Federasyon Laikleşmeli (mi)?

-
Aa
+
a
a
a

Türkiye’nin ismi süper kendi sünger liginin sonu yaklaştıkça, delikler iyiden iyiye genişlemeye başladı. Ligin üstü nispeten doğru dürüst ilerlerken, aşağıda kızılca kıyamet kopuyor; veya aslında “Bir şey olduğu yok, yine birileri abartıyor!'' Lakin abartıldığı iddia edilen olayların vukuu bulduğu maçların tamamı her nasılsa bir türlü televizyonlarda -iddiaları çürütmek için bile olsa- yayınlanmıyor.

Tekrarlamaya gerek yok, başta Akçaabat-Rize, sonrasında da Bursa- Rize maçlarının ilk yarıları Şişhane, ikinci yarıları Tophane sonuçları vesilesiyle, memleket ahalisine futbol niyetine neyin yutturulduğu tekrardan belli oldu. Meydana çıkamayanların gölgeleri şike, teşvik, tehdit ve güç oyunları vesilesiyle Türkiye futbolunun üstüne tekrar ve tekrar düşmekte; ve bu oyunu çok da basit bazı adalet kurallarını uygulayarak ve dağıtarak yönetmesi gereken Futbol Federasyonu yine “iş yavaşlatma'' eyleminde.

En son, Trabzonspor’a ve Denizlispor’a verilen cezaları da duyunca, artık alelacele en yakındaki mahalleye gidip, çocukların maçını izlemek için yer ayırtmak gerekiyor, Karışmadan ama... Bilinir, hiç bir zaman hakemin olmadığı mahalle maçlarında bile, en kötü ortak vicdan kararı, bunların adaletinden daha iyidir. Federasyon seçimleri de yaklaşıyor, başkanın karşısına da kimse çıkmıyormuş, veya çıkamıyor. Madem öyle yeni bir yönetim anlayışı devşirmeli. Nasıl mı? 29 Nisan gazetelerinde artan teşvik, şike muhabbetlerine yönelik olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaptığı açıklama yer aldı. Galiba Diyanet  İşleri de yavaş yavaş oyuna ısınmaya başladı. Lâkin imamların cemaat ilişkileri vesilesiyle de dikkat etmeleri gereken hassas hadiseler var. Futbol asla başka bir şeye benzemez, maazallah gruplaşmalar olmaya başlar, Fenerli imam gaza gelip hafif tarafgir bir vaaz verirse, mübarek mekânın nereye döneceği de düşündürücüdür. Eğer gerçekten faydalı olmak istiyorsa, bir üyesini de Federasyon’a göndermeli. Bu vesileyle, futbolda yasak olduğu kesin olan hareketlerin ve tertiplerin ne kadar günah olup olmayacağı konusunda, başkana ve yönetime sürekli dini ve vicdani şarj uygulanabilir -ki bu vesileyle bir sürü mazlumun hayır duası alındığı gibi, ortalığın günah cehennemine dönmesi de engellenmiş olur-. Hiç merak etmesinler, şarj uygulayacakları adamların hepsi de ‘dini bütün, Müslüman’ insanlar.

Öte yandan madem Diyanet bu kadar oyuna girmek istiyor, bir iki üyesini de -eski de olur- malum ekran tartışma programlarına göndersinler. Haftanın her günü orada burada konuşan futbol zevatından eksikleri mi var? Bu vesileyle öyle alenen atıp tumanın ne kadarının caiz olup olmadığını belirtir, ağzını bozana da pis pis bakıp, Kuran kursu talebesi muamelesi çekerler.

Sonuç itibariyle, bir türlü dokunulamayan derin futbolumuzun insafa gelmesine yönelik yapılan bu pek sıcak ve samimi girişim iyi değerlendirilmelidir. Eğer atılan bu pas iyi anlaşılmazsa ortam radikal gruplara kalır ki, sonrasını hepimizi biliyoruz; asker gelir ve topu keser.

 

(Kâr amacı gütmemek şartı ile bu yazının tüm hakları, yazarını ve ilk yayınlandığı yayını belirtmek kaydıyla kullanmak isteyene aittir...)