tarafından video ve fotoğraflarla belgelenmiş olması önümüzdeki günlerde Cenevre polisi açısından sorun yaratabilir.  
 
2 Haziran Pazartesi akşamı polis baskısını protesto amacıyla düzenlenen yürüyüş 300-400 kişiyle saat 18:00'de başladı. Göstericiler şehrin en geniş köprüsü üzerinde köprünün iki ucunu tıkayan ve sayıları göstericilerinkini aşan polis tarafından kıstırıldı. Polis kimlik kontrolünden geçmeyi kabul edenlerin köprüden çıkabileceğini duyurdu, başlangıçta tüm göstericiler bu teklifi reddetti. Polis havaya birkaç ses bombası ateşledi. İki saat sonra köprüde 200 kişi kaldı, onlara destek vermek için gelen 1000 aktivistin polis tarafından yolları kesildi. Bu arada etrafta binlerce seyirci birikti. Polis köprünün iki tarafına yirmişer araç ve dörder su topu yerleştirdi. Saat 22:00 sularında köprüyü küçük gruplar halinde değil tek grup halinde terketmek isteyen göstericiler, birkaç parlamento üyesi aracılığıyla polisle görüşmelere başladı. Polis ikna edilemedi. Bir süre sonra polis gelen 1000 göstericiye lastik mermiler ve göz yaşartıcı bombayla saldırdı ve geriletti, köprüde kıstırılanlara da aynı şekilde saldırdı. Şehrin pek çok sokağı polis tarafından bloke edildi. 1000 aktivist, küçük gruplar halinde sokaklarda kıstırıldı. Gösteri sırasında pek çok aktivist yaralandı, bir kadın lastik mermiyle ağzından vuruldu.
 
Geceki olaylarda polisin neredeyse tümüyle denetim dışı davrandığı, komuta zincirinin işlemediği ortaya çıktığında Cenevre polisi ve hükümet krize girdi. Cenevre polisi bugün (3 Haziran) medyayla görüşmeyi kesti. Karışıklığın Zürih, Cenevre ve Alman polisler arasındaki iletişimsizlikden ve bu ekiplerin başındakilerden gelen farklı emirden kaynaklandığı düşünülüyor. Cenevre Emniyet Şefi Micheline Spoerri ağır eleştiri altında.