Paniğe Mahal Yok

Ekonomi Notları
-
Aa
+
a
a
a

Ekonomi Notları – 92

 

Ömer Madra: Zor şartlar altında seni yakalayıp konuşabiliyoruz ama...

 

Hasan Ersel: İstanbul sokaklarındayım.

 

ÖM: Öyle mi? Hiç olmazsa yağmur yağmıyor. Bugünkü konu da üstünde pek durmaya fırsat bulamadığımız enflasyon rakamlarının “beklenenden’”yüksek çıkması idi.

 

HE: Bu konuda pek çok yorum çıktı. Aslında o kadar fazla abartacak bir şey yok bence. Yine de ne olup bittiğini anlayabilmek için bu rakamları dikkatlice okumak lazım. Önce toptan eşya fiyat endeksini söyleyeyim; %2.6 artmış. %2.6 artış yüksek mi, düşük mü? Bir sene önce %1.8 miş, ona göre yüksek. Peki endeksin % 2.6 artmasına yol açan ana etmen nedir? Özel kesim fiyat endeksinin 3.5 artması; bu yüksek. Özel kesimi de ikiye ayıralım; tarım ve tarım dışı olarak. Tarımda fiyat artışı % 6.9. Tarımda toptan fiyatlarda bir sıçrama var. Tarım güçlü mevsimlik hareketleri olan bir kesim. Buradaki fiyatları tahmin edebilmek çok güç ve buradaki oynamaları azaltacak mekanizmalarımız da yok. Dünyada tarım fiyatlarında istikrarı sağlayacak mekanizmalar geliştirilmiştir, bizde bunlar pek yok. Geliştirilmiştir de, başarılı olmuştur demiyorum, oynaklığı yok edememiştir ama azaltmıştır, bu mekanizmalar. O yüzden tarımı bir nevi dışsal almak, yani deyim yerindeyse ‘Allah verdi’ gibi düşünmek gerekiyor. O yüzden tarım dışına bakmamız gerekiyor. Orada da imalat sanayii ve onun içinde de özel kesim imalat sanayi kısmı çok önemli; çünkü piyasadaki hareketlere en çabuk tepki veren ve ilerideki fiyat hareketlerini en çok etkileyen bileşen bu; onun için de buna ‘çekirdek enflasyon’ diyoruz. O da %1.5 artmış. %1.5 çok yüksek değil ama düşük de değil. Burada anlaşılıyor ki maliyet kaygıları ve geçmiş dönemlerdeki kurdan gelen etkilerle bir fiyat ayarlaması yapılmış. Yalnız rakama tekrar dikkatinizi çekeyim: %1.5; yani geçen senenin önemli bir kısmında ortalama % 2 ve biraz üstünde seyrederken % 1.5 olmuş. Bu aşırı yüksek bir rakam değil fakat dikkat edilmesi gereken bir rakam.

 

Bir de bunun alt bileşenlerine bakıyoruz, orada ilginç şeyler var; mesela ana metal sanayiinde fiyatlar %7.2 artmış ve bunun özel bileşeni %9.7, kamu % 3.6. Ana metal sanayiindeki bu hareketin nedeni dünyada olup bitenler. Demir-çelik fiyatları artıyor. Ama bir şey daha görüyoruz; özel sektör ile kamunun fiyatlama biçimi arasında çok büyük fark var, biri % 9.7 fiyat artışı yaparken öbürü % 3.6’da kalabiliyor. Tabii özel kesim ile kamu aynı malları üretmiyordur  vs. ama aynı sektörde iki kesimin fiyatlama davranışının çok farklı olduğu anlaşılıyor. İşte bu nedenle özel fiyatlara dikkat edelim, piyasa hareketlerini daha iyi yansıtır diyoruz.

 

ÖM: Genel olarak herkes enflasyonun düşmesini çok olumlu karşılıyordu. Birdenbire farklı ve olumsuz yorumlar da çıkmaya başladı. İki uca da fazla gitmenin anlamı yok herhalde?

