Türler Arası İletişim

-
Aa
+
a
a
a

Hayvanlarla birbirimizi daha iyi anlamamız mümkün mü? Yeni teknolojiler, insan-hayvan iletişimini geliştirebilir mi? Açık Bilinç’te, geçen hafta MIT'de yapılan 'Türler Arası İletişim' çalıştayından notlar…
 

Fotoğraf: trueactivist.com
Açık Bilinç: 23 Temmuz 2019
 

Açık Bilinç: 23 Temmuz 2019

podcast servisi: iTunes / RSS

'Türler Arası İletişim' çalıştayını iki akademisyen, müzisyen ve aktivist Peter Gabriel, ve Internet'in tasarlayıcılarından Vint Cerf düzenlediler.

Hayvan bilişimi akademisyenleri, teknoloji araştırmacıları, mucitler ve girişimcileri bir araya getiren bir organizasyondu.

Çalıştayın açılış konuşmasında, müzisyen Peter Gabriel hayatını değiştiren ve kendisini bir hayvan hakları aktivisti yapan olayı anlattı.

Bu özetin sonuna ekleyeceğim TED konuşmasında, Gabriel ile Panbanisha isimli bonobonun iki klavyeyle birlikte yaptıkları müzikal doğaçlamayı izleyebilirsiniz.

— / —

Çalıştayın temel sorusu şuydu: Hayvan türleri ihtiyaçlarına göre kendi aralarında çeşitli iletişim yöntemleri kullanıyorlar. Biz insanlar, bu iletişim dünyasına büyük ölçüde dışarıdan bakıyoruz. 

Hayvanların dünyasını daha yakından anlamamız, onlarla konuşabilmemiz mümkün mü?

İnsanlarla diğer hayvanlar arasındaki iletişim ihtimallerine geçmeden önce, hayvanları~kendi aralarındaki iletişim örneklerine bakalım.

Farklı tür hayvanlar, ses, görsel sinyaller, ve koku gibi farklı yollarla kendi aralarında iletişim kurmayı ve haberleşmeyi becerebiliyorlar.

Hatta bazı durumlarda hayvanların farklı türlere ait olsalar da birbirleriyle iletişim kurabildiklerini, yani türler arası iletişimi becerebildiklerini görüyoruz.

Biz insanlarla hayvanlar arasındaki iletişimin en temel boyutu, duygusal sinyalleme denilen ve etkileşimlerimiz sırasında ortaya çıkan duygu paylaşımı.

Peki, duyguların ötesinde hayvanların iletişimde kullandıkları sinyallerin kodunu çözmek, onların "dilinden anlamak" mümkün mü?

— / —

Bu çalıştaydaki "çılgın fikir"lerden birisi şuydu: 

Hayvanların sinyallerini anlayabilir, yorumlayabilir, ve onlarla iletişimde kullanabilirsek, belki yunuslardan okyanusların durumunu, şempanzelerden ormanların halini sorup öğrenebiliriz. Gezegen için birlikte çalışabiliriz.

Bu fikrin gerçekleşmesi doğrusu pek kolay değil. Çünkü farklı türlerin iletişim kodlarını çözebilsek bile aynı kavramsal çerçeveyi paylaşmadan onlara meramımızı anlatmamız ve karşılığında yardım beklememiz mümkün olmayabilir. Dilin  yanı sıra zihinsel bir ortaklık da gerekebilir.

Öte yandan, çalıştaydaki pek çok araştırmacı, yunuslar ve şempanze/bonobo/goriller gibi büyük insansı primatlarla varsayılandan daha geniş bir zihinsel ortaklığa sahip olduğumuzu, ortak bir dil geliştirilebildiğinde zihinsel açıdan da ne denli yakın olduğumuzun ortaya çıkacağını iddia etti.

— / —

Konuşmacılar arasında, uzun yıllardır bonobolorla çalışmakta olan Prof. Sue Savage Rumbaugh da vardı. 

Fotoğrafta Rumbaugh'yu, Peter Gabriel ile emprovizasyon yapan Panbanisha (sağda) ve bonobo dünyasının Einstein'ı diyebileceğimiz erkek kardeşi Kanzi (ortada) görebilirsiniz.

