No.47 - Bol Alev, Keçi Biyoçeliği, Ravent..

-
Aa
+
a
a
a

Merhaba kâinat!

Açılışımızı silah sesleri arasında, Ortadoğu’dan mutad şiddet haberleriyle yapıyoruz. İsrail geçen günlerde bir yemin etmişti: Filistin yönetimine öyle bir ders vereceğiz ki, demişlerdi, asla unutamayacaklar! Yeminin sebebi, Hadera’daki bir bat-mitzva törenini basan bir Filistinli militanın 6 kişiyi öldürüp 30 kişiyi yaralamasıydı. ‘Ders’ gecikmedi; İsrail uçakları, olaydan tam 6 saat sonra Batı Şeria’daki Tulkarm’da bulunan Filistin karakollarını vurdu.

Aslında, Ortadoğu bildiğiniz gibi, demek herhalde pek gayrıciddi bir ifade olmayacak. Zira, her ne zaman buradan bahis açsak mutlaka bir tehdit, ölüm, alev, barut kokusu ya da uçak cayırtısı refakat ediyor satırlara. Nitekim, Filistin Halk Kurtuluş Cephesi de (FHKC) liderleri Ahmet Saadet serbest bırakılmazsa Filistinli yetkililere zarar vereceğini duyurmuş. Saadet, geçen Pazar akşamı, Filistin tarafı tarafından tutuklanmıştı.

Alev haberi şimdiki habere de refakat edecek. Kongo’da, Nyiragongo yanardağının faaliyete geçmesiyle, Goma kasabası lavlar tarafından yutulmuş bulunuyor. Yüzbinlerce kişi, büyük bir hızla ilerleyen alevlerin önünde Ruanda sınırına kaçmakta buldular çareyi. Biz tefrikamızı yazarken ölüm haberi gelmemişti, ama korkunun, dehşetin tarif edilir gibi olmadığı bildiriliyordu. Komşu kasabaların sabaha kadar sarsıntılar içinde kalması da volkanik etkinliğin sürdüğüne delil kabul ediliyormuş.

ABD, ‘Kalıcı Özgürlük’ yolunda mücadelesini sürdürüyor, malum. Son olarak dünya çapında bir alarm mesajı ve yardım çağrısı yayınlandı. Çağrıda, dört kişinin ismine yer veriliyor. Afganistan'da bir El-Kaide liderinin evinde bulunan bir video bandından elde edilen bilgilere göre beş kişi (birinin ismi bilinemiyor), büyük intihar saldırıları için teröristlere mesaj gönderiyorlar ve hazırlık talimatı veriyorlarmış. İsimler şöyle: Abdülrahim, Muhammed Said Ali Hasan, Halid İbn Muhammed El-Caheni ve Remzi Binalşib. ABD’nin canının sıkkın olduğunu tahmin etmek güç değil, bu arada bir de Saddam’ın cevabi mesajı gelmesin mi? Irak’ın yeni bir saldırıyı karşılamaya hazır olduğunu belirtmiş Saddam. Hatta, galip geleceklerini de söylemiş. Körfez Savaşı’nın onbirinci yıldönümü nedeniyle yaptığı bir konuşmada, Bağdat’ın 1991’e kıyasla çok daha özgüven içinde olduğunu ifade etmiş.

Amerika’dan biraz daha bahsedeceğiz de bilhassa Başbakan Ecevit’in gezisiyle ilgili değil. Çünkü, gazetelere bakarsanız gezi o kadar iyi geçmiş, o kadar iyi geçmiş, o kadar iyi geçmiş ki nazardan sakınıyor insan. Bush, “Türkiye muhteşem bir ülke,” demiş mesela. ABD’ye ayak basan her resmi yetkiliye telaffuz edilen ‘insan hakları’ meselesinin de üzerinde durulmamış. Çünkü ‘daimi siyasi direktif’ olmaktan çıkarılmış bu husus –yani, sürekli gündemde tutulmasından vazgeçilmiş. Öncelikler değişti zahir... Şimdi ‘ikinci aşama’ gibi meselelerin üzerinde daha çok duruluyor sanki.

Enron’a gelecek olursak müflis enerji devi artık murakıp olarak Andersen elemanlarından hizmet almayacakmış. Andersen’ın işine nihayet verilmiş yani. Enron’un denetlenmesiyle alakalı evrakın Andersen tarafından yok edildiği anlaşılınca kızılca kıyamet kopmuştu, hatırlayacaksınız. Enron yeni bir murakıp arıyormuş şimdi.

Bir müddet evvel tefrikamızı yazmaya başlarken yazdıklarımıza yansımasa da takip ettiğimiz bir konu vardı: Korsika adasının özerkliği. Fransa’nın bu kaynayan adasında, belli ölçüde yasama ve Korsika dilinde eğitim hakkı talep ediliyordu. Fransa’nın sosyalist başbakanı Lionel Jospin, iktidara geldikten sonra hazırladığı yasa tasarısında da bunları talep ediyordu, ama haberlere bakılırsa Fransız Yüksek Mahkemesi, bu talepleri anayasaya aykırı bulmuş. Korsika’ya yasama yetkisi vermenin ulusal birliğe aykırı olacağı kararına varan mahkeme, ilkokullarda Korsika dilinde eğitim yapılması önerisini ise kabul etmiş.

Açılışımızı silah sesleri arasında yaptıysak da tefrikamızın hitamına iyi haberlerden derlenmiş bir güldeste ilave etmenin bahtiyarlığı içindeyiz. Şöyle takdim edelim:

Amerikalı araştırmacılar, örümceklerin ağ yapmalarını sağlayan genleri bir ineğin süt bezleri ile bir ‘hamster’ın böbreklerine yerleştirmişler ve bu hücrelerin örümcek ağı üretmesini mümkün kılmışlar. Bundan sonraki aşama, genetik değişikliğe uğratılmış bir keçi sürüsünün sütünden örümcek ağı elde etmek olacakmış. Örümcek ağı, çelikten beş kat daha sağlam ve kauçuktan da çok daha elastik olduğu için bilhassa Amerikan askeriyesini 10 senedir fena halde cezbedermiş. Hatta, sırf bu sebeple, bu yeni elde edilecek ürünün adına ‘BiyoÇelik’ denecekmiş.

İsviçreli araştırmacılar ise ravent usaresinin saman nezlesine iyi geldiğini ileri sürmüşler. Raventin herhangi bir antihistaminik kadar etkili olması bir kenara, kimi ilaçların verdiği söylenen sedatif etkiyi de zaten çoktan verip duruyormuş.

Yeni bulgulara göre, Batı Antarktika Buz Örtüsü’nün incelmesi sona ermek üzereymiş. Söz konusu incelme, küresel ısınmanın en tehlikeli sonuçlarından biri olarak kabul ediliyordu. Antarktika’nın incelmesinin küresel olarak deniz seviyesini beş metreye kadar yükselteceği ve pek çok kıyı bölgesinin sular altında kalacağı tahmin ediliyordu. Science dergisinde yayınlanan yeni bulgulara bakılırsa son 10 bin yıldır incelen Batı Antarktika Buz Örtüsü’nün bu eğilimi şimdilerde tersine dönmek üzereymiş.

İnanalım mı, ne dersiniz?

Devamı yarın...

Ömer Madra – Şerif Erol