Bilimkurgunun alt türleri

-
Aa
+
a
a
a

Omelas'ta Jülide Kayaş ve İsmail Yamanol bir çatı işlevi gören bilimkurgunun alt türlerini ele alıyor.

Bilimkurgunun Alt Türleri

Kökleri çok derinlere uzanan bilimkurgu, sanatın hemen her alanında verdiği sayısız eserle düşün dünyamızı biçimlendirip dönüştürmeyi sürdürüyor. Bilimkurguyu seviyoruz, çünkü bizlere bir yandan hayal gücünün sınırsız olduğunu fısıldıyor, bir yandan da gizem, keşif, merak gibi güdülerimizi harekete geçirme fırsatı sunuyor. Elbette geçmişi uzun yıllara dayanan bilimkurgunun kendisi de zaman içinde değişti, dönüştü, gelişti… Durmamacasına gelişen özelliklerinden biri de kapsamıydı.

Günümüzde bilimkurgu, birçok alt türü kapsayan devasa bir çatı işlevi görüyor. Bu alt türler bir yandan bilimkurgunun ufkunu ve kuşatıcılığını pekiştiriyor bir yandan da çağa ayak uydurup güncelliğini yitirmemesini sağlıyor. Gelin hep birlikte bilimkurgunun dehlizlerinde keyifli bir yolculuğa çıkalım ve hangi alt türün ne tür konulara yoğunlaştığını anlamaya çalışalım.

Afrofütürizm

Afrika kültürünün teknoloji ile kesişimini araştırır.

Terim, ilk kez 1992’de Mark Deny tarafından “Afroamerikalı temaları ele alan ve Afroamerikalıların yirminci yüzyıl teknokültürü bağlamındaki kaygılarını dile getiren kuram” ifadeleriyle tanımlanmıştır. Afrofütürizm, bilimkurgu, tarihi kurmaca, fantezi, sihirli gerçekçilik unsurlarını bir araya getiren kültürel bir estetik, teknokültür, bilim ve tarih felsefesi olup sadece Afrika diasporasının tema ve endişelerini ele almak değil, aynı zamanda geçmişin tarihsel olaylarını gözden geçirmek, sorgulamak, yeniden incelemektir.

Afrofütüristik edebiyat eserleri arasında Samuel R. Delany ve Octavia Butler’ın romanları öne çıkarken, çizgi roman ve sinemada ise en bilinen örnekleri Black Panther ile The Brother from Another Planet'tir.

Alternatif Tarih

“Ya tarihsel bir olay daha farklı biçimde sonuçlansaydı?” sorusundan hareket eder.

Alternatif gerçeklikle yakın ilişki içindedir.

Edebiyattaki ilk örneği, yazar Edmund Lawrence’ın 1899 tarihli “It May Happen Yet” romanı olarak kabul edilir. Napoleon’un İngiltere’yi fethetmesi hâlinde neler olabileceği üzerinden ilerleyen kitap, kendinden sonra bu alt türe eğilecek bütün bilimkurgu yazarlarına kılavuzluk etmiştir.

Ünlü bilimkurgu yazarı Philip K. Dick‘in 1962 yılında kaleme aldığı “Yüksek Şatodaki Adam”, bilimkurgu edebiyatında alternatif tarih alt türünün en bilinen eserlerinden biridir. Anime evreninde ise Steamboy, öne çıkan yapımlar arasında gösterilebilir.

Antropolojik Bilimkurgu

Antropolojik bilimkurgu, insanlığın evrim ve çevreyle olan ilişkisine yoğunlaşırken, “insan nedir?” sorusuna cevap araması ve kültürü daha ön planda tutmasıyla ayırt edilir. Bu alt türün yazarları çoğunlukla antropoloji ile ilgilenen ve bu alanda uzmanlaşmış kişilerden oluşur.

19. yüzyılın ikinci yarısında popülaritesi artsa da, günümüzde çok eser barındıran bir alt tür olduğunu söylemek mümkün değildir.

