Tracey Emin Sergisi

-
Aa
+
a
a
a

Haftanın Sergisi 37

 

Sizin de fark ettiğiniz gibi artık giderek İstanbul sanat ortamı yoğunlaşıyor hızla, iki hafta içinde şu andaki mevcut sergi sayısının ikiye katlamış olacağını tahmin ediyorum.

 

Tekrar geçen hafta da söz etmeye başladığım bir serginin üzerinden gidelim, Akbank Kültür Sanat Merkezi’nde “Şimdi Burada ve Alabildiğine Yalın” adlı dört Japon sanatçının katılımıyla bir oluşan bir sergi var. Hakikaten de, isminin son iki kelimesindeki tanım gibi çok yalın, çok sade, çok Japon bir sergi. “Çok Japon bir sergi”nin ne olduğunu ancak gidince hissedebilirsiniz.

 

Akbank Kültür Sanat Merkezi’nin hemen karşı köşesindeki Fransız Kültür Sanat Merkezi’nde de geçen hafta Perşembe günü enteresan bir fotoğraf sergisi açıldı; “Kudüs’ü Şerif adlı bu sergiyi eski fotoğrafa meraklı olanlara tavsiye edebiliriz. “Kudüs Eski Şehri Müslüman Mirası”, Kudüs Kıtab-ı Mukaddes Okulu’nun arşivinden alınmış fotoğraflar olduğu belirtiliyor tanıtım broşüründe. 1890-1925 arasında tarihlendirilmiş fotoğraflardan oluşan bu sergi 9 Ekim’e kadar açık.

 

Yapı Kredi Kâzım Taşkent Galerisi’nde “Ben Mehmet Siyah Kalem İnsanlar ve Cinlerin Ustası” sergisi 20 Ekim’e kadar sürüyor. Topkapı Hazine Dairesi’nden çıkartılmış eserler. Bir daha izleme şansını çok zor bulabilirsiniz, o yüzden her hafta bunu hatırlatmaya devam edeceğim. Sanatseverlerin, sanatla uzak yakın ilgisi olanların mutlaka Galatasaray Yapı Kredi Kâzım Taşkent’e gidip “Ben Mehmet Siyah Kalem İnsanlar ve Cinlerin Ustası” adlı sergiyi görmelerini tavsiye ederim.

 

Borusan Kültür Sanat Merkezi’nde geçen hafta Milano’da yaşayan İran asıllı bir sanatçı, İhsan Basiri’nin “Buharlaşmalar” adlı bir sergisi açıldı, bu sergi çok minimal, çok az elemanlarla gerçekleştirilmiş ve biraz soyut, bunlara meraklı olanların sevebileceği, merakı hiç olmayanların da hiç sevmeyebileceği türden bir sergi.

 

Yine geçen hafta söz etmiştim, Galeri Apel’de Tuğrul Selçuk’un “Hayat Ağacı” adlı sergisi var. Enteresan bir sergi, iki ayrı boyutta muhtelif malzemelerle, bizim kültürümüzde de çok sembolik anlamları olan, muhtelif sanat ortamlarında, minyatürde çok da kullanılan servi formunu farklı malzeme ve farklı süsleme araç-gereçleri ile yorumlamış Tuğrul Selçuk. Bu sergi 9 Ekim’e kadar sürüyor.

 

Kare Sanat Galeresinde “Çağdaş Resim ve Heykel Sergisi” adlı bir grup sergisi var. Teşvikiye Sanat Galerisinde iki figür ressamı Doğan Paksoy ve Mahir Güven birlikte sergiliyorlar. Yine bir bankanın kuruluş yıldönümü sergisi var; İş Bankası’nın 80. kuruluş yıldönümü nedeniyle İş Kuleleri’ndeki Kibele Sanat Galerisi’nde “Cumhuriyetin İlk Ressamları” adlı bir sergi var. Aya İrini’de İnge Baecker küratörlüğünde “Buluşma Noktası” adlı bir sergi açıldı, bundan da geçen hafta söz etmiştik, Michalis Arfaras, Adnan Çoker, Theodoulos Gregoriu, Ender Güzey, Gülsün Karamustafa, Serhat Kiraz, Hüsamettin Koçan, Murat Morova, Angelos Papadimitriou, lida Papakonstantinou, Yannis Psychopedis, Rania Rangou, Nazif Topçuoğlu, Costas Tsoclis, Ayşen Urfalıoğlu ve Andreas Voussouras gibi sanatçıları yer alıyor. Aslında enteresan işlerin olduğu bir sergi bu, beni bu sergi ile ilgili mutlu etmeyen tek nokta şu; Aya İrini o kadar ağır, o kadar baskın, o kadar heybetli bir mekânki, orada sergi yerleştirmek gerçekten çok zor. Bazı işler de o mekânın içinde kaybolabiliyor, orayı iyi tasarlayıp, iyi kullanan sergiler de çok olmadı zaten; bunu da o tadı bir türlü yakalayamayan sergilerden biri olarak görüyorum.

 

İki tane de eskilerden sergi var, Abdülmecit Efendi’nin resimleri Anadolu yakasında kendi köşkünde sergileniyor. Duyduğumm kadarıyla bu sergi 15 Ekim’e kadar uzatılmış. Sadece rezervasyonla gidilebiliyor, 252 47 00’dan 503 no.lu dahili telefonu arıyorsunuz, rezervasyon yaptırıyorsunuz. İki haftalık süre doluydu, herhalde çok talep var ki bu sergiyi 15 Ekim’e kadar uzatmışlar, ilgilenenlere hatırlatmış olalım. Dolmabahçe Sarayı’nda da Fausto Zonaro’nun eserleri sergileniyor.

 

Yarın açılacak olan ve belki de bu sezonun önemli sergilerinden bir tanesi Tracey Emin’in sergisi Platform Güncel Sanat Merkezi’nde açılıyor. Sergide daha önce Roza Martinez’in küratörlüğünde gerçekleştirilen 5. İstanbul Bienali’nde, Pera Palas’ta sergilediği “Burning Up” (Yanmak) adlı bir yerleştirmesi, Fethiye civarlarında bir taksi şöförü ile yaşadığı bir aşk macerasından kalan, bunlarla ilgili bir yapıt, 1996 yılında babası ve kendisinin Kıbrıs’ta çekilen görüntülerinden oluşan “Emin & Emin” adlı bir başka yapıtı var. “Sometimes the dress is more money than the money” (“Bazen elbise paradan daha çok para eder”) adlı bir video gösterisi de olacak. Bir de neon heykel dizisinin sergileneceği ve bir gelinlik giydiği fotoğrafı da sergileyeceği söyleniyor. Tracey Emin, günümüz İngiliz sanatı içinde belki
1999 Turner Prize Odulu'ne aday olan isi: My Bed
de en popüler sanatçı, kendinden çok söz edilen bir sanatçı. Niye bu kadar söz edildiği de aslında yapıtlarındaki sansasyonel içeriğe bakınca anlaşılıyor. Sergiyi görünce de belki daha kolay karar verebiliriz buna, “Kendi aşklarından, cinsel yaşantılarından sürekli göndermelerin olduğu yapıtlara yer veriyor. Cinsel deneyimlerinden yalnızlık ve kırılganlığa, kişisel bir hayat hikâyesini anlatan işleri medyanın ilgisini çekiyor” diyor basın bülteninde de. Hatta bu sene İngiltere’nin en prestijli sanat ödülü olan Turner Prize’a da aday, buraya da aday olan işi “Yatağı” adlı yapıtı, kendi yattığı, aşklarını yaşadığı yatağı, şu anda da yanılmıyorsam Londra’da Saatchi Koleksiyonu’nda. Yarından itibaren Platform Güncel Sanat Merkezi’nde onun sergisini izleyeceğiz.

 

(23 Eylül 2004 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır.)