 

HE: Yıllık enflasyon, daha önceki konuşmalarımızda da söylediğim gibi, “U” biçiminde hareket edecek. Geçen senenin ilk aylarında enflasyon çok yüksekti, bu nedenle bu yılki düşük rakamlar yıllık enflasyonu aşağıya hızla çekecek. Sonra ise iki yıl arasındaki enflasyon farkı azalacak hatta ters bile döndüğü aylar olacak. Yıllık enflasyon biraz yükselecek.

 

ÖM: Evet, bunu konuşmuştuk.

 

HE: Ayrıca herhangi bir ayda çeşitli olaylar olabilir -dış dünyada ya da iç siyasette- bunlar bazı fiyatları etkileyebilir, ama bu kalıcı olacakları anlamına gelmez. Bu nedenle tek bir ayda gözlenen hareketlerle genelleme yapılmamalı.

 

Bir de fiyat hareketlerine yol açan etmenlerin bileşenlerine bakmak gerekiyor. Örneğin ithal edilen malların fiyatlarında bir artış olmuştur. Bu geçici bir nedenden kaynaklanıyordur, örneğin mevsimlik petrol fiyatı artışı gibi, maliyetleri etkilemesi de geçicidir. Bir de yapısal faktörlerden geliyordur. Bazı sanayi alt dalları fiyat artış hızlarını yüksek tutmak zorunda kalıyor olabilirler. Bu durum geçen sene bazı hizmet kesimlerinde vardı. Bu alanda fiyat hareketleri daha katıydı, sonra buralarda da yavaş yavaş yumuşama başladı.

 

Sonuç olarak enflasyon hedefi açısından şu anda kaygı duyacak bir şey yok. Toptan eşya fiyat endeksinde gördüğümüz hareketleri ise dikkatle izlemek gerekli. Öyle pek de rahat, yan gelip yatılacak bir ortam yok. Burada önemli olan nokta, sanayiinin fiyat ayarlama zorunluluğu duyduğunda bunu yapabilecek durumda olması.

 

Gelelim tüketici fiyat endeksine; burada tersine bir durum var, artış hızı sadece %0.6. Tüketici fiyatlarına ilişkin olarak bir iki noktaya değinmek istiyorum. Bunlardan ilki gıda fiyatlarındaki artışın % 0.5 olması. Tarım fiyatlarında toptanda %6.9 artış varken, gıdada sadece % 0.5 olabiliyor. Bu ikisi arasında mekanik ilişki kurmak doğru değil. Bunun önemli nedeni, tüketici olarak bizim aldığımız gıda ürünlerinin önemli bir kısmının sonuçta sanayi ürünü olması. Tarım ürünü bir yere geliyor, paketleniyor veya konserve yapılıyor vs. Fiyatlama işi sanayi gibi yapılıyor, stok ayarlaması olabiliyor. Yani gerçekten gıda sanayiinden söz ediyoruz. Toptan eşya ile tüketici arasında gıdada eskiden gözlediğimiz kadar bağlantı yok. Aslında bu bağlantı dört beş yıldır yok, buna dikkat etmek lazım.

 

Yani bu endeksleri yorumlamak kolay değil. Bir başka örnek daha vereyim; giyimde %4.8 fiyat artışı olmuş bu ay. Biliyoruz ki bu mevsimlik bir olay. Geçen sene de %11.8 olmuş. Görüldüğü gibi endeks aşağıya inerken bu kadar farklı bir hızda yükselen kalemler olabiliyor. Bileşenler çok farklı yönlere hareket edebiliyor bu tüketici fiyat endeksinde.

 

Sonuç olarak iki saptama yapabiliyoruz; ilki enflasyon hedefinin tutturulabileceği, ikinci ise rehavete kapılınırsa enflasyonun yükselebileceği. Bu açıdan vardığımız noktada ben ilkine daha çok önem veriyorum, şu anda kaçmış, kaybedilmiş bir şey yok.

 

ÖM: Yani telaşa ve paniğe mahal olmadan yine gözlem ve tedbirlerin alınmasına devam etmek lazım.

 

HE: Gayet tabii. 

 

(6 Mayıs 2004 tarihinde Açık Radyo’da yayınlanmıştır)