Robert J. Sawyer’ın 2003 Hugo Ödülü’nü kazanan Neandertal Parallax üçlemesi, Jack London’ın 1907 yılında yayımlanan Adem’den Önce adlı eseri ve Ursula K. Le Guin’in Karanlığın Son Eli romanı bu alt türe örnek olarak gösterilebilir.

Apokaliptik ve Post-Apokaliptik

Daha çok apokaliptik (kıyamet) ve post-apokaliptik (kıyamet sonrası) hikâyelere, soykırım anlatılarına ve dünyanın sonuna veya sonun yaşanmasından sonraki dünyaya odaklanır. Tarih boyunca bilimkurgunun gözde alt türlerinden biri olmuştur. Dehşet uyandırıcı ve geleceğe yönelik ikaz edici özellikleri nedeniyle geniş kitlelerce ilgi görmeyi sürdürmektedir.

Özellikle çağdaş sinemada sıklıkla karşımıza çıkan alt türün en popüler örnekleri arasında da, On the Beach (1959), Oblivion, Terminator ve Mad Max serisi sayılabilir.

Askeri Bilimkurgu

Uzay veya bir başka gezegen gibi geleceğe ait ortamlarda; modifiye insanlar, uzaylılar ve makineler gibi çeşitli düşmanlara karşı, genetik değişikliğe uğramış askerleri de kapsayan fütüristik ve yüksek teknolojili silahlarla yapılan savaşları konu alır.

Askeri bilimkurgu türünün Robert Heinlein’ın Starship Troopers (Yıldız Gemisi Askerleri) romanı gibi bazı örnekleri “düşmanları derhâl havaya uçuralım” yaklaşımını benimsese de, birçok yazar bu alt türü savaş karşıtı temaları işlemek amacıyla kullanır.

Örneğin David Drake’in Hammer’s Slammers dizisi, savaşa hem kahramanlık hem de katliam yönünden yaklaşır. Bu alt türe bir örnek de John Scalzi’nin Old Man’s War serisidir.

Biyopunk

Canlıların üstün özellikler kazanmayı ve uzun yaşamayı amaçlayarak teknolojik yapılarla melez oluşturmasını içerir. Sayborgluk ve ölümsüzlük kavramları biyopunk’ın önemli konuları arasında yer alır. Siberpunk’ın aksine biyopunk’ta bireyler mekanik yollarla değil, genetik mühendisliğin nimetleriyle oluşturulmaktadır. Günümüzün gelişen tıp teknolojisine paralel olarak bilimkurgu eserlerinde gitgide yaygınlaşmaya başladığı görülmektedir.

Robocop karakteri ve Bioshock oyunu en popüler örnekleri arasında gösterilebilir.

Bilim-Gerçek

Çok yakın gelecekte geçen bir bilimkurgu alt türüdür ve günümüzdeki veya gelecek birkaç on yıl içindeki olayları konu alır. Ortamın unsurları okuyucuya tanıdık olmalı veya güncel olarak kullanılıp günümüzde geliştirilmekte olan teknolojilerden yararlanılmalıdır.

Yakın tarihli sinema örnekleri arasında Gravity filmi gösterilebilir. Edebiyatta ise Greg Bear’in Blood Music ve Andy Wier’ın Marslı romanları, bu alt türün öne çıkan eserleri arasındadır.

Bilim-korku

Bu alt türde korku öğeleri, bilimkurgu ile harmanlanarak işlenir. Diğer türlerden farklı olarak, bilimkurguda korku anlatıları herhangi bir doğaüstü güç barındırmaz. Bunun yerine daha çok kozmik korku öğelerinin kullanımına başvurulur.

Stephen King’in sinemaya da uyarlanan O (It) romanı, alt türün öne çıkan örneklerinden biridir. Sinemada ise Alien, Come True ve Pandorum, bilimkurguda korku öğelerini kullanmalarıyla dikkat çeken filmlerden sadece birkaçıdır.

