Aklıma Gelenler – 4

-
Aa
+
a
a
a

"Out of Tune", Patterson & Barnes

Genel kapsamı içinde sanat ile ilgili eğitim kurumlarının, konser salonlarının, sergi salonlarının, kültür merkezlerinin ve benzeri kurumların İstanbul – Ankara – İzmir dar üçgeni içinde kalması ve ülkenin diğer illerinin bu konularda küçümsenircesine ihmal edilmesi büyük ayıptır. Bu gerçekte sanatçıların bu üç büyük şehirde yaşamayı tercih etmeleri ve dolayısıyla yetişmiş sanatçıların diğer illerde adeta asla yaşayamayacaklarına inanmaları da yatmaktadır. Nitelikli sanatçılar tarafından ihmal edilen diğer illerde dar kapsamda verilmeye çalışılan sanat eğitimi, dar kapsamda sürdürülmeye çalışılan sanat hayatı neticesinde bu illerde üretilen sanat çalışmaları ve gerçekleştirilen sanat etkinlikleri nitelik açısından yetersiz düzeyde kalmaktadır.

 Ekonomik nonstandardizasyon

Sosyal ve ekonomik yapı ve yapılanmanın yukarda anlattığım gerçeklerin oluşmasındaki payı büyüktür. Küçük şehirlerden büyük şehirlere göçün sebebi, daha çok ekonomik nedenlere dayanmaktadır. Kişinin yaşadığı ilde veya ilçedeki yaşam standardı olanaklarla sınırlıdır. Birey, ekonomik ve sosyal açıdan gerekli doyuma ulaşmaması neticesinde bu doyumu büyük şehirlerde aramakta, ancak büyük şehire geldikten sonra büyük bir hayal kırıklığı yaşamaktadır. Büyük şehrin sorunları da büyüktür. Kiralar daha pahalı, mesafeler daha büyüktür. İş bulma imkanları kişinin kapasitesi ve iş imkanlarının olanakları ile sınırlıdır. Sözün özü, büyük şehirde yaşanılan sıkıntılar neticesinde birey, geldiği şehrin kıymetini daha iyi anlamaya başlar. Geldiği şehirde kiralar daha ucuz, mesafeler daha kısa, iş bulma imkanı daha fazladır. İçlerinden geri dönenler olduğu gibi, büyük şehirde yaşamak konusunda ısrar edenler de vardır.

Ülkemizin en önemli gerçekleridnden biri de, ekonomik nonstandardizasyondur. Bugün belediyede çöpleri taşıyan işçi, bir üniversite öğretim üyesinden daha fazla maaş almaktadır. Bu sadece örneklerden biridir. Geçim derdinde olan bir kişinin sanatın bir koluyla ilgilenmesi için, eğitim düzeyinin ve gelir düzeyinin daha yüksek olması gerektir. Ancak, ülke genelinde resim sanatı, heykel sanatı, müzik sanatı gibi sanat dalları konusunda özel yetenekleri olan ancak keşfedilmeyi bekleyen binlerce kişi olduğuna olan inancım çok kuvvetlidir.Bireyin ekonomik düzeyi ne olursa olsun, bir yolla bir sanat koluyla ilgilenmesi onun ekonomik dertlerinden bir süre için uzaklaşmasına yardımcı olacaktır. Sanat ile amatör düzeyde bile uğraşan birey, ruhunu, düşünce dünyasını, hayata bakışı ve değerlendirişini geliştirecektir.

Üç büyük şehrin dışındaki illere ve ilçelere, sosyo-ekononik açıdan gelişim imkanı tanınması için, ülke yöneticilerinin bir karar alması gerektir. Üç büyük şehrin dışındaki illerin ve ilçeleri daha iyi yaşam seviyesine çıkartmak, her ilde bir konser salonu, her ilde bir orkestra kurmak, çoksesli müziği sadece büyük şehirlerin taşıdığı bir lüks olmaktan çıkarmak gerekir. Konservatuvarlardan mezun olan binlerce genç ülkemizde yaşamını sürdüren ve sayıları sınırlı olan orkestralara girmeye çalışmakta, bazıları bunu başarmakta, bazıları ise kendilerine farklı iş alanları aramaktadır. Ancak illerimizdeki orkestra sayısını çoğaltırsak, belki gençlere yeni iş alanları yaratmış oluruz.

Sevgili yöneticiler, “Her İle Bir Orkestra” kampanyasını ne zaman başlatmayı düşünürsünüz?