Dünya uyanıyor. Ve değişim geliyor - ister beğenin ister beğenmeyin.
Size mesajım şu: Gözümüz üzerinizde olacak! (Gülüşmeler, alkışlar).
Bu baştan aşağıya yanlış! Benim burada ne işim var? Okyanusun öbür yakasında okulda olmam gerekirdi. Oysa siz, biz gençlere gelip umutlanmak istiyorsunuz. Bu ne cüret?!
Ne cesaretle bizden umut bekliyorsunuz. Boş sözlerinizle hayallerimi ve çocukluğumu çaldınız. Ben yine de şanslı çocuklardan biriyim. İnsanlar ıstırap çekiyor, insanlar ölüyor, koca koca ekosistemler çöküyor; bir kitlesel yokoluşun eşiğindeyiz ve sizin tek konuştuğunuz şey para puldan, ebedi ekonomik büyüme masallarından ibaret! Bu ne cüret?! (alkış kıyamet!)
30 yıldır bilim billur berraklığında; peki siz başınızı başka tarafa çevirmeye nasıl cüret edersiniz?! Gerekli politikalar ve çözümler namına ortada hiçbir şey görünmezken buralara gelip yeterli çabayı gösterdiğinizi nasıl söylersiniz?
Bizi “işittiğinizi”, durumun aciliyetini kavradığınızı söylüyorsunuz. Ama ne kadar üzgün ve kızgın olsam da buna inanmak istemiyorum. Çünkü durumu tam olarak anladıysanız ve buna karşın harekete geçmemeye devam ediyorsanız, bu sizi şeytan yapar. Ve ben buna inanmayı reddediyorum. (alkışlar)
Emisyonları 10 yılda yarı yarıya azaltma yolundaki popüler fikir bize küresel ısınmayı endüstri çağı öncesine göre 1.5 C derecelik bir sıcaklık artışıylala sınırlı tutabilme şansımızın yüzde 50 olduğunu gösterir. İnsan kontrolünün ötesinde geri dönüşü olmayan zincirleme reaksiyonları başlatma konusunda yarı yarıya şans verir.
Yüzde 50 sizin için kabul edilebilir bir orandır belki. Ama bu rakamlar devrilme noktalarını, geri besleme döngülerinin çoğunu, zehirli hava kirlenmesinin gizlediği ekstra ısınmayı, ya da hakkaniyet ilkesini, iklim adaleti kavramını içermiyor.
Bu rakamlar, ayrıca benim kuşağımın sizin püskürttüğünüz yüz milyarlarca ton karbondiyoksidi havadan emeceğini öngören yeni teknolojilere dayalı, ama bu teknolojiler ortada yok.
Yani, kısacası, yüzde 50’lik risk oranının, bunun sonuçlarıyla yaşamak zorunda olan bizler için kabul edilebilir bir tarafı yok.
Bunun “böyle gelmiş böyle gider anlayışı ile ve birtakım teknik çözümlerle satılabilir olduğunu ne cesaretle ileri sürebilirsiniz?!
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli verilerine göre 1.5C derecelik sıcaklık artışının altında kalma şansının %67 olması için, 1 Ocak 2018'de, dünya çapında 420 gigatonluk karbondioksit salımı hakkı kalmıştı. O rakam şimdiden 350 gigatonun altına düştü.
Bugünkü emisyon seviyeleriyle birlikte, kalan CO2 bütçesinin tamamının sekiz buçuk yıldan daha az bir sürede tükeneceği tahmin ediliyor.
Bugün burada bu rakamlara uygun düşen plan ve çözüm önerilerinden eser bile yok. Çünkü bu rakamlar rahatsızlık veriyor ve siz de gerçeği olduğu gibi, adlı adınca söyleyebilecek olgunlukta değilsiniz.
Bizi yüzüstü bırakıyorsunuz. Ama gençler sizin ihanetinizi görmeye başladı artık. Bütün gelecek kuşakların gözleri sizin üzerinizde.
Ve eğer bizi yüzüstü bırakma yolunu seçecek olursanız, ben de diyorum ki, sizi asla bağışlamayacağız. (alkışlar, bravo sesleri)
Bundan kaçıp kurtulmanıza izin vermeyeceğiz. Çizgiyi çizdiğimiz yer işte tam burası.
Dünya uyanıyor. Ve değişim geliyor - ister beğenin ister beğenmeyin.
Teşekkür ederim. (Alkış kıyamet)
Çeviren: Ömer Madra