Bilimsel Fantezi

Bu türde öykünün akışı için bilimin bilinen yasaları veya bilimsel teoriler değişikliğe uğrar, göz ardı edilir veya açıkça reddedilir.

Bilimkurgu ile fantastiğin kesişim noktası olarak da değerlendirebileceğimiz bilimsel fantezi, günümüzde nadir olarak işlenmesine rağmen en popüler dönemlerini 1930’lar ve 1940’larda yaşamıştır. Edgar Rice Burroughs’un Mars’ta geçen Barsoom romanları ve Pellucidar dizisi, alt türün en önemli örnekleri arasında gösterilebilir.

Dizelpunk

Dizelpunk, teknolojisinde 1950’lerin retrofütüristik dizel motorlarının kullanıldığı bilimkurgu alt türüdür.

Hava kirliliği, sağlıksız yaşam gibi unsurlar ön plandadır. Özellikle 1. ve 2. Dünya Savaşı arasındaki dönemin kültürü ile teknolojisi yaygın olarak kullanılır. Tales of the FirstOccult War ve Mad Max bu alt türün en bilinen örneklerindendir.

Edisonade

Zor durumlardan ustaca sıyrılan ve bunu yaparak kendisini yenilgiden ve yolsuzluktan, arkadaşlarını ve ulusunu yabancı zalimlerden kurtaran genç mucit öyküleri olarak karşımıza çıkan Edisonade, yerli edebiyatımızda pek örneğini görmediğimiz alt türler arasında gösterilebilir.

Edward Smith’in The Skylark of Space romanı ile Laurence Dahners’ın The Stasis Stories serisi, bu alt türün en popüler örnekleri arasındadır. Televizyon dünyasında ise MacGyver, birçok bölümüyle bu alt türün başarılı bir örneğini sergilemiştir.

Ekolojik Bilimkurgu (İklim-kurgu)

Doğa veya çevre odaklı bilimkurgu alt türüdür. Alt türün odağında, dünyanın gidişatına da uygun olarak küresel ısınma ve iklim değişikliği gibi konular daha sık yer almaya başlamıştır. Adını her ne kadar 2000’li yıllarda almış olsa da, alt türün bilimkurgudaki serüveni epeyce eskiye dayanır.

Örneğin, 80 Günde Devri Alem ve Denizler Altında 20.000 Fersah gibi popüler macera hikâyeleriyle tanınan Fransız yazar Jules Verne, 1890’da kaleme aldığı Kuzey Yolcuları romanında kapitalistlerin kömür rezervlerini çıkarmak için kutupları kasıtlı olarak ısıtmalarından söz eder. Yine 1892 tarihli The American Claimant romanında Mark Twain, sıcak iklim satışına değinir.

Feminist Bilimkurgu

Feminist bilimkurguda cinsiyet eşitsizliği, cinsellik, kadın hakları ve feminizm ön plandadır. Konu bağlamında ütopik ve distopik anlatıların sıklıkla kullanıldığı görülür. Yine intikam üzerine şekillenen kurgularla da karşılaşmak mümkündür. İklim-kurgu alt türünün gelişip yaygınlaşmasıyla birlikte birçok bilimkurgu yazarı, feminist anlatılarına çevreci temaları da dâhil etmeye başlamıştır.

Charlotte Perkins Gilman, Rokeya Sakhawat Hossain, Ursula K. Le Guin, Margaret Atwood, Octavia Butler alt türün öne çıkan yazarları arasındadır.

Grimdark

Genellikle distopik, ahlak dışı, karanlık ve şiddet içerikli unsurlarıyla öne çıkar. Anlatılarda sık sık ahlaki açıdan kötü ve sorunlu karakterler merkeze alınır. Hüzün, umutsuzluk ve şiddet, bu alt türün en belirgin unsurları arasındadır.

C.S. Friedman’in The Coldfire Üçlemesi, alt türün edebiyattaki en bilindik eserleri arasında sayılabilir. Sinemada Riddick ile oyun dünyasında Warhammer 40,000, Grimdark’ın popüler örnekleri arasındadır.

