Böcekıyamet: Böceklerin yokoluşu ve yaklaşan kıyamet (II)

Açık Gazete
-
Aa
+
a
a
a

Vakanüvisiniz hakir, sorar: Acaba? Bu neslin 'cebrinefs'i, yakın gelecekte gelecek nesilleri bekleyen kıyameti önler mi?

Fotoğraf: AFP

Bir önceki (yani dünkü) vakayinamenin ele aldığı dehşetengiz konuyu birazcık daha sürdürelim istedik. Biological Conservation dergisinde yayımlanan araştırmada dünyada böcek sayısında yılda yüzde 2.5 gibi muazzam hızlı bir düşüş oranı olduğu ortaya konmuştu.

Araştırma sonuçlarını dünya kamuoyu ile ilk paylaşan gazete olan Guardian, bugünkü başyazısında 'haber takibi' yapıyor:

Başyazının başlığı şu: “Böceklerin kitlesel ölümü üzerine: bu hepimizi tehdit ediyor.”

Alt başlığı da şu: “Küresel ısınma ve endüstriyel çiftçilik canalıcı önemdeki ekosistemleri tahrip ediyor.”

Devamla, dünyadaki böcek popülasyonlarının yokolması tehlikesinin çok daha genel kapsamlı bir felaket ihtimalini ortaya çıkardığını, bu felaketin bitkileri, kuşları, balıkları, küçük memelileri, velhasıl hayatı böceklere bağlı olan herşeyi kapsayacağını belirtiyor. Dahası: “Bu daha işin başlangıcı” diye bir ifade kullanıyor ve ekliyor: “Diğer türlerin ve biz kendimizin hayatı da böceklere ihtiyacı olan hayvanlarla bitkilere bağlı. Onlar gittiğinde, biz de gideriz.”

Guardian, başyazısının sonunda bazı hükümetlerin gerekli adımlarını attığını söyleyerek iyimser bir tavır alıyor. AB’nin neonikotinoid denen böcek öldürücüleri yasaklamış olmasını da buna örneak olarak gösteriyor. Ama gerekli değişimin bireysel eylemler gerektirdiğini, 'bizlerin' de birer birey olarak her gün daha az tüketmek, yeme içme alışkanlıklarımızı değiştirerek daha az et yemenin ve daha çok organik beslenmenin şart olduğunu belirtiyor. Başyazının son cümlesindeki nasihat da şöyle:

“Bu kuşağın biraz kendini tutması, torunlarımız için her şeyi değiştirecek.”

Vakanüvisiniz hakir, sorar: Acaba? Bu neslin 'cebrinefs'i, yakın gelecekte gelecek nesilleri bekleyen kıyameti önler mi?

***

Aynı gazetenin kıdemli yorumcularından George Monbiot, 2017 sonlarında kaleme aldığı yazıya “Böcekıyamet” başlığını koymuş, endüstriyel tarım yoluyla insan dışındaki hayat formlarının topraklardan silinmesini, endüstriyel balıkçılıkla birlikte dünyanın en âcil çevre sorunu olarak nitelemişti.

Evet, Monbiot iklim çöküşünden bile âcil bir sorun olarak görüyordu bunu. Ne var ki, kendi gazetesinin başyazarlarından farklı olarak ve onlardan bir buçuk yıl kadar önce, asıl sorumluların 'bizler' değil, küresel pestisid (böcek öldürücü) endüstrisi olduğunu da açık-seçik yazmıştı. Gerek çiftçilerin, gerekse hükümetlerin bu şirketler tarafından muazzam bir üç kâğıda getirildiğini, ilaç dediği(miz) zehirli mamûllerinin yetkililerce denetlenmemesini sağladığını, aynı derecede büyük bir medya taarruzuna girişmek suretiyle bu mamûllerin insan ve doğa sağlığına iyi geldiği dolmasını da bir güzel yutturduğunu yazıyor ve sonunda soruyordu:

“Bu şirketlerin kârları ekosid’e (ekoloji kırımına) bağlı... Peki biz, bu şirketlerin dünyayı rehin almasına izin verecek miyiz, yoksa canlılar âleminin hayatta kalmasının, hisse senedi sahiplerinin kâr getirisinden daha önemli olduğunu kabul edecek miyiz?”

Cevaplamak için bize tanınan süre dolmak üzere galiba ey okur, ne dersin?

 

Vakanüvis ÖM