No.460 -Büyük Ortadoğu Petrolleri

-
Aa
+
a
a
a

Yeryüzünün en kârlı ticaret alanının petrol olduğu konusunda kimsenin şüphesi olmasa gerek. ABD'nin en büyük petrol şirketi ExxonMobil, geçen yıl sonunda 4. çeyrek (yani son üç ayın) net kârını 8.42 milyar ABD doları olarak açıkladı. Bu dudak uçuklatıcı rakam, dünyada şimdiye kadar açıklanmış en yüksek üç aylık kâr miktarı olarak tarihe geçti. Chicago'daki Zacks araştırma şirketinin yöneticisi Nick Raich, ExxonMobil'in "dünyanın en çok kâr eden şirketi" olduğunu açıkladı. (Michael T. Klare, The Energy Crunch to Come Tomdispatch.org)

İkinci dev ChevronTexaco (ABD Dışişleri Bakanı Rice'ın eski şirketi), Royal Dutch/Shell, British Petroleum'un (BP) ve Teksas şirketi ConocoPhilips'in sadece geçen yıla ilişkin olarak açıkladıkladıkları toplam yıllık net kâr miktarı yaklaşık 75 milyar doları buluyor. Bu, tarihte benzeri pek görülmemiş bir rekor. (BBC, 8 Şubat 2005). Sadece 5 şirketin sadece bir yıllık kârının Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının bunca yıl biriktirmiş olduğu toplam dış borç tutarına eşit olması da ayrıca kayda değer bir kıyaslama imkânı veriyor bize.

Normal olarak bu şirketlerin kârlarını yeni petrol alanları arayıp bulmaya yöneltmeleri beklenirken, durumun hiç de öyle olmadığı görülüyor: Tam da ABD'de ve dünyada petrol iştihası doruğa varmış ve durmadan artarken, bu büyük şirketlerden son aylarda birbiri ardından gelen açıklamalar yeni alanlar bulmakta başarısız olduklarını ortaya koyuyor. Dahası, bu şirketler akıl almaz büyüklükteki kârlarını da petrol aramaya değil, başka iki alana aktarmaktalar: Birincisi, daha da büyümek üzere şirket evliliklerine. İkincisi, yine daha da büyümek üzere kendi hisse senetlerini satın almaya...

 

Son 20 yıl içinde en büyük petrol şirketlerinin, yeni bulduklarının iki katı petrol üretip tükettikleri ortaya çıktı. Petrolün ve silahların dünya üzerindeki rolü üzerine etraflı bir kitabı bulunan Michael T. Clare, bu trendin devam etmesi halinde – ki, kendisi devam etmemesi için hiçbir neden görmüyor – dünyanın pek de uzak olmayan bir gelecekte ağır ve uzun süreli bir enerji krizine bodoslama gireceğini belirtiyor: "Çok büyük yeni keşifler olmazsa, fiyatlar daha da yükselecek, arz azalacak ve dünya ekonomisi resesyona veya ondan da kötü bir krize girecek." (Klare, agy.)

 

Petrol fiyatları, 60 dolar/varil miktarına doğru ve belki de onu bile aşacak şekilde durmadan yükselirken, dünya petrol kaynaklarının tepe noktasına 2005 sonunda ya da 2006 başında ulaşıp ondan sonra tepetaklak hızla aşağı düşeceği bazı Amerikalı jeologlar ve uzmanlar (örneğin, Kenneth Deffeyes, Hubbert's Peak, Princeton, 2003; Mathew Simmons, El Cezire, 20 Şubat 2005) tarafından ileri sürülürken, ABD yönetiminin dünya petrollerinin üçte ikisini barındıran Ortadoğu bölgesini terkedeceğine, krizin önüne geçmenin tek yolu olan enerji tasarrufu ve alternatif enerji kullanma yoluna gideceğine, Pentagon'un yeni açıklanan -önceden her yeri atom silahlarıyla vurma şeklindeki- ulusal savunma stratejisinin, ABD'yi terorist düşmanlarından korumak üzere şekillendirdiğine inanıyor olabilir miyiz sahiden?

 

Doğrusunu isterseniz, Irak'ta en çok kâr eden ve vurgun vuran (bkz.: "Irak'ın kaybolan milyonları", BBC-Türkçe) petrol hizmet şirketi Halliburton'ın eski başkanı ve ABD'nin Başkan yardımcısı Dick Cheney bile inanmıyor buna: Daha Bush iktidara gelmeden, 11 Eylül olmadan, Irak'ın adı bile geçmezken, geçen yüzyılın sonunda 1999'da Petrol Enstitüsü'ndeki konuşmasında şöyle koymuştu meseleyi: "Petrol, doğadaki stratejik durumu dolayısıyla benzersiz bir konuma sahiptir. Burada sabun tozundan ya da spor giyim eşyasından bahsetmiyoruz. Enerji dünya ekonomisi için gerçekten en temel şeydir. 1991 Körfez Savaşı bu gerçekliğin yansımasıydı... Dünya ekonomisinin en temel, olmazsa olmaz yapı taşıdır petrol. Başka hiçbir metaya benzemez."

 

Cheney çok haklıydı: Gerçekten başka şeye benzemiyor meret.

 

Devamı haftaya...