Gotik Bilimkurgu

Gizemden, karanlıktan, ölümden, çürümeden, delilikten ve canavarlardan zevk alan korkunçluğa odaklanır. Vampirler veya kurt adamlar sihirli olmayan yöntemlerle karşımıza çıkartılır.

HP Lovecraft’ın meşhur eseri Deliliğin Dağları’nda ile Stephen King’in The Tommyknockers’ı ilk akla gelen örneklerdir. Pek çok kez sinemaya da uyarlanan Richard Matheson’ın Ben Efsaneyim romanı da konu bağlamında anılması gereken bir başka eserdir.

Grotesk Bilimkurgu

Varlıkları absürt (sıra dışı) özelliklerle yeniden tasvir eden ve dünyaya ait olmayan bir olgu hâline getiren Grotesk Bilimkurgu, 20. yüzyılın başlarında popülerlik kazanmıştır.Korku ile dirsek temasında olan birkaç bilimkurgu alt türünden biridir.

Kitaplarında genellikle grotesk ve tuhaf öğeler kullanmaları açısından H.P. Lovecraft ve Iain M. Banks, alt türün öne çıkan yazarları arasındadır.

Hafif Bilimkurgu (Sosyal Bilimkurgu)

Bu alt türde daha çok psikoloji ve sosyoloji gibi bilim dallarının ön planda olduğu görülür. Alt türün temsilcileri, teknik detaylara ve ayrıntılı gerçekçilik gibi unsurlara eğilmeyi yeğlemez, bunun yerine kurguya yoğunlaşmayı önceler. Anlatılar genellikle karakter ağırlıklıdır ve sosyal değişimler ile kişilerin psikolojileri ve etkileşimleri gibi konular merkeze alınır. Teknolojinin bir miktar rolü olsa bile asıl vurgu teknolojinin nasıl işlediği değil, bireyleri ve sosyal grupları nasıl etkilediği üzerinedir.

Örneğin, Robert Silverberg’in To See the Invisible Man (Görünmez Adamı Görmek) adlı kısa öyküsü fütüristik bir ceza biçiminin bireyi ve çevresini nasıl etkilediğini ele alır. Ursula K. Le Guin, sosyal bilimkurgunun önde gelen yazarlarından biridir.

Hopepunk

Hopepunk, adından da anlaşılacağı üzere insan doğasının iyi yanlarına ve iyilik yapma kapasitesine odaklanır.

“Hopepunk” terimini ilk kez fantazya yazarı Alexandra Rowland, 2017’de “grimdark” akımının zıddı olarak gündeme taşımıştır. Kameron Hurley’nin Yıldız Lejyonları ile Annalee Newitz’in The Terraformers romanları bu alt türe örnek olarak gösterilebilir. Televizyon dünyasındaki en meşhur örneği ise hiç kuşkusuz Uzay Yolu (Star Trek) serisidir.

Isekai

Isekai, kendi dünyasından edilmiş bir kişi veya grubun başka bir dünyada ya da gerçeklikte hayatta kalma mücadelesini anlatır. Genellikle anime ve mangalarda daha çok işlenir.

Blue Gender, Now and Then, Here and There en popüler örnekleri arasında sıralanabilir.

İlk Temas

İnsanların dünya dışı varlıklarla ilk karşılaşmasını ele alır ve dehşet dolu işgal hikâyelerinden ileri teknolojiye ve dünya barışına dair sırlar getiren dost canlısı ziyaretçilere kadar pek çok konuyu kapsar. Dolayısıyla alt tür içinde aydınlık (ütopik) ya da karanlık (distopik) anlatılara rastlamak olağandır.

Dünyalar Savaşı, Çocukluğun Sonu, Contact (Mesaj),Arrival, Dünyanın Durduğu Gün en ünlü örnekleri arasındadır.

