Eylem Dramaturjisi

-
Aa
+
a
a
a

İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nin soluk yüzlü, insanın içini karartan koridorlarından geçip, bölüm odasına girebilmek için, sloganlar atarak yavaş adımlarla yürüyen kalabalığın içinde bir süre sürüklenirdim. Okulun kapısında içeri girerken, kapıda bekleyen çevik kuvvetleri ve panzerleri görünce, içeride yaşayacaklarım bir sürpriz olmaktan çıkardı. Kapıda eylem yapan türbanlı öğrenciler, bir kaç gün sonra peruklarıyla okul koridorlarında dolaşacaklar, kendilerince eylemlerini sürdürecekler ve biçimsel bir uzlaşma sergileyeceklerdi. Öğrencilerin göz altına alınmasını, YÖK’ü ya da aydınlarımızın hapse atılmasını protesto etmek amacıyla bir araya gelen grupların sesleri, koridorlarda tekbir seslerine karışabiliyordu. Edebiyat Fakültesi, gündemin nabzını tutuyor ve olanlara karşı söyleyecek mutlaka iki çift lafı oluyordu. Deniz Gezmiş, Nazım Hikmet, Yılmaz Güney yani sol kanadın logoları, kantin duvarlarını süslerdi. Sanatlarının ve eylemlerinin ardındaki anlamları iyice yitirdiklerini vurgularcasına afişlere bir de orak ve çekiç eklendi mi...
Yine olaylı bir okul gününden sonra, Boğaziçi Üniversitesi kütüphanesine gittim. Kütüphane önünde koca bir halka oluşturan öğrenciler ve bu halkanın ortasında bildiri okuyan bir öğrenci... Öğrendim ki, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri “otopark” eylemi yapıyorlarmış.

“Protestonun amacı ve sonuçları ne olursa olsun, modern toplum için potansiyel bir değeri vardır” diyor James M. Jasper, Ahlaki Protesto Sanatı adlı kitabında. Protestoların –bazılarına cismen ve fikren katılmasak bile- eylemlerimizi tekrar sorgulamamıza yol açtığı bir gerçek. Kitapta, “protesto”, tarihteki gelişimi ve modern toplumlara kadar gelişen dili ve yöntemleriyle ele alınıyor. Protesto sanatı, protestonun bireysel ve toplumsal var oluşuna, nasıl biçimlendirildiğine, değiştirme inancı ya da ütopyasını nasıl hayata geçirildiğine dair yapılan çözümlemelerle açıklanıyor. Kamuoyu tartışmalarına yön vermek ve sağduyuyu şekillendirmek konusunda, protestonun önemine dikkat çekiliyor.

Evrenin büyüsü, ahlaki kavrayışı, modern zaman süpürgeleriyle ortadan kaldırıldı mı ve protesto, hayatın anlamlı olduğuna işaret etmenin bir yolu mu?

Sosyal, psikolojik ve tarihsel koşullara sistematik bakış

Protesto kavramının tarih içindeki serüvenine bu çalışma rehberliğinde bakıldığında, protesto edilen durum ve olayların değişkenliği göze çarpıyor. Modern zamanlara geldiğinde, protestonun bir kavram olarak tekrar gözden geçirilmesi, bir performans olarak değeri ve yöntem farklılıkları önem kazanıyor. Bu Kundera’nın “Ölümsüzlük” adlı romanında Prof. Avenarius’un, kişilere “tam eşeklik diploması” postalaması gibi bireysel bir eylem de olabilir, bir tiyatro oyununa benzeyen örgütlü bir gösteri de.

Bu gün Fransa, Le Pen’in birinci tur seçimlerinde etkin bir varlık göstermesiyle hareketli günler yaşıyor. Binlerce gösterici, aşırı sağın yükselişine sokaklarda tepki gösterdi. Kısa bir süre önce Cenova'daki G-8'ler toplantısında, bir kişinin ölümüyle sonuçlanan küreselleşme karşıtı hareketler, küreselleşmenin oluşturduğu eşitsizlikleri ve küresel sosyal politika arayışlarını tekrar gündeme getirdi. Eylemciler, işçi temsilcilerinden çiftçilere, insan hakları savunucularından çevrecilere, azınlık hak ve temsilcilerinden yeşillere kadar uzanan geniş bir yelpazde yer alıyordu. Türkiye’de ise memurlar geçim derdinden, Bergamalılar siyanür yüzünden, Müslüman dayanışması ve duyarlılığını, söylemlerine iliştiren parti üyeleri ve sempatizanlarının İsrail’e karşı tepkilerini dile getirmek arzusuyla sokaklardaki buluşmalarını ara ara sürdürüyorlar. Nükleer santrallere karşı tepkiler, hayvan hakları savunucuların talepleri, Cumartesi Anneleri’nin Galatasaray buluşması, eşcinsellerin hak arayışları.... Tüm yerel ve evrensel başkaldırı biçimleri, protestolarla güç kazanıyor ve edilgen birey ve toplum portrelerini ortadan kaldırıyor.

Bu hareketlilik içinde, “Ahlaki Protesto Sanatı” adlı çalışma, dünden bu güne protesto okumaları yaparak gündemi kavrayışımıza destek veriyor, protestoyu ve beraberinde sorgulanması gereken tüm sosyal, psikolojik ve tarihsel koşulları sistematik bir bakışla ele alıyor. Suskunluk, kabullenişin başka bir formudur. Protesto, toplumun ve kişilerin genel işleyişe karşı eleştirisini içerir. Ama yorumlama çağında protesto da eleştirilmesi ve tekrar okunması gereken kavramların dışında yer alamaz.

Ahlaki Protesto Sanatı James M. Jasper(Toplumsal Hareketlerde Kültür, Biyografi ve Yaratıcılık)Ayrıntı Yayınları

(Le Monde Diplomatique Türkiye'nin Mayıs sayısında yayımlanmıştır.)