Sel Gider Kum Kalır

-
Aa
+
a
a
a

25 Ekim 2012Milliyet Gazetesi

Cesur Yeni Dünya’dan haberler: “Trakya’yı Sel Aldı: 3 Ölü”; “İstanbul Yağmur’a Teslim”; “Sel Marmara Adasını Vurdu”; “Antalya’ya Ceviz Gibi Dolu Yağdı”... (Gazeteler)

Dünyanın dört bir yanından gelen korkunç sıcak ve kuraklık haberlerine eşlik etmek üzere, iklim değişikliğinin “korkunç” ikizi olan fırtına ve seller de hiç eksik olmadı. Türkiye’de Temmuz ayının ilk haftasında Samsun bir trajediye sahne oldu. Kentin, tarihinde gördüğü en büyük felaketlerden birinde köprüler yıkıldı, evler sular altında kaldı, çocuklar bodrum katlarındaki evlerinde annelerinin “gözü önünde” boğuldu, toplam 12 kişi hayatını kaybetti.Milli gelirler yok oldu

Geçen sene Tayland’ ı vuran sel, dünyanın en ağır bedelli 4. felaketi olarak ölçülmüş, ülkenin yıllık milli gelirinin (YİGSH ) yüzde 18’ini silip süpürmüştü! Bu sene Çin’de kayıtların tutulmasından bu yana görülen en büyük seller, Britanya’da tarihteki en yağışlı kış, ikinci en yağışlı yaz mevsimi yaşandı, Pakistan’da ülkenin beşte birini kaplayan sular, Rusya’da, Kuzey ve Güney Kore’de, Hindistan’da, İspanya’da, Balkanlar’da her yeri silip süpüren sellere orman yangınları, kuraklıklar, aşırı sıcak hava dalgaları eşlik etti.

İnsana şaşırtıcı gibi geliyorsa da, öyle değil. Yakın tarihte görünen rekor sıcaklıklar, cehennem gibi yangınlar, tufan gibi seller, korkunç fırtına ve hortumlar, kavrulan ya da sular altında harap olan, “tohum kesen” gıda ürünleri, hayvanlar için “mülteci kampları” kurulması... Bütün bu son derece tuhaf, aşırı olaylar, tuhaf ve aşırı olaylar değil aslında. Dünyanın en büyük iklim bilimcisi sayılan James Hansen, yeni bir raporunda açıkça söylüyor: “İşin matematiği açık:  İleride aşırı hava olayları daha çok, daha da aşırı olacak.”Dünya artık böyle işliyor

Avrupa Komisyonu iklim “bakanı”  Connie Hedegaard da, “Sıcak dalgaları, seller, kuraklıklar ve orman yangınları, gitgide ısınan dünyanın yeni gerçekliğidir,”  diye yazıyordu.

Kısacası: Dünya artık böyle işliyor.İdrak belirtisi yok

Ne ki, bu ürkütücü “yeni normali” idrak ettiğimize dair fazla bir belirti yok ortada. Siyasi karar alıcılar, iklim değişikliğinin “i”sini bile ağızlarına almıyor. Muhalefet ve yerleşik medya iktidar gibi kör, sağır ve dilsiz. Türkiye German Watch ve CAN’in 2012 iklim değişikliği performans göstergelerinde belli başlı ülkeler arasında sondan dördüncü! Önleyici politikalarda: En sonda! Küresel ısınmaya yol açan sera gazı salım artış hızında dünya birincisi! Son 20 yılda yüzde 95 artış! İklim değişikliğine sebep olan ülkeler arasında 20. sırada! Rüzgâr, güneş  gibi yenilenebilir enerji potansiyeli dünyanın en yükseklerinden biri olmasına rağmen, yatırım yüzde 1 seviyesinde! Dünyayı mahvedeceği kesin ve tümüyle yerin altında bırakılması şart olan kömür konusunda ise 57 yeni kömürlü termik santral projesi peşinde.

Ama, toplum olarak toptan yanılıyoruz: Küresel iklim değişikliği şimdi ve burada!

Hani, depremden sonra 1 yıl içinde başarıyla yeniden inşa edilen ve sahiplerine törenle teslim edilen Van konutlarının bir sel felaketine karşı korunması şimdiden düşünülse iyi olmaz mı?