Kolonizasyon ve Dünyalaştırma

Bu alt türde insanlığın yabancı gezegenlerde yaşam ortamı kurması, o gezegeni yaşanabilir hâle getirmesi konu alınır. Çoğunlukla yabancı ve uzak ortamlarda geçer. Sık sık ulaşılan gezegenin yerel canlılarıyla ya da çetin doğa koşullarıyla mücadeleye odaklanılır. Kim Stanley Robinson’ın Mars üçlemesi, alt türün en başarılı örnekleri arasındadır.

Liberter Bilimkurgu

Daha çok Amerikan edebiyatında karşımıza çıkan Liberter Bilimkurgu, sağ-özgürlükçü felsefelerin ima ettiği politikaya ve toplumsal düzene odaklanır. Bireyciliğe ve üretim araçlarının özel mülkiyetine büyük önem verilir. Bazı durumlarda ise hiçbir şekilde devlete vurgu yapılmaz.

Robert A. Heinlein’ın Ay Zalim Bir Sevgilidir romanı ile Anthem gibi bazı Ayn Raynd eserleri, alt türün öne çıkan örneklerindendir.

Mizahi Bilimkurgu

Absürt ve hiciv içerikli, genellikle bir alt türün parodisi biçiminde karşımıza çıkar. Bilimkurgu, bilim ve teknoloji gibi ağır unsurlar içerdiği için çoğunlukla ciddi bir sanat türü olarak algılanmasına rağmen bu denklemi bozan eserlerle de karşılaşmak mümkündür. İşte bilimkurgu ile mizahın birbirine temas ettiği nokta da mizahi bilimkurgu alt türüdür.

Douglas Adams’ın meşhur Otostopçunun Galaksi Rehberi, konu bağlamında ilk akla gelen örneklerden biridir. Sinemada Mars Attacks!, Galaxy Quest ve Siyah Giyen Adamlar, türün sevilen işleri arasında gösterilebilir. Yerli sinemamızdaki en bilindik örnekleri ise Turist Ömer Uzay Yolunda ve GORA’dır.

Müzikal Bilimkurgu

Bilimkurgu ile müzikali aynı kurguda buluşturur. Genelde bilimkurgu sineması ve tiyatrosu özelinde kullanılır. Forbidden Zone ve Toomorrow filmleri, bu alt türün ilk akla gelen örnekleri arasındadır.

Nanopunk

Nano-teknolojiye dayalı bilimkurgu alt türüdür Bilgisayar teknolojileri yerine nano-teknolojiler ön plandadır. Siberpunk’a nazaran henüz atılım evresindedir. Ancak çağdaş teknolojinin gelişim ivmesine paralel olarak yaygınlaşıp zenginleşmeyi sürdürmektedir.

Neal Stephenson’ın Elmas Çağı romanı, alt türün öncül ve en popüler örneklerinden biridir. Oyun dünyasında ise Crysis, alt türün yükselen grafiğini vurgularcasına büyük rağbet görmeyi başarmıştır.

Polisiye Bilimkurgu

Polisiye bilimkurguda suç ve suçlularla ilgili hikâyeler, bilimkurgusal unsurlar eşliğinde anlatılır. Teknolojinin polisiye türündeki önemi ve işlevi, bilimkurgu ile polisiyenin yan yana gelmesini kolaylaştıran en önemli unsurlardan biridir. Bir suçu aydınlatmak için sürekli yeni teknolojilerden yararlanılması, bilimkurgunun çok daha uzak gelecekleri kurgulayarak polisiyeyi kendi içinde harmanlamasına da izin vermektedir.

Bilimkurgu edebiyatının ölümsüz yazarlarından Isaac Asimov’un Robot Serisi kitapları, bu alt türün başarılı örnekleri arasındadır. Daha güncel örnekleri arasında ise Lauren Beukes’in Hayat Dolu Kızlar’ı sayılabilir. Romanda, zaman yolculuğu yapabilen bir seri katilin yakalanmaya çalışılması anlatılır.

Robotik-Mekanik Bilimkurgu

Genellikle irili ufaklı, insansı ya da tamamen farklı görünüşteki mekanik araçlar ön plana çıkarılır. Süper robotlar, androidler ve mechalar sıklıkla kullanılır. Yapay zekâ ve tekillik unsurları da bu alt türün öne çıkan konuları arasındadır.

Isaac Asimov’un Ben Robot derlemesi, alt türün edebiyattaki en bilindik örneği olmayı sürdürmektedir. Sinemada Fasific Rim ve Transformers filmleri ile animede Mobile Suit Gundam başarılı örnekler arasındadır.

Sert (Katı) Bilimkurgu

Sert bilimkurguda karakterlerden çok düşünceler ön plandadır. Olay örgüsünün merkezinde gerçekçi, bilimsel ve teknolojik unsurlar yer alır. Örneğin, öykünüz bir Ay kolonisinde geçiyorsa teknolojik konular karakterlerin kişisel yaşamlarından daha öndedir. Isaac Asimov, Robert A. Heinlein ve Arthur C. Clarke gibi büyük yazarlar tarafından popüler hâle getirilmiştir. Bu yazarların aynı zamanda bilim insanı olması, işledikleri konulara çok daha teknik şekilde yaklaşmalarını sağlamıştır. İşteTanrılar, The Andromeda Strain,2001: A Space Odyssey gibi türün önemli eserleri bu kategori çatısı altında değerlendirilir.

Siberpunk

Bu alt türdeki eserler, bilgisayarların, hacker’ların ve bilgisayar/insan melezlerinin yer aldığı yüksek teknolojili, genellikle soğuk, mekanik ve fütüristik bir bilgisayar evreninde geçer. “Yüksek teknoloji, düşük hayat”, alt türle bütünleşmiş sloganlardandır. Yazar Bruce Sterling ve Neuromancer adlı eserinde cyberspace (siber uzay) terimini ortaya atan William Gibson bu alt türün öncüleridir.

Bu türden öykülerde insanların vücutlarında bilgisayar bağlantı girişleri veya yazılımlar (wetware) olabilir ve The Matrix’teki gibi zamanlarının önemli bir kısmını sanal bir ortamda geçirebilirler. Neuromancer ve The Matrix’e ek olarak anime dünyasında Ghost in the Shell de öne çıkan eserler arasındadır.

Slipstream

Slipstream, ana akım konuları spekülatif unsurlar ile harmanlayarak ele alır. Örneğin, Margaret Atwood’un The Handmaid’s Tale (Damızlık Kızın Öyküsü) eseri spekülatif bir gelecekte geçmesine rağmen ana akım romanlar arasında değerlendirilir.

Solarpunk

Solarpunk, doğa ve toplumla bağlantılı olarak sürdürülebilir bir geleceği hayal eder ve gerçekleştirmeye çalışır. Genelde iyimser bir atmosfere sahiptir. Özellikle güneş enerjisine dayalı şehirler ve gezegenler ön plandadır. Tüm teknolojiler, sürdürülebilir enerji altyapısı üzerine inşa edilmiş şekilde karşımıza çıkar. Poul Anderson’ın Orion Shall Rise’ı, Ernest Callenbach’ın Ecotopia’yası ve Kim Stanley Robinson’ın Pacific Edge’i alt türün en bilindik eserlerindendir.

Süper İnsan

İnsan üstü güçleri olan karakterler içerir. Bu karakterler daha çok bilimsel deneylerde kullanılmış denekler olarak karşımıza çıkar. Karakterler çoğunlukla mutasyonlara ve mutasyonlara dayalı biyolojik farklılıklara dayandırılarak var edilir. Özellikle mitolojideki bazı tanrı ve tanrıçalardan, onların sahip olduğuna inanılan güçlerinden esinlenilir. Bilimkurgu edebiyatındaki en bilindik örneği, Alfred Bester’ın Kaplan! Kaplan! romanıdır. Yine Marvel ve DC eserleri de türün en meşhur örnekleri arasında gösterilebilir.

Steampunk

Buhar gücüyle çalışan makinelerin ön planda olduğu, genellikle 19. yüzyılda ve Viktorya Dönemi İngiltere’sinde geçen bilimkurgu alt türüdür. Teknolojisi de bu tarihlere uygun olarak Newton fiziğine dayalıdır. Scott Westerfeld’in Leviathan adlı eseri, bu alt türün öne çıkan örneklerinden biridir.

Tech Noir

Tech Noir, kara film ile bilimkurguyu birleştirmesiyle ve teknolojiyi tehdit edici ve yıkıcı bir güç olarak sunmasıyla ayırt edilir. Distopyaya ve apokaliptiğe eğilim gösterir. Aynı zamanda teknolojik gelişmelerin, ortaya çıkan yeni cihaz ve ürünlerin toplum hayatında oynayabileceği olumsuz rolleri düşler.

Son dönemin popüler antoloji dizilerinden Black Mirror, bu alt türün en gözde yapımları arasındadır. Yine Philip K. Dick’in “Androidler Elektrikli Koyun Düşler mi?” romanından uyarlanan ve yönetmenliği Ridlet Scott tarafından üstlenilen Blade Runner filmi de alt türün dikkat çekici eserleri arasındadır.

Uzay Operası

Bilimkurgunun çoğunlukla uzayda geçen, heyecan verici maceraların yer aldığı ve romantizmin vurgulandığı bir alt türüdür. Genellikle uzayın derinliklerinde veya uzak bir gezegende kötü adamlarla vuruşan iyi adamlar konu alınır. Bazen de tamamen keşif odaklı gizemli uzay yolculuklarına yoğunlaşılır. Star Wars (Yıldız Savaşları) en bilindik örneklerinden biridir.

Uzay Westerni

Bilimkurguda Western temalarını ve mecazlarını kullanan bir alt türdür. Genellikle geleceğin kolonileştirilmiş gezegenlerinde geçen Western tadında maceralar anlatılır. Kovboy giysileri, çiftçilik ve yaygın şekilde at kullanımı ile öne çıkar. Bazen uzaylıların Vahşi Batı’ya indiği ve yerel halkla mücadele içine girdiği örnekleri de vardır. Firefly, Cowboys & Aliens, Cowboy Bebop ve The Mandalorian en bilindik örnekleri arasındadır.

Yeni Dalga

Hem form hem de içerik olarak yüksek derecede deneyselliğe dayanan, ince bir zevk ve özbilinçle yazınsal ya da sanatsal duyarlılığı olan bilimkurgu alt türüdür. Soğuk savaşın doruğa ulaştığı, nükleer tehlikenin baş gösterdiği, gençlik hareketlerinin ve dolayısıyla toplumsal kalkışmaların hızlandığı, sosyalist-anarşist muhalefetin yükseldiği, çevreci ve feminist aktivizmin yaygınlaştığı 60’lı yıllarda edebi zirvesine ulaşmıştır. Sert bilimkurgunun aksine yeni dalgada bilimsel tutarlılığın önemsenmediği, düşüntülü ve karamsar kurguların merkezileştirildiği görülür. J.G. Ballard ile Ursula K. Le Guin romanları, alt tür kapsamında en bilindik örneklerdendir.

Zaman Yolculuğu

Edward Page Mitchell, The Clock that Went Backwards (Geri Giden Saat) romanını yedi yıl öncesinde yazmış olsa da zamanda yolculuk konusunu H.G. Wells, The Time Machine (Zaman Makinesi, 1888) eseriyle popüler hâle getirmiştir. Bu türde karakterler, çoğunlukla geçmişe veya geleceğe yolculuk yapar, kimi zaman da geçmiş veya gelecekten gelen gezginlerce ziyaret edilir. Geleceğe Yolculuk, alt türün sinemadaki en popüler eserlerinden biridir.