Inline image


Kanzi, kendisi için tasarlanmış bir leksigram (üzerlerine dokunulduğunda sese dönüşen sembollerden oluşan bir tür tablet) aracılığıyla insanlarla iletişim kurabiliyor ve yüzlerce sembolden oluşan bir sözcük dağarcığına sahip olduğu söyleniyor.

Fakat Kanzi'nin marifetleri, sembolik iletişimden ibaret değil.

Kendisini bebekliğinden beri yetiştiren Rumbaugh'ya göre Kanzi sözel cümleleri anlıyor, alet kullanabiliyor, hatta kibrit veya çakmakla ateş yakabiliyor.

Küçük bir örneğini şu videoda izleyebilirsiniz (İngilizce):


— / —

İnsanlarla sembolik iletişim alanında özel bir yere sahip bir başka insansı primat, yine bebekliğinden beri Dr. Penny Patterson tarafından yetiştirilmiş olan goril Koko.

Geçen sene 47 yaşındayken hayatını kaybeden Koko, Kanzi gibi leksigram yoluyla değil işaret diliyle konuşuyordu.

Stanford Üniversitesi'nde Psikoloji doktora tezi olarak Koko'ya bebekliğinde işaret dili öğretmeye başlayan Dr. Patterson, daha sonra akademik kariyerini Koko'yu yetiştirmeye adamıştı.

Bu videoda, Koko'nun hayatından küçük bir kesit izleyebilirsiniz (İng.): 

Bu videoda da, bir nevi türler arası iletişim örneği olarak, Koko'yu hayatı boyunca sahiplendiği ve çok sevdiği kedileriyle oynarken görebilirsiniz (İng.):


— / —

Çalıştaydaki bir başka soru, yeni teknolojilerin ve internet'in insanlar dışındaki hayvanların hayatlarını ne şekilde iyileştirmekte kullanılabileceğiydi.

Evet, akıllı telefonlarımızı seviyoruz ve Instagram'da fotoğraflara bakmaya bayılıyoruz ama unutmayalım, bunun tek örneği biz değiliz!


— / —

Çalıştayda, hayvanlar arası iletişimin yanı sıra hayvan hakları, veganlık, iklim yıkımı ve gezegenin geleceği gibi konular da ele alındı.

Bu temaların bir kısmını, 'Türlerin Yaşam Hakkı' gibi Açık Radyo programlarında dinlemek mümkün.

Türler Arası İletişim çalıştayını organize eden dört kişinin birlikte vermiş oldukları bir de TED konuşması var. 

İlgilenenler, Peter Gabriel ile Panbanisha’nın doğaçlamasına ek olarak, çalıştay temalarını bu konuşmada dinleyebilirler (İng.):


— / —

Çalıştayın son konuşmacısı, kısa bir video mesajıyla katılımcılara selam gönderen ünlü primatolog Dr. Jane Goodall idi.

Goodall'un hayatını, geçen sene Dünya Kadınlar Günü'nde aktarmaya çalışmıştım.

— / —

Bu akışın son sözünü yine Koko'ya verelim. 

Paris'teki 2015 İklim Zirvesi'ne bir video mesajı yollayan Koko, Dr. Patterson'a göre işaret diliyle katılımcı uluslara seslenerek şöyle diyor:

Ben, Koko. 

Bir gorilim. 

Doğayım.

İnsanları seviyorum. 

Gezegeni seviyorum.

Ama insanlar aptal.

Koko üzgün.

Koko ağlıyor.

Gezegeni tamir etmek gerek.

Zaman kalmadı.

Dünyayı koruyun.

Acele edin.

Doğa sizi görüyor.


— / —

Haftaya Açık Gazete tatilde. Dolayısıyla Açık Bilinç'e de bir hafta ara veriyoruz.

6 Ağustos Salı sabahı yeni bir programda beraber olacağız.

Açık Bilinç'i Salı sabahları 9:30'da dinleyebilir, podcast arşivine ulaşabilirsiniz.