Yeniden, trafik

-
Aa
+
a
a
a

Ben bu ülkede normal olmamak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü eğer normal olursanız veya kendinizi benim gibi normal sanıyorsanız gerçek anlamda ruh sağlığınız bozuluyor. Bunun da diğer hangi hastalıklara yol açtığı kesin. Bu yaşımda ruh sağlığım dışında (aslında bana göre normalim) bir sorunum (en azından şu an için) olmaması da bir başka tıbbi inceleme konusu bence. (Bu paragrafta tam olarak ne anlatmak istediğimi anlatabildim mi, ben de anlamadım.)

 

30 Ocak 2004 tarihli Hürriyet gazetesinin internet sayfasında bir haber okudum. Haber Karayolları trafik kanununda değişiklik hakkındaydı. Haberin son cümlesi ise aşağıdaki şekildeydi:

 

Sürücü kurslarını tamamlayanlara 2 yıllık stajyer sürücü belgesi verilecek. Bu süre içinde 2 kez kırmızı ışıkta geçen, 2 kez hız limitini aşan, uyuşturucu ve alkol etkisiyle araç kullananların ehliyetleri tamamen iptal edilecek. “

 

Eğer bu değişiklik bu şekilde gerçekleşirse -ki gerçekleşir çünkü mantıksız- ben olmayan aklımı biraz daha kaybederim. Sayın okurlar, 2 kez kırmızı ışıkta geçenin ehliyeti iptal edilecekse 22 kez yeşil ışıkta geçmeyene ne yapılacak? Eğer ben sürücüyken kırmızı ışıkta 2 kez geçersem ehliyetim iptal edilip araç kullanma olanağım –yasal olarak- kalmayacağına göre, yaya olarak kırmızıda 2 kez geçenlere ne yapılacak? Yürüme lisansları mı iptal edilecek? Böyle bir lisans olmadığına göre –ki Türkiye’de insanlar yolda yürümeyi bilmezler ve bu nedenle aslında olması gerekir- bir yasayı 4 teker üzerinde ihlal etme ile 2 ayak üzerinde ihlal etme arasında fark olmayacak mı? Bu da Anayasanın eşitlik ilkesine aykırı değil mi? Eğer kırmızıda 2 kez geçmek bu kadar ağır suç ise, yeşilde geçmemek hiç mi suç değil? Yeşilde geçmemek hiç mi soruna yol açmıyor?

 

Allah aşkına, istediğiniz herhangi bir saatte, her hangi bir ana arterde veya ışıklı bir noktada duralım ve sayalım. Kırmızıda durmayan mı, yeşilde geçmeyen mi çok? Herkese hodri meydan. (Üstad yazarlar gibi oldum. Ağır yazdım galiba.)

 

Gelelim hız konusuna –TEM otoyolunda 125 km hızla gittiği için aşırı hız cezası yemiş bir insan yazıyor bu satırları. Eğer Ankara’dan bakınca gözüken Konya yolu kadar düz bir yolda iki kez 100 km ile yakalanınca ehliyet iptal edilecek ise, TEM otoyolu Gerede mevkiinde en sol şeritte saatte tam 72 km ile gidip selektör ve korna ile uyarıldıktan sonra kılını kıpırdatmayan beyaz Uno’lu sürücüye ne yapılacak? Sayın okurlar, sanırım 2 yıl önce Eskişehir’den İstanbul’a gelirken Eskişehir Bozüyük arasında bir bordo Mercedes aracı (dakikalarca tüm uyarılara karşın 65-70 km arası gitti) son derece müsait bir yerde solladım. Sollarken hızım 105 km çıktı ve bu sırada radara girdim. (Belgelerle sabittir.)

Sonra durduruldum doğal olarak. O bordo Mercedes dakikalar sonra yanımızdan rahvan gitti. Polis de gördü. “Bu ceza yazılır mı?” dedim. Yemin ediyorum aldığım cevap “Beyefendi bu yolda bu ceza bu hıza olur mu, ama ne yapalım. Artık radarlar resimli, eğer resim sayısı kadar makbuz olmazsa bize sorun oluyor” şeklindeydi ve o kadar nazik bir görevliydi ki telsizle beni radara alan aracı çağırdı. Ben makbuzu alıp ödeyene kadar diğer araçta geldi. Beni “Beyefendi gelin bakın resminize” diyerek o araca çağırdılar. “Ben ne yaptığımı biliyorum, siz haklısınız görevinizi yapıyorsunuz” diyene kadar oldu bunlar. İnsaf edin TEM otoyolunda 125 km ile ve Eskişehir Bozüyük arasında zorunlu olarak güvenlik nedeni ile –sol şeridi olası ölçüde az işgal etmek için- hızımı artırıp (sadece 105 km) radara yakalandım diye ben trafik canavarı mıyım şimdi, ve o beyaz Uno ile o bordo Mercedes masum mu? 

 

Ben hayatım boyunca 90 km ile gitmeye razıyım. Ama tek bir yasa ve uygulamasını göreyim ne olur; yeşilde geçmeyen de suçludur ve bu yolda 90 km altına düşülmez, düşenin ehliyeti iptal edilir şeklinde. Yeter artık. Allah aşkına, basketboldan trafiğe hep durma, hep gerileme, hep pasiflik, hep yasak. Hayatımızda bir tek olayı etkin ama sorunsuz becermeyi başaramayacak mıyız biz?

 

Yasak

 

Sayın okurlar, geçen yazılarımda bahsettiğim yasa aşağıda. 8 Ocak 2003’ de kabul edilen 4785 nolu yasanın 5. maddesi. Resmi gazeteden aynen alınmıştır:

 

MADDE 5. - 2918 sayılı Kanunun ek 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. Ek Madde 12. - Konaklama yerleri ve belediye mücavir alanları hariç olmak üzere, otoyollarda ve Devlet karayollarında yapılacak ve açılacak yapı ve tesislerde alkollü içki satılmasına izin verilmez.

 

Şimdi İstanbul’da E5 devlet karayolunun tam üzerinde bir hipermarketseniz alkollü içkinin her çeşidini en uygun fiyatlarla satabilirsiniz. Bursa’da, Antalya’da tam devlet karayolunun üzerinde yine bir hipermarketseniz son derece ucuza yine her alkollü içkiyi satabilirsiniz. Çünkü bu şehirler o kadar ama o kadar büyümüşlerdir ki her yeri belediye sınırı içi kalır. Ama Anadolu’da şehrin belki de alt tarafı 10 km dışında bir yerde ormana yakın bir lokanta açın. İçkili satış yapmak isteyin. Yasak. Peki ben İstanbul’dan çıkarken üstelik de ucuza bagajı doldurup, sonra o lokantada indirip mangalda etin yanında içsem. Serbest. Yasa satmayın diyor. İçirmeyin demiyor. Lütfen ama lütfen hayatımızda bir defa mantıklı ve uygulanabilir bir iş yapalım. 

 

Araştırmacı gazeteci yazarınız bu yasalara, bu mantığa kurban olsun. Sizlerin ve tüm sevdiklerinizin kurban bayramları kutlu olsun.