1999 Marmara depreminden bu yana 20 yıl

-
Aa
+
a
a
a

1999 Marmara depreminden bu yana 20 yılda neler yapıldı; neler yapılabilirdi, yapılmalıydı, ama yapılmadı? Şimdi ne yapılabilir? Açık Bilinç’te, Gürhan Ertür ve Prof. Nuray Aydınoğlu ile, şehircilik, toplum, ve siyasi yönetim açılarından yaklaşmakta olan depremi konuşacağız.
 

Fotoğraf: NTV
Açık Bilinç: 27 Ağustos 2019
 

Açık Bilinç: 27 Ağustos 2019

podcast servisi: iTunes / RSS

Geçen hafta, Prof. Cenk Yaltırak ile, dünü ve yarınıyla Marmara depremini  yer bilimleri ve mühendislik açısından ele almıştık.

— / —

Serinin ikinci programında, 1999 sonrası yapılmış çalışmalar, kent planlaması, toplumsal ve siyasi yaklaşım, ve deprem hazırlıklılığı konularını konuşacağız.

Bu haftaki konuklarımız, Açık Radyo'da uzun yıllardır "Hayatta Kalmak için Altın Saatler" programını hazırlayan ekipten Gürhan Ertür ve Prof. Nuray Aydınoğlu’nun yıllar içinde dev bir bilgi hazinesine dönüştürdüğü Altın Saatler arşivi... 

— / —

1999 Marmara depreminden bu yana geçen 20 seneyi, şu üç soru ekseninde değerlendirmeye çalışacağız:

1. 1999'dan bu yana neler yapıldı?

2. Neler yapılmalıydı, yapılabilirdi, ama yapılmadı?

3. Bugünden sonra bizler ne yapabiliriz, yetkililerden ne yapılmasını talep edebiliriz?


— / —

Gürhan Ertür'ün ve Nuray Aydınoğlu hocanın yıllardır Açık Radyo’da anlattıkları ve belgeledikleri üzere, deprem sonrasındaki ilk yıllarda jeologlar, mühendisler, şehir planlamacıları, psikologlar, sivil toplum kuruluşları bir araya gelerek çok önemli ortak çalışmalar yapmışlar, raporlar hazırlamışlar.

Bu dönemde kurulan Deprem Konseyi'nin, İstanbul Deprem Master Planını hazırlayan 4 üniversite bilimcilerinin, örnek gösterilecek bir çaba ortaya koydukları açık.

Ne var ki, o yılların emekleri bugün internet'ten hepimizin ulaşabileceği ama kullanılmayan raporlar olarak bekliyor.

Yapılmış kimi faydalı kimi çalışmalardan, AFAD'ın kurulmasından, viyadük ve köprü güçlendirilmelerinden söz etmek mümkün.

Fakat şehir bütününde, denetimsiz yapılarla ve "imar barışı" aldatmacasıyla sürdürülen çarpık kentleşme yüzünden, İstanbul bugün 1999'dan da daha büyük bir risk altında.

Sayılarının çoğaltılması gereken deprem toplanma alanları rant yüzünden yerlerine binalar dikilerek azaltılmış durumda.

1999 sonrası deprem hazırlığı için ayrılan fonların ve toplanan bağışların büyük kısmının ne olduğu meçhul.

— / —

Peki, Çınarcık'ta inşa ettiği konutların yıkılması sonucu 195 kişinin ölümünden sorumlu tutularak hapise giren müteahhit Veli Göçer'i hatırlıyor musunuz? 

Sözcü gazetesinin haberine göre, şimdilerde yeniden inşaat işi yaptığının farkında mısınız?

— / —

Her geçen gün yaklaşmakta olan depremin ardından bir arkeoloji ve tarih çalışması yapılırsa, büyük depremde İstanbul'da neler olacağı da, alınması gereken önlemler de pekala biliniyormuş, fakat 2007'de Deprem Konseyi lağvedilmiş, rant hırsı baskın çıkmış ve göz göre göre felakete doğru gidilmiş denilecek.

— / —

Deprem serisinin bu aşamasında, şu iki soruyu sorabiliriz:

1. Siyasi nedenlerle deprem hazırlıklılığı çalışmalarına sırtını dönen iktidar bir yana, halk nezdinde süren ataletin psikolojik sebepleri ne? 

2. Deprem hazırlığına yönelik şu anda ne talep edilebilir, hangi pratik önlemler alınabilir?

Yaklaşan depremi görmezden gelmenin psikolojisini, gelecek hafta ele alacağız.

Bir sonraki hafta, serinin son programında, bütün mahalle ve okullarda yaygınlaştırılması gereken depreme yönelik halk eğitimini, ve okul ve ev içlerinde uygulanabilecek pratik önlemleri konuşacağız.

— / —

Gelecek depremde başımıza gelecekleri görmek için, 1999'da yaşananları unutmamamız gerek. 

Yazar ve belgesel sinemacı Ümit Kıvanç’ın depremden kısa bir süre sonra hazırladığı belgeseli yeniden izlemenin zamanıdır. 

— / —

Konuklarımız Gürhan Ertür ve Prof. Nuray Aydınoğlu'nun, Medyascopetv için hazırladıkları iki program da çok güzel bir özet sunuyor:

— / —
Bu akışı bitirirken, İstanbul'da artık yeni bir yerel yönetim olduğunu, ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden,1999'dan bu yana heba ettiğimiz çok değerli yıllarda yapılmayan çalışmaların yeniden ve hızla başlatılması ve desteklenmesini talep edebileceğimizi, etmemiz gerektiğini unutmayalım.

— / —

Haftaya, yaklaşan deprem felaketini görmezden gelmenin psikolojisi üzerine konuşacağız.

Duygusal bedel ödemekten kaçınmak, kaygılarımızı şimdi-ve-burada ile sınırlamak, bilişsel bilinçdışımızda yer etmiş alın yazısı inancı, ve bireysel çaresizlik hissi...