Nükleerde umudumuz Cumhurbaşkanı'nın vetosunda

-
Aa
+
a
a
a

19 Mayıs 2007Meral Tamer

Tarih 8 Mayıs 2007. Türkiye'de olağanüstü siyasi gelişmeler yaşanıyor. Anayasa Mahkemesi kararının ardından, erken seçim kararı alınmış. Hükümetin 2,5 aylık ömrü kalmış. Meclis'te yasalaşmayı bekleyen tam 147 tasarı var; kimisi 2 - 3 yıldır tozlu raflarda bekliyor. Hal böyleyken AKP hükümeti, tüm yurttaşların geleceğini ipotek altına alabilecek fevkalade sakıncalı maddeleri içeren bir yasa tasarısını, 147 tasarı arasından cımbızla çekerek TBMM'den geçiriyor.Evet, 2 - 3 yıldır bekleyen tasarılar dururken, Başbakanlık tarafından 6 ay önce (31.10.2006'da) TBMM gündemine indirilen Nükleer Güç Santrallerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışına İlişkin Yasa Tasarısı, oldu bittiye getirilerek, yangından mal kaçırır gibi yasalaşıverdi.Şimdi gözler Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'de... 15 günlük süre 24 mayısta doluyor ve hepimiz nefeslerimizi tutmuş, Cumhurbaşkanı'nın yasayı veto edeceği umuduyla bekliyoruz.Doğalgazın bir benzeriMasamda ve e - postamda Cumhurbaşkanı'na bu konuda gönderilmiş mektuplar var; bir örneğini de bana göndermişler.Kimisi konuya salt ekonomik açıdan yaklaşıyor ve nükleer santral kuranlara devletin 15 yıl enerji alım güvencesinin yasada yer almasını, "benzer bir yöntem doğalgaz santralleri için de uygulanmış, devletin katrilyonları havaya savrulmuştu," hatırlatmasıyla eleştiriyor. Ben de bir ilave yapayım: Hatta Enerji Bakanı Hilmi Güler, "geçmiş hükümetin devleti zarara uğratan bu tasarrufunun yarattığıı büyük zararı hafifletmek" üzere, doğalgaz santrallerini işletenlerle sıkı pazarlığa oturmuştu! O zaman bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!Türkiye'nin nükleer enerji teknolojisiyle tanışmasını gerekli gören Enerji Ekonomisi Derneği, konunun bu şekilde yasalaşmasından duyduğu kaygıları şu başlıklarda toplamış:

2 sayfalık yasada, gerekli tüm düzenlemeler yönetmeliklere bırakılmış. Kaza ve sızıntı tehlikesine karşı hiçbir yeni önlem veya yaptırım öngörülmemiş. Maliyetlerin dev sübvansiyonlarla karşılanmasına açık kapı bırakılmış. Bakanlar Kurulu'na sınırsız teşvik yetkisi getirilmiş.Nükleer pazarlıklarGeçmiş hükümetler dönemindeki nükleer pazarlıkları hatırladığımda TMMOB'nin kaygıları da çok dikkate değer: "AKP hükümeti, uluslararası nükleer güç santrali kurucusu firmalara verdiği sözler ve pazarlıklar sebebiyle, tasarıyı yangından mal kaçırır gibi yasalaştırmıştır. Hükümet bu kararıyla halkın tercihleri yerine, çeşitli kesimlerin lobi faaliyetlerine aracılık etmektedir."Greenpeace International ise geçmişten gelen birikimiyle şu somut hatırlatmaları yapıyor: "Tüm dünyada nükleer santral projeleri, öngörülen bütçelerini ortalama % 300 kadar aşıyor. Santral inşası için gereken ortalama zaman 1970'lerde 5.5 yılken, 1995 - 2000 arasında 9.5 yıla çıktı."AKP hükümetinin yine şeffaflık ve hesap verebilirlikten çok uzak, kapalı kapılar arkasında pişirdiği bir konu. Tıpkı Cumhurbaşkanlığı meselesi gibi...[email protected]http://www.milliyet.com.tr/2007/05/19/yazar/tamer.html