30.10.2018 FSD27: Charlie Winston’la Veda!

Programa başladığımız günden bu yana tam 27 program yaptık, bu altı aylık yayın döneminin sonunda da ‘pause’ düğmesine basmaya karar verdik. Bu yüzden, bu -şimdilik- son programımız. İleride neler olur, bilemeyiz, birlikte göreceğiz. Bu programı, bu son bölümü, İngiltereli çok yetenekli şarkıcı ve şarkı yazarı Charlie Winston’a ayırdık, tıpkı bundan 6 ay önceki ilk programı ona adadığımız gibi…

Müzisyen, 1978 yılında İngiltere’de doğmuş, zamanının çoğunu Londra’da ve Fransa’da geçiriyor. Zaten eşi de bir Fransız. Ticari başarısının büyük çoğunluğunu ise Fransa’da elde etmiş gibi görünüyor. Önceleri yine tanınmış bir müzisyen olan abisi Tom Baxter için bas gitar çalıyormuş. Sonra da kendi kişisel müzik macerasına atılmış.

Charlie Winston’ın ilk çıkış albümü olan Like A Hobo’dan – ki bu aynı zamanda sinyal müziğimizdeki parçanın da adı – tam 9 yıl sonra çıkan, dördüncü albümünün adı: Square 1. Müzisyen, bu isimli albümüyle bir anlamda yeni ve farklı bir giriş yapıyor müzik kariyerine. Winston, bu albümün içgözlemsel, içe bakan bir albüm olmasını istemiş. “Bugüne kadar, hep objektif bir şarkı yazarı olarak başkalarından, onların hikayelerinden söz ettim, bu albümünse daha kişisel olmasını istedim,” diyor. “Biraz da şu andaki hayatımın aynası, onun yansıması,” diye devam ediyor.

Charlie Winston, her zaman müziğin en önemli şey olduğunu, onunla birlikte gelen neşe ve mutluluğun da kendisi için en önemli faktörler olduğunu her fırsatta vurgulayan bir müzisyen. O gerçek bir müzisyen; yaptığı işi çok sevdiğini de dinleyiciye, izleyiciye duyumsatmayı başarıyor. Gerçek amatör ruha sahip olduğunu hissettiriyor. Yine aynı söyleşide, herkesin zengin ve ünlü olmak istediğini, ama bunun bir bedeli olduğunu, bir tehlike olarak, duyguların kaybolabileceğinden ya da insanın hislerinin körelebileceğinden söz ediyor ve ekliyor: “Duyguların kaybolmasına izin vermeyin.”

Square 1’a da yine kalbini koyduğu çok belli Charlie Winston’ın. Onun için bu albüm bir anlamda, bir rönesans, yani yeniden doğuş, kendini yeniden buluş…

Flanörün Seyir Defteri Açık Radyo’da sona eriyor olabilir. Ama Flanör aylaklığına devam ediyor. Seyir deseniz, her an, her yerde sürüyor. Eh, elde defter de var. Yani Flanörün Seyir Defteri yaşamaya devam ediyor. Bir gün, sizin karşınıza, nerede, ne şekilde çıkarız, bunu bilemeyiz. Ama bir gün, aniden, yeniden karşılaşacağımıza eminiz. O büyülü güne kadar, sakin kalın, içsel mutluluğunuzun ve huzurunuzun bilincinde olmayı sürdürün, farkında olun, hayat neşenizi ve keyfinizi hiç yitirmeyin lütfen.

Veee…. en önemlisi de… aylak kalın.

Programı hazırlayan ve sunan Hakan Gencol’a '[email protected]' adresinden her zaman ulaşabilirsiniz.

Bu haftaki programın kaydını buradan dinleyebilirsiniz: