Tan Dun'dan Çay Üzerine Opera

-
Aa
+
a
a
a

Ünlü Çinli kompozitör TanDun’un dünya prömiyeri önümüzdeki Ekim ayında Tokyo’da yapılacak olan yeni operasının konusu bugün milyonlarca insan tarafından tüketilen bir besine, çaya dayanıyor.

Geçtiğimiz günlerde AngLee’nin hit filmi Crouching Tiger, HiddenDragon’ın film müzikleri ile Grammy ödülü kazanan Tan Dun o gece ödül töreninde değildi. Besteci tam o günlerde Japonya’da, yerel çay seremonisi ustalarından karşılaştırmalı Çin ve Japon çay
törenleri dersleri almakla meşguldü. “Çok ilginç bir şey keşfettim” diyor Tan Dun geçen Perşembe Tokyo’nun Suntory Konser Salonunda yaptığı basın toplantısında. “Katılır mısınız bilmem ama bana öyle geliyor ki Japonlar çay içme usulleri sayesinde yaşamlarına daha fazla sanatsal boyut katmışlar buna karşılık Çinliler de kendilerine özgü çay içme usulleri vasıtasıyla sanatlarını yaşamla daha bağdaşık kılabilmişler.

“Bir de şunu keşfettim, Japon çayının ekimi çok güç, tarladan kaldırmak daha da güç hele içmek... İşte o en zoru... Japonya’daki araştırmalarım sonucunda bu kanaate eriştim.”

Tan Dun, yeni operasında Uzakdoğu çay geleneğine el atarak hem insan doğası hem de geleceğe ilişkin öngörüler bağlamında yeni kavrayışlar ortaya koyabileceğine inanıyor.

Tan Dun yapıtını Tokyo Suntory Konser Salonunun başkanlığını da yapmış olan müteveffa Keizo Saji’ye adamak istediğini söylüyor. Yapıtla ilgili ilk düşünceler Tan Dun ile Keizo Saji  arasındaki sohbetlere dayanıyor. Operanın Ekim ayındaki prömiyeri de bu konser salonunda gerçekleştirilecek.

Operanın öyküsü Tang Hanedanı (618-907) sırasında Çin’de geçiyor. Çin’e seyahat eden bir Japon prensi orada gördüğü Çinli bir prensese aşık oluyor ama genç çiftin yaşadığı aşk prensin, Çin İmparatoru'nun koleksiyonunda bulunan meşhur “Çay Kitabı”nın orijinal olmayabileceğini söylemesi üzerine tehlikeye giriyor. Lu Yu tarafından yedinci yüzyılda yazılan bu ezoterik kitap evrenin unsurlarını çay geleneği bağlamında yorumluyor (Çev. notu: Lu Yu aynı zamanda Çay Tanrısı diye de bilinen Çin tarihinde çok önemli bir kişilik.)

Operanın İngilizce’ye çevrilmeden önceki orijinal librettosu Çince yazılmış, Tan Dun ve Çin Ulusal Operası'nın tiyatro yazarı Xu Ying tarafından. Hem Çince hem de İngilizce yazılmış libretto metninin son versiyonu her sayfaya üçgen formda yerleştirilmiş ki bu da operanın müziksel olduğu kadar metinsel mimarisini de gözler önüne seren bir unsur.

Opera Tan Dun tarafından yönetilecek ve rejisörlüğünü ise son yılların en heyecan verici yönetmenlerinden Hollanda’daki Nederlands Operası sanat yönetmeni Pierre Audi yapacak.

Prodüksiyon ekibinde yer alan ve alanlarında uluslararası üne sahip diğer kişiler şunlar : Fransız sahne ve ışık tasarımcısı Jean Kalman, kostümlerden sorumlu moda tasarımcısı Angelo Figus ve Hollandalı video sanatçısı Frank Scheffer. Scheffer de önceki hafta maiko dansçılarının ten renkleri üzerine incelemeler yapmak üzere Japonya’daydı.

Operanın prömiyerinde sahne alacak sanatçılar ise şu isimlerden oluşuyor: Japon Prensi Seikyo (Çinli bariton Haijing Fu), Çin Prensesi Lan (Soprano Nancy Allen Lundy), Prenses Lan’ın erkek kardeşi (Tenor Richard Croft), Çin İmparatoru (Bas Stephen Richardson), Çay Kitabı’nın yazarı Lu Yu’nun kızı Lu (Japon kontralto Makiko Narumi).

Operanın yarı sahnelemeli iki icrası Suntory Konser Salonunun “Hall Opera” Serisi kapsamında Ekim’in 24 ve 26’sında yapılacak. Prodüksiyon daha sonra Aralık’ta kostümlü olarak sahnelenmek üzere bütün setleri ve dekorlarıyla Amsterdam’a gidecek.

Tan Dun yeni operası için 1999’daki ziyaretinden önce 25 senedir adımını atmadığı memleketi Hunan yöresinin geleneksel sesleriyle çağdaş klasik müziği harmanlamış.

Tıpkı çay seremonisinde olduğu gibi Tan Dun’un su, kağıt ve seramikle temsili olarak canlandırmayı planladığı “doğanın sesleri” birkaç ay sonraki kostümlü sahnelemede çok önemli bir rol üstlenecek.

“Doğanın sesi bu operada çok çok önemli bir yere sahip” diyor Tan Dun. “Birinci perde 'Su ve Ateş' adını taşıyor ve bu sahnede ses üretebilmek için suyu kullanıyorum orkestra ve şarkıcılarla birlikte yeniden doğuş ve yeniden yaratılış temalarını işlemek

buradaki temel amacımız. İkinci perde 'Kağıt' adını taşıyor ve bu perde de kağıdı rüzgarın bir metaforu olarak kullanıyorum. Üçüncü perde bu kez yazgının metaforları olarak kullandığım seramikler ve taşları barındırıyor içerisinde”.

Basın toplantısında, Tan Dun bir tas su ve büyük kağıt parçaları getirterek su damlalarıyla, su şırıltılarıyla ve kağıt silkelemeleriyle ne denli ilginç sesler üretilebileceğini orada bulunanlara gösterdi. Halen ABD’de yaşamını sürdüren besteci Tan Dun, operayı yazmaya girişmeden önce New York’da bir atölye çalışması düzenlemiş ve katılımcı müzisyenlerle birlikte bir çubuğa dizili değişik boyutlardaki seramik taslara vurmak ve uzun boydaki kağıtları iki ucundan tutup silkelemek gibi değişik yöntemlerle ses üretme çalışmaları gerçekleştirmiş.

TanDun’un yeni operasında da kağıtlar uzun şeritler halinde sahne tavanından asılacak ve hem gölge oyunları için perde vazifesi görecek hem de tıpkı bir müzik enstrümanı gibi "çalınacak."

The Daily Yomiuri’den çeviren: Serhan Bali