Şubat 2017

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Cüce Şubat, ülkede demokrasinin de iyice cüceleşmesine tanık olunduğu bir aydı. Demokrasinin en temel dayanaklarından biri, “Dördüncü kuvvet” medyanın yerinde yeller esiyordu. Reuters haber ajansının da belirtiği üzere, Türkiye “zorlu koşullarda haber geçilen” bir ülkeydi. Saygın uluslararası düşünce kuruluşu Freedom House Dünyada Özgürlükler Raporu'nda Türkiye'yi 2016'da özgürlüklerin en çok gerilediği ülke ilan etmişti bile.

"Vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,

Değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.

Değil mi ki çiğnenmiş inancin en seçkini,

Değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,

Değil mi ki ayaklar altında insan onuru,

O kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,

Ezilmis, horgörülmüş el emeği, göz nuru,

Ödlekler geçmis başa, derken mertlik bozulmus,

Değil mi ki korkudan dili bağlı sanatin,

Değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,

Doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,

Değil mi ki kötüler kadı olmuşYemen' e

Vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,

Seni yalnız komak var, o koyuyor adama."

William Shakespeare, 66. Sone (Türkçesi, Can Yücel)

Cüce Şubat, ülkede demokrasinin de iyice cüceleşmesine tanık olunduğu bir aydı. Demokrasinin en temel dayanaklarından biri, “Dördüncü kuvvet” medyanın yerinde yeller esiyordu. Reuters haber ajansının da belirtiği üzere, Türkiye “zorlu koşullarda haber geçilen” bir ülkeydi. Saygın uluslararası düşünce kuruluşu Freedom House Dünyada Özgürlükler Raporu'nda Türkiye'yi 2016'da özgürlüklerin en çok gerilediği ülke ilan etmişti bile.

Başka örnekler de vardı. HDP milletvekili Garo Paylan’a "soysuz" diyen A Haber sunucusu hakkında kovuşturmaya yer olmadığına, Paylan'ın soykırım hakkındaki sözlerinin infiale yol açacağını bilebilecek durumda olduğuna karar verilmesi, Özgür Gündem ile dayanışma davasında gazetecilere 10.5 yıla kadar hapis cezaları istenmesi ve Die Welt gazetesi muhabiri Deniz Yücel’in tutuklanması bunlardan bazılarıydı.

Referandumda ‘Hayır’ diyeceğini açıkladığı için işine son verilen İrfan Değirmenci'yi de, Evet diyeceğini açıkladıktan sonra işine devam eden Fatih Çekirge'yi de bünyesinde barındıran Hürriyet Gazetesi, "Karargâhta rahatsızlık' başlığını Cumhurbaşkanı'nın 'çok çirkin, terbiyesizlik, seviyesizlik; bedelini ağır ödeyecekler!' şeklindeki eleştirmesi üzerine geri adım atıp özür diledi. Medya ve Terör Sempozyumu'nda konuşan Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, önce ‘Evet’ oyu vermenin, ‘terör’e karşı da ‘Evet’ oyu vermek olduğunu' söylüyor, sonra da uyarıyordu: "Terörün propaganda gücüne karşı medyanın uyanık olması lazım. Çok açık söylüyorum medya bu konuda inşallah bundan sonra mecburen ayağını denk almak durumunda kalacak!"

Rejim değişikliği projesi de Şubat’ta ivme kazanıyordu: Yüksek Seçim Kurulu parlamenter sistemden başkanlık sistemine geçişi öngören anayasa değişikliğiyle ilgili halk oylamasının 16 Nisan Pazar günü yapılmasına karar verdi. Gerilim artıyor, daha şimdiden sokağa taşmaya başlıyordu.

CNNTürk'teki canlı yayın sırasında kanalı arayan birinin “Yaşamına son verilecek, evine gidemeyecek” dediği CHP'li Selin Sayek Böke'yi Ankara’ya inen uçağında özel kuvvetler mensubu çok sayıda polis karşıladı. MHP'de 'Hayır' oyu vereceklerini açıklayan 4 milletvekili ihraç talebiyle disipline sevk edildi. HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ'ın milletvekilliği, hakkındaki kesinleşmiş hapis cezası gerekçe gösterilerek düşürüldü. Diğer eşbaşkan Selahattin Demirtaş'a "Türk milletini , Türkiye Cumhuriyeti devletini ve devletin kurum ve organlarını aşağıladığı" gerekçesiyle 5 ay hapis cezası verildi. Tahliyesine daha yeni karar verilen milletvekili İdris Baluken ise tekrar gözaltına alındı ve sonra da tutuklandı.

AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın, referandum için oylarını “Evet” olarak açıklayanlar üzerinde daha fazla baskı olduğunu iddia ettiği o günlerde, AKP Manisa İl Başkan Yardımcısı Ozan Erdem, referandumda hayır çıkması ihtimalini işaret ederek, "Oylamada başarısız olursak iç savaşa hazırlanın" açıklamasını yapıyor, Düzce'de yaşayan S.A. isimli bir genç, kent meydanında, bir arkadaşıyla ellerinde tabanca ile çektirdikleri fotoğrafı, "Başkanlık sistemine 'hayır' diyenleri tıpkı 15 Temmuz gibi sokaklarda bekliyor olacağız" notuyla Facebook hesabından paylaşıyordu.

Sokaklarda 'hayır' bildirileri dağıtanlar gözaltına alınırken, Ümraniye Modoko Camii İmamı Hüseyin Güleç , 3 Şubat 2017’de başka bir camide verdiği Cuma vaazında başkanlık sistemine hayır diyenleri gafillikle suçlarken cemaatin isyanı ile karşılaşıyordu.

Bulabildikleri bütün kanallardan “evet” kampanyasına katılan rektör, kaymakam ve kamu yöneticilerinin seviyesi artık Başbakan Binali Yıldırım'ın da tepkisini çekiyordu. Başbakan "Bu yaptıkları işgüzarlık, konuyu medyaya malzeme yapmasınlar" diyerek onları kendilerine çeki düzen vermeleri konusunda uyarıyordu. Ama, Diyarbakır'ın Ergani İlçesi'nde yaşayan 3 eşli Mustafa Çelik'in resmi nikâhlı eşinden dünyaya gelen kız çocuğuna 'Evet' adını vermesi üzerine kendisine uyarı değil, AKP İlçe Başkanı tarafından çeyrek altın hediye ediliyordu.

2017 Şubat ayının Türkiye'sinde  Ziraat Bankası, PTT, BİST ve bazı kamu şirketleri Varlık Fonu'na devredildi. OHAL kapsamında çıkarılan ve Resmi Gazete'de yayınlanan 686 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile 4 bin 464 kamu görevlisi ihraç edildi.

“Hocaların hocası” Profesör Korkut Boratav,  ihraçlara ilişkin olarak, "1948’de babamı, 1980’de beni, bugün de asistanımı üniversiteden attılar. Her dönem biraz daha gaddarlaşıyorlar. Yapılan 12 Eylül’den de diğerlerinden de daha kötüdür" dedi. 93 akademisyenin ihraç edildiği Ankara Üniversitesi’nin Cebeci Yerleşkesi, polis saldırısı ve gözaltıların ardından kapatıldı. Yayıncı-yazar Tanıl Bora, Ankara Üniversitesi SBF’de 15 yıldır yüksek lisans öğrencilerine verdiği "Türkiye’de Siyasi Düşünceler" dersini “içime sindiremedim” diyerek kapattı.

En trajik haber ise Mersin’den geldi. Barış İçin Akademisyenler’in “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bildirisine imza attığı gerekçesiyle Beşiktaş'taki terör saldırısının ardından sözleşmesine son verilen, sonra da imzacı olduğu gerekçesiyle iş bulamayan Çukurova Üniversitesi Araştırma Görevlisi Mehmet Fatih Traş, Mersin'deki evinde intihar etti.

Gündemin kirliliği ülkenin havasına da sirayet etmiş gibiydi. Dünya Sağlık Örgütü’nün yeni raporundaki ölçümlere göre, şehirlerde yaşayanların yüzde 80’i tehlikeli sınırların üstündeki koşullarda yaşamını sürdürüyordu. Rapora göre, Avrupa’daki şehirler baz alındığında ilk 10’a Türkiye’den 8 şehir girmekteydi: Sırası ile Batman, Hakkari, Gaziantep, Siirt, Afyon, Karaman, Iğdır ve Isparta. Başlıca sebepler arasında, kamyon, otobüs, inşaat makineleri egzozlarından, odun, kömür gibi fosil yakıtlardan ve orman yangınlarından yayılan kirlilik gösteriliyordu.

Kirlilik her yerdeydi. Asya'da görmeye alıştığımız maskeler yavaş yavaş Avrupa'da da yayılmaya başlıyor, İran'ın Ahvaz şehrinde insanlar hava kirliliği, su kıtlığı ve elektrik kesintilerini protesto için sokaklara çıkıyordu.

Afrika kıtasında ise büyük bir felaket koşar adım gelmekteydi. Dünya genelinde 6 yıldan beri ilk kez, Güney Sudan'ın bazı kesimlerinde açlık yaşandığı ilan edildi. Somali'de de yağışsız geçen yağmur mevsimlerinin ardından otlakların yerini birkaç cılız dikenli bitki almış, keçilerle develerin ardı ardına öldüğü büyük bir kıtlıktan bahsedilir olmuştu.

 

Benitu, Güney Sudan, 10 Şubat 2017. Savaş nedeniyle evlerini terkedenlerin yerleştirildiği bir kampta sabahın erken saatinde su için bekleyenler.
(The NewYork Times / Tyler Hicks)

UNICEF’in raporuna göre de, Nijerya, Somali, Güney Sudan ve Yemen’de 1, 4 milyon çocuk, açlıktan ölmenin eşiğindeydi. Bir diğer uyarıyı yapan İngiliz yardım kuruluşu Oxfam, bu üç ülkedeki krizden uluslararası toplumu sorumlu tutmuş, açlık krizi denen şeyin aniden ortaya çıkmayacağına dikkat çekmeye çalışmıştı.

Kıtlıkların hemen ardından gelen savaşlardan ötürü de, başta en savunmasızlar olmak üzere pek çok insan hayatlarını peş peşe kaybetmekteydi. Birleşmiş Milletler, geçen yıl Afganistan'da çatışmalar sonucu ölen ve yaralanan sivil sayısının yüzde 3 artışla rekor düzeye çıktığını açıkladı. BM'ye göre ölenlerin üçte biri çocuktu ve ölmeye devam ediyorlardı. Afganistan'ın Helmand bölgesinde hava saldırılarında neredeyse tamamı kadın ve çocuklardan oluşan 18 sivil hayatını kaybetmiş, Irak’ta yapılan resmî araştırmaya göre, 2003'teki ABD işgali sonrası yaşanan şiddet olaylarından dolayı 600 bin çocuk yetim kalmıştı.

2017 yılının en çarpıcı haberlerinden biri de Şubat’a tarihlendi. 21.yüzyıl ikinci onyılı biterken Suriye’de 3300 yıllık su dolaplarıyla ünlü kadim Hama kentinde esir takası yapılmış, Esad rejimi ile muhalifler arasında 100'ün üzerinde çocuk ve kadın değiş-tokuş edilmişti!

Şubat’ta dörtbir yanda katliamlar da sürüp gitti: Kabil'de Yüksek Mahkeme binası, Somali başkentinde bir pazar yeri, Irak başkentinde ikinci el araç pazarı, Pakistan'ın güneyinde bir Sufi türbesi, Suriye'de İdlib şehir merkezi hedef alındı, saldırılarda yüzlerce insan vahşice katledildi.

Kabil, Afganistan (Omar Sobhani / Reuters)

Bir yandan roketler uçuşuyordu: Yemen'den Suudi Arabistan şehirlerine roket saldırıları düzenleniyor, Güney Kore Kuzey Kore'nin yeni bir füze denemesi yaptığını bildiriyordu.

Suriye ordusunun 2016 yılında Halep'te kimyasal silah kullandığına dair iddialara yer veren HRW raporunu amatör bulan Rusya, Çin’le birlikte hareket ederek, BM Güvenlik Konseyi’nde Suriye hükümetine yaptırım uygulanmasını öngören tasarıyı engelledi. Yine Rusya, Suriye'nin El Bab şehrinde TSK, ÖSO ve IŞİD arasında geçen çatışmalar esnasında, IŞİD hedefleri yerine yanlışlıkla Türk askerlerinin olduğu bir binayı vurdu. 3 Türk askeri şehit oldu, 11 asker yaralandı.

Fırat Kalkanı operasyonu kapsamında 24 Şubat  itibariyle El Bab şehri IŞİD'den alınmış ama Milli Savunma Bakanı Fikri Işık'ın deyişiyle 'Arzu ettiğimiz sonuç' tam olarak alınamamış, namlular ve siyasi açıklamalar bu sefer Mümbiç ile Rakka'ya çevrilmişti.

Küresel silah satışlarında son 5 yılda yüzde 8,4 oranında artış kaydedildiği dünya pazarında, silah stoklayanların başında Asya ve Ortadoğu ülkeleri geliyor, en büyük silah ihracatçılarının, ABD öncülüğünde, Rusya, Çin, Fransa ve Almanya olduğu açıklanıyordu.

Küresel silah ticaretinde % 33 payla uzak ara önde olan ABD'nin yeni başkanı, gelecek yıl bütçe planında savunmada 54 milyar dolarlık, yani yüzde 9 oranında artış isteyeceğini açıkladı.

En çok seyredilen televizyon kanallarının canlı olarak yayınladıkları Beyaz Ev'in günlük basın toplantılarının, gün içinde en çok seyredilen programlardan biri haline geldiği ortaya çıkarken, Beyaz Ev Sözcüsünün basın toplantılarına, CNN, BBC ve New York Times gibi bazı önemli medya kuruluşlarının temsilcilerinin alınmaması büyük infiale yol açtı. Başkanın Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Flynn'in, gece geç saatlerde istifa ettiği haberi, buna rağmen tüm yayın organlarında en fazla konuşulan haberler arasına girmeyi başardı.

Şubat ayında mültecilik ve göçmen dramları, hatta trajedileri gene gündemdeydi. Oscar töreni için Los Angeles’a uçmaya hazırlanan 21 yaşındaki Suriyeli kameramanın ABD’ye giriş izni, Müslüman nüfuslu ülkelere vize yasağı nedeniyle iptal edilirken, ABD'den sınırdışı edilen Meksikalı  sığınmacı, gümrük kapısı yakınında bir köprüden atlayarak intihar etti.

Avrupa'da da durum benzer nitelik kazanmaya başlamıştı. Almanya’da iltica politikasını sertleştiren yasa tasarısının kabul edildiği günlerde, ülkede geçen yıl mültecilere ve mültecilerin kaldığı yurtlara yönelik 3 bin 500’ü aşkın saldırı olduğu duyuruluyordu.

Trablus, Libya, Tarık Al Matar Mülteci Kampı (Taha Jawashi / AFP / Getty Images)

Afrika'dan İtalya'ya geçmeye çalışırken boğularak ölen 87 göçmenin cansız bedenlerinin vurduğu Libya kıyılarında ise köle pazarlarının kurulduğu haberleri gelmeye başlamıştı.

Fransa cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aşırı sağcı aday Marine Le Pen seçim kampanyasını başlatmış, AB'den ayrılmasının (Frexit) yanı sıra NATO'dan ayrılmayı da gündeme getirmişti.

Azerbaycan’da Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atadığı eşi  Mihriban Aliyeva “iktidara muhalif olabilirsin, fakat kendi ülkene muhalif olmamak lazım. En korkunç olanı da budur” dedi ve bu sözlerle dünya siyaset literatürüne yepyeni bir muhalefet tanımı armağan ederek görevine başladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres temel insan haklarını yok saymanın "çarpık popülizm fenomeniyle beraber " bir "hastalık" gibi yayıldığına, bu durumun hoşgörüsüzlüğü arttırdığına dair uyarıda bulunuyordu. Diğer yandan halklar arasında duvarlar yerine köprüler kurulmasının önemine bir kez daha dikkat çeken Papa'nın, "Köprüler, dışlayıcı, ayrıştırıcı, ırkçı ve hoşgörüsüz duvarları aşma kapasitesine sahiptir" diyen mesajı duyulmuş olsa da, 2017 yılı, daha şimdiden tarihe bu uyarıların dikkate alınmadığı bir yıl olarak geçeceğe benziyordu.