Dünya çocuklarının iklim mücadelesi: Harry Potter kurtarmayacak, iş bize düştü!

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Çocukluk, tuhaf yetişkinlerin, ‘tatlılık olsun diye’ çabası altında, maskeleşmiş yüz ifadeleri ve inceleştirilmiş ses tonları ile yaklaşmaları gereken bir yaş grubu topluluğu değil! Karşımda oturan 10-15 yaşlarındaki iklim eylemcileri ciddi ve kararlılar: Sanki “Çekilin önümüzden!” der gibi bir halleri var yetişkinlere, ‘Paris Anlaşması’nın uygulanmaya başlamasını’, ‘karbon emisyonunun azaltılmasını’ talep ederken…
 

Fotoğraf: AP

Tuğçe Özbiçer'in Gazete Duvar'daki haberi...

16 yaşındaki İsveçli Greta Thunberg, küresel çapta güç kazanan 'Fridays For Future' iklim hareketinin geçtiğimiz yıl başlattığı eylemle sembolü oldu. 2018’in 20 Ağustos günü, İsveç’te yapılmak üzere olan genel seçimler öncesinde eylemini ilk kez gerçekleştirdi. Elinde “Skolstrejk för klimatet” yani “İklim için okul grevi” yazılı pankartıyla, okula gitmeme kararı alan bu genç eylemci, ‘politikacıların iklim değişikliğini gerçek bir kriz’ olarak değerlendirerek, hemen harekete geçmelerini istiyordu.

Eylemi anne babası veya arkadaşlarının desteği olmadan başlatan Greta’nın sesini dünyaya Guardian Gazetesi’nden David Crouch’la yaptığı söyleşi oldu. Ömer Madra’nın 'Parlamento Önünde Dersleri Asmak' başlığı ile Türkçeleştirerek, Açık Radyo’nun internet sitesinde paylaştığı röportajda, Greta okulu kırmasıyla ilgili kendisine sorulan soruya şöyle yanıt veriyor: “Okulda neyi kaçırıyorum? Orada ne öğreneceğim? Olgular ve gerçekler bir şey ifade etmiyor artık. Politikacılar bilimcileri dinlemiyor; o zaman ben ne öğreneceğim ki?”

ÇOCUKLAR İKLİM KRİZİNİ YETİŞKİNLERE ANLATIYOR: DURUM ACİL!

Greta’nın Cuma günleri iklim krizine dikkat çekmek için gerçekleştirdiği okul kırma eylemi, 15 Mart’ta Türkiyeli çocuklarca da sahiplenildi. Atlas Sarrafoğlu adlı 11 yaşındaki iklim eylemcisinin sosyal medyadan yaptığı çağrı ile İstanbul Bebek Parkı’nda bir araya gelen çocuklar, gençler ve ebeveynler politikacılara taleplerini ilettiler. İlk eylemlerinde belirli bir kitleye ulaşarak dikkat çekmeyi başaran çocuklar, '12’nci İstanbul Belgesel Günleri Documentarist' kapsamında Taksim’de bir araya gelip, “Durum acil!” diyerek, yetişkinlere iklim krizini anlattılar.

‘HARRY POTTER DÜNYAYI KURTARMAYACAK, İŞ BİZE DÜŞTÜ!’

Ellerinde “Gezegen B Yok!” ve kutup ayısının bir kum saati içerisindeki buz parçasında mahsur kaldığı “Zamanımız Tükeniyor” yazılı pankartlarıyla sandalyelere oturuyor çocuklar. Minik bir belgeselle başlıyor etkinlik, Açık Radyo’daki Ömer Madra ve Can Tonbil’in programına konuk olan çocukların söylediklerinden kesitler ve 15 Mart’taki eylemden görüntüleri içeren. Programa katılan Samra, “Harry Potter dünyayı kurtarmayacak, iş bize düştü!” diyor ve ‘korktuğunu’ ekliyor. 4’üncü sınıf öğrencisi Rüya ise ‘okulundaki alt sınıf öğrencilerine iklim krizini anlattığını, bazısının endişelendiğini, bazılarının ise güldüğünü’ söylüyor. “Tek dünya, tek şans!”, “Gezegenden çıkış yok!, “Geleceğimle oynama, kömür yakma!” sloganları ile biten belgeselin ardından çocuklar endişelerini, taleplerini, eylem planlarını anlatmaya başlıyorlar, Can Tonbil’in moderatörlüğünde.

Yaşları 10-15 arası değişen eylemciler, ‘iklim krizinden Greta’nın başlattığı hareket ile haberdar olduklarını’ anlatırken metanetli, ciddi ve oldukça da bilinçliler. ‘Okul müfredatlarında iklim krizine yeteri kadar veya hiç değinilmediğinden’ şikayetçi hepsi; fakat yine de ‘farkındalık yaratma konusunda öğretmenlerin tavırlarının önemli olduğu’ fikrindeler. Yetişkinler, siyasetçiler ve eğitimcilerin almadığı sorumluluğu alarak, arkadaşlarını evine toplayıp onlara iklim krizi ile ilgili belgeseller izletmek, okuldaki minik bir panoda durumun aciliyetine dair çalışmalar paylaşmak ya da sınıflarda sunumlar yapmak çocukların izledikleri yollardan. ‘Krizi umursayanlarla hızlıca bir araya gelerek somut sonuçlara ulaşmanın, daha etkili bir yöntem olduğu’ kanısındalar; seslerini ise en çok sosyal medya üzerinden duyuruyorlar.

Örneğin nesli tükenen bir hayvan olan “mozaik kuyruklu fare” ile aynı ismi taşıyan bir Instagram hesabından, diğer yok olan veya yok olmak üzere olan canlıların fotoğraflarını koyuyor ya da Twitter üzerinden eylemlerini paylaşıyorlar.

‘HAYVAN ENDÜSTRİSİ KRİZİN EN ÖNEMLİ NEDENLERİNDEN’

Çocukluğu, tuhaf yetişkinlerin, ‘tatlılık olsun diye’ çabası altında, maskeleşmiş yüz ifadeleri ve inceleştirilmiş ses tonları ile yaklaşmaları gereken bir yaş grubu topluluğu olmadı hiçbir zaman bana göre! Ve buradakiler de; hem ne yaptıklarına dair sahip oldukları bilinç hem de çözüm önerileri ile size bunu hatırlatıyorlar… Sanki “Çekilin önümüzden!” der gibi bir halleri var, hepsinin yetişkinlere; ‘Paris Anlaşması’nın uygulanmaya başlamasını’, ‘karbon emisyonunun azaltılmasını’ talep ederken veya veganizm üzerine gelen soruya ‘hayvan endüstrisinin iklim krizinin 2’inci büyük etkeni olduğu’ cevabını ciddiyetle açıklarken.

ÇOCUKLARDAN İŞBİRLİĞİ ÇAĞRISI: BUGÜN DEĞİLSE NE ZAMAN? BİZ DEĞİLSE KİM?

İzledikleri belgeseller sonrası bunun bir film olmadığını anladıkları anla yüzleşmek onları hem ürküten, hem harekete geçiren bir gerçeklik. ‘Yaptıklarının politik bir eylem olduğunu bildiklerini fakat asla siyasi partilerle veya kişiliklerle anılmak istemediklerini, bunun dünya çapındaki gençler ve çocuklara ait bir oluşum olduğunu’ vurguluyorlar. Yetişkinlerin, bazı çocukların ebeveynleri de dahil olmak üzere, ‘kendilerini birilerinin yönlendirdiği’ ya da onların ‘bir avuç çocuk’ olduklarına dair küçümsemelerine tahammülleri yok. Bu anlamda, iklim krizine karşı mücadelenin “Fridays for Future (Gelecek için Cuma Günleri)” veya “Extinction Rebellion (Yokoluş İsyanı)” gibi organlarında, yaş, cinsiyet ya da ırk demeden bütünleştiricilik ışığında, fikirlerini dikkate alan, onları önemseyen diğer gönüllülerle beraber olabilmek onlara güç veriyor.

Birey bazında yapabileceğimiz değişiklikleri ‘geri dönüşüme önem vermek, eski bir giysiden yeni bir çanta yapmak, tüketimi azaltmak (özellikle hayvan ürünlerini), suluk taşımak, plastik ürünleri kullanmamak, kovayla duş almak’ olarak örnekleyen çocuklara şimdiye dek Iğdır’dan, İzmir’den, Ankara’dan, Sakarya’dan, Diyarbakır’dan ve daha başka kentlerden destek de geldi. 24 Mayıs’taki eylem sonrası, yaz tatilini dolu dolu geçirip, 20 Eylül’de dünya çapında çocuklarca, 27 Eylül’de ise yetişkinlerin de dahil olacağı büyük grevlere hazırlanan ‘iklim aktivistleri’, kararlı ve umutlular.

‘Çevreye beton yapıları biz dikmedik, okyanuslara plastik atıkları biz boşaltmadık’ diyerek geleceklerini ve gezegenleri ile barış içerisinde olabilecekleri bir hayatı istiyorlar; kendi yaşıtlarını, siyasileri, eğitimcileri, ebeveynleri ve bizi işbirliğine bu denli acil çağırıyorlar: “Bugün değilse ne zaman? Biz değilse kim?” Seslerine kulak vermeli, hep beraber harekete geçmeli!