Felsefe Light - XVI

-
Aa
+
a
a
a

Sonra Aristoteles geldi

Tarihin en çok kıskanılan filozofuna geldi sıra. Hem de en çok beğenilen.Bakın biri ne diyor;Aristoteles'in bir sayfasında bütün Cicero'dakinden daha çok felsefi düşünce vardır. Dante onun için color che sanna'nın sultanı diyor. Bilenlerin, özellikle de öğretenlerin sultanı. Aristoteles öğrenir ve öğretir, tartışır ve kendini eleştirir. O zaman ne olur? Bilgi ürer. Platon'un bilgi üremez ne varsa o öğretilir üstelik de kötü öğretilir okulundan Aristoteles'in bilgi üretilir okuluna geçiş yapıyoruz.Aristoteles varsa Aristoteles öğretilir. Yüzyıllar sürer onun egemenliği okullarda. Descartes'e kadar. Çünkü Descartes'e kadar öğrenenlere verilebilecek başka hiçbir şey yoktur.Kralların hekimi ünlü Nikhamakos oğlu Aristoteles bırakın Makedonya'yı, dünyanın yetiştirdiği, çağında çağının bin yıldan fazla ilerisinde olan tek filozofudur. İ.Ö. 384 yılında doğan filozofumuz siyasal, dini ve bilimsel özgürlüğüne İ.S. 1210 yılında Kilise tarafından yasak getirilmiştir. Her zaman olduğu gibi yasak onun daha da yaygın öğretilmesine neden olacaktır elbet.Öyle bir hocadır ki Aristoteles, Büyük İskender'in babası Kral II. Phillippos ona yazdığı mektupta oğluna ders vermesi için davet ederken şöyle der:Oğlum İskender'in senin zamanında doğmasına izin verdikleri için tanrılara şükürler olsun.Peri Patos adını takmıştır halk Aristo ve talebelerine. Yürüyerek ders yaparlarmış, ondan. Okulun esas adı Lykeion - Lise'dir. Diogenes Laertios (Bizim Sinoplu değil bu) onun için her gün sakal traşı olur, düzgün giyinir, az kekeme, zeytinyağı ile yıkanıp sonra da bu zeytinyağlarını satar gibilerinden dedikodular yapmış.Bu adama elleşmek öbürlerine benzemiyor. Hataya düşme olasılığı çok yüksek. Onun için sindire sindire devam etmek istiyorum.Önce geneline bakalım.Aristoteles'in derdi 'doğru bilgi', 'bilimsel bilgi'. Onun bilgi kuramı da hocası Platon'unki gibi relativist bilgi görüşleri ile hesaplaşma üzerine ama Platon ile yöntem farklılığı var. Platon mythos'lardan hareket ederken Aristoteles ayağını sağlam basacağı yer arar. Platon idealarını aksiomatik olarak yani gökten vahiy yolu ile inmiş gibi kabul eder ve tartışmaz, ancak Aristoteles bilim üzerine inşa etmek istemektedir felsefesini. Platon ne kadar ruh kavramına odaklanırsa Aristoteles de o kadar doğa kavramına odaklanır. Beden ve ruh bir bütündür, ruh bedenden yoksun oldu mu, insan insan olamaz artık. Yalnızca ruha indirgenen insan güdük ve eksiktir diye düşünür Aristoteles.Halbuki Platon için beden ruhun hapishanesidir.Platon kendi içine dönük filozoftur. Orada gördüğü hakikatlerden yola çıkar. Onun için de iyilik ve kötülük, erdem, adalet, cesaret ve benzeri içsel olgular ile uğraşıp durur. Aristoteles canlıdır. Dikkati doğal şeyler üzerine çevrilmiştir. Aristotelesci en çok şeylerin varlığından ve çeşitliliğinden emindir ve bu ona bir sevinç verir.Sokrates'in can alıcı "Neyim ben?" sorusuna Aristoteles can alıcı cevabı bulur:

Animale rationale mortale - Mantıklı düşünen ölümlü hayvan

Nihil est intellectu quod non prius fuerit in sensuAkılda hiçbir şey yoktur ki daha önce duyularda olmasın.Aristoteles için duyuların alanı insan bilgisinin alanıdır. Duyum yoksa bilim de yoktur. Ona göre insanın bilim yapmasını sağlayan onu hayvanlardan ayıran soyut düşünebilme yeteneğidir.Bu aynı zamanda Aristoteles'e tanrı düşüncesinin kapsamını da oluşturan yaklaşımdır. Hiçbir kutsal varlık insan düşüncesine doğrudan doğruya giremez ve bu insan ruhu için de geçerlidir. Bir başkasının düşüncesine ancak akıl yürütme ile ulaşabilirsiniz. Dolayısı ile Allahın varlığını da ancak akıl yürütme ile kanıtlayabilirsiniz. Yani nedensellersiniz. Nasıl mı? Varlıkların varoluşunun nedenini sorgulayınca varedicinin amacında bulabilirsiniz bu nedeni.Aristoteles'te devinim çok önemlidir. Herşey hareket eder ama hiçbir şey kendi kendine hareket etmez. Mutlaka bir devindirici gerekir. Buradan hareketle de sonunda bir yüce devindiriciye yani tanrıya ulaşırsınız. Son olarak da varlıkların olumsal (yani olması kadar olmaması da mümkün olan) özelliklerinden yola çıkar ve olumsal varlıklar dizisinin sonsuza kadar uzanamayacağı ve bir yerde önünün zorunlu bir varlığa bağlanarak kesilmesi gerekliliğine varılır.Aristotelesci düşünceye, ama doğru düşünceye derin bir saygı duyar.İşte burası dinlerin ona düşman olmasına yeter de artar bile. Doğru olsa dahi kitaba uymayan düşünceye saygı duyulmaz dinlerde, meğer ki o düşünce ispatlanınca kitaba bir kılıf uydurulup aslında kitap da bu düşüncededir iddiası ortaya konmasın. Halbuki Aristoteles ne masumdur. Düşünce Tanrı'nın özüdür. Başka hiçbir yerde düşünülmeye değer bir nesne bulamadığı için kendi kendine düşünen düşünce.Dikkat ediyor musunuz bilmem, arada bir Aristoteles arada bir de Aristotelesciler diyorum.Uzun soluklu felsefe onunki. Egemen olmuş dünyaya bin yıldan fazla.

Düşünce ve akıl. Aklın işlemesi yani. Buna bir de o aklı işletecek lazım. Dedik ya; devinim tek başına olmaz mutlaka devindiren de gerekir. O zaman işleyen akıl ile işlenen akıl var olmalı. Bilgi de işleyen akıldan işlenen akıla doğru akmalı. Zaten öğrenci olmak, bilimlerin ve metafiziğin hakikatini öğrenmek oldukça zor iştir. Bir de bu hakikatleri keşfetmeyi düşünün. Bu insan yapısından beklenemeyecek kadar zor bir iş. O halde dersin bize dışarıdan gelmesi gerekir. İşte bu Aristoteles'in kocaman bir yanlışı. Aristoteles'in hiç kastetmemesine rağmen Farabi, İbn-i Sina, İbn-i Rüşd bu dışarıdan gelecek dersi doğru ''Kutsal Kitaba'' yükleyiverirler.Dedik ya; doğru bilgi çok önemli Aristoteles için. Doğru bilgi de akıl yürütme ile elde edilebiliyor. Peki yöntem nasıl olacak? Bilimsel olacak. Yani parçaları bütün ile açıklayıp kanıtlayacaksınız. Bilim tümele (Universalis) ise tekilden (Singularis) kalkarak yükselir. Tümel zaten ortada açık olarak durmaktadır, yani yasalar ve ilkelerdir evrensel olan. Bilimin amacı bütünü oluşturan parçaları kavramak ve açıklamak olmalıdır.Bilginin yapısı ise kavramlar ve önermelerden ibarettir. Burada kavramlar nesnenin bir ya da daha fazla sözcük ile bilnçte yansıması, önerme ise birden fazla terim ile oluşan ve doğru ya da yanlış bir bilgiyi dile getiren cümlelerdir. Peki bilgi üretme nasıl olacaktır?Bir önermeden bir başka önerme çıkararak.İşte nihayet Aristoteles'i Aristoteles yapacak olguya vardık. Onun taptığı şeyden yola çıkarak. Doğru bilgi edinme çabasından yola çıkarak.Yapılacak iş ne o zaman? Bilincin bilgi üretme yöntemlerinden biri olan tümdengelim (deductio) ile akıl yürütmenin biçimlerinden birini inceleyeceğiz. Yani kıyas (tasım - syllogisma) olgusunu çalıştıracağız.

Haftaya: "Buyrun Aristo Mantığına"