'Türkiye'ye 'Hayır' Demek İmkânsız'

-
Aa
+
a
a
a

17 Eylül tarihli The Economist dergisinin kapağı

Dergide yayımlanan iki ayrı makalede, birliğin kriterlerini yerine getirdiği sürece, Türkiye'ye 'Hayır' denmesine neden olmadığı vurgulandı.

'Avrupa'nın Türkiye'ye 'Evet' demek zorunda olmasının nedeni' başlıklı makalede, Türkiye'nin üyeliğine karşı öne sürülen ve dört başlık altında toplanan sorunlar olduğu belirtiliyor. Dergi bunları, Türkiye'nin kalabalık, yoksul ve Müslüman olması ile topraklarının büyük bir kısmının Avrupa'da bulunmaması olarak sıralıyor.

Ancak, dergiye göre bu argümanlar yeterli değil. Çünkü, "Bir ülkeyi sadece büyük olduğu gerekçesiyle reddetmenin hiçbir mantığı yok".

Türkiye'nin yoksulluk seviyesinin daha önemli bir sorun olduğuna işaret eden makalede, Türkiye topraklarının Avrupa'dan ziyade Asya'da yatmasının artık üyeliğe karşı kullanılan bir argüman olmaması gerektiği belirtiliyor.

Makalede, "Brüksel, 1963'te Türkiye'nin bir gün aday ülke olabilecek kadar Avrupalı olduğuna karar vermişti. Şimdi coğrafi nedenlerle kararından geri dönemez" ifadelerine yer veriliyor.

Türkiye hakkındaki en büyük endişenin Müslüman bir ülke olması olduğunu yazan The Economist, Avrupa Birliği'nin bir Hıristiyan kulübü olmadığını, zaten 12 milyon Müslüman Avrupa Birliği vatandaşının bulunduğunu belirtiyor.

Ayrıca Türkiye'nin demokratik sicilinin AB'ye Mayıs ayında üye olan bazı ülkelerden çok daha temiz olduğuna dikkat çekiliyor.

Türkiye Romanya'dan ileride

The Economist'in son sayısında yer alan Türkiye'yle ilgili diğer makalenin başlığı ise "Hayır demenin imkansızlığı".

Makalede, birçok AB ülkesi hükümetinin Türkiye'nin üyeliği fikrine sıcak bakmadığı, ancak yine de Aralık ayında Türkiye'yle üyelik müzakerelerinin başlamasına onay vermeleri ihtimalinin yüksek olduğu belirtiliyor.

Aralık ayında yapılacak olan AB zirvesinde de, Türkiye'ye müzakere tarihi verilmemesi yönünde bir kararın çıkmasının zor olduğu aktarılıyor.

Makale, "Aralık ayında alınacak karar sadece Kopenhag Kriterleri temelinde olacaksa, 'Hayır' demek zor olacak" görüşünü savunuyor.

Türkiye'nin; ekonomik, siyasi ve hukuki reformlar göz önüne alındığında, 2007'de AB'ye katılmayı uman Romanya'dan çok daha ileri bir noktada olduğu ifade ediliyor.

AB ülkelerini rahatsız eden başlıca konunun Türkiye'nin nüfusu olduğunu yazan The Economist, karar alma mekanizmasında Türkiye'nin gücünün %14 olacağını belirtiyor.

Makalede bu oranın, karar alma mekanizmasında birliğin en etkin üyesi olan Almanya'nın hemen ardından geldiğine işaret ediliyor.

11 Eylül olaylarından bu yana, Batı dünyasının bir "Medeniyetler çatışması"nı önlemeye ve demokrasi ve liberal ekonominin İslam'la bağdaştığını göstermeye çalıştığının ifade edildiği makalede, "Bunu yapmanın en iyi yollarından biri Türkiye'yi AB'ye almaktır